Orta Çağ'da Doğu Dünyası


Ayantaş T.

Kısa Orta Çağ Tarihi, -, Editör, Pegem A Yayıncılık, Ankara, ss.158-197, 2023

  • Yayın Türü: Kitapta Bölüm / Diğer
  • Basım Tarihi: 2023
  • Yayınevi: Pegem A Yayıncılık
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Sayfa Sayıları: ss.158-197
  • Editörler: -, Editör
  • Ankara Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Orta Çağ tarihçiler tarafından V. yüzyılın son çeyreğinde başlayıp XV. yüzyı- lin ortalarında sona eren bir dönem olarak gösterilir. Sınırları daha net çizilmek istenirse Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküşü olan 476 yılı Orta Çağ'ın başlan- gıcıdır. Doğu Roma İmparatorluğu olan Bizans'ın çöküşü yani İstanbul'un Fethi (1453) ise Orta Çağ'ın bitişini temsil etmektedir. İlk Çağ'ı bitiren ve Orta Çağ'ı başlatan koşullar son derece karmaşık ve çok yönlüdür. Daha net bir ifadeyle Orta Çağı başlatan koşullar IV. ve V. yüzyılda ortaya çıkmıştır ancak esas etkisi V. yüz- yılda görülmeye başlanmıştır. V. yüzyılda güçleri farklı faktörler nedeniyle zayıfla- yan iki büyük imparatorluk ön plana çıkmaktadır. Bunlar Roma ve Çin Imparator- luklarıdır. Bu dönemde Asya kıtasında ya da bu çalışmaya konu olan adıyla doğu dünyasında öyle büyük olaylar yaşanmıştır ki bu imparatorluklar iç karışıklıklar, çözülme ve ardından yok olma noktasına gelmişlerdir. Bu olayların başında söz konusu imparatorluklar gibi yerleşik bir siyasal ve sosyal düzene sahip olmayan ancak savaşçı özellikleri ve konar-göçer yapıları nedeniyle bu imparatorlukların topraklarına akın akın gelen toplulukların yarattığı kargaşa vardır. Roma İmpa- ratorluğu bu durumdan Çin Imparatorluğuna göre çok daha fazla etkilenmiştir. Bu dönemde Çin İmparatorluğu son derece zor zamanlar geçirmiştir. IV. yüzyılda yaşadıkları kuraklık, salgın hastalıklar ve çekirge istilaları gibi olaylar nedeniyle güçsüzleşmişlerdir. V. yüzyılda ise ülkenin farklı yerlerinde gerçekleşen barbar ka- vimlerin istilaları ve iç savaşlarla sarsılmışlardır. Hindistan'da feodal yapılar en or- ganize bir biçimde ortaya çıkmış ve kast sistemi yerleşmeye başlamıştır. Batı Roma Imparatorluğu yıkıldıktan sonra Roma mirasının temsilcisi Bizans Imparatorluğu olmuş ancak bu mirasa 1000 yıl boyunca kayda değer bir ilerleme katamamıştır. Orta Çağ, Araplar ve Türkler için de kritik öneme sahip bir dönemdir. Islamiyet bu dönemde doğmuş ve yayılmaya başlamıştır. İslamiyet hızla yayılmıştır ve Avrupa, Asya ve Afrikada hakimiyet kuran devletler kurulmuştur. Türklerin Islamiyet'i ka- bul etmesi ve Islam'ı koruyan güce dönüşmesiyle birlikte ise Avrasya'nın tarihi hiç olmadığı kadar keskin bir biçimde değişmiştir. İslam Devletlerinin önlenemeyen yükselişi Haçlı Seferlerini tetiklemiştir. Orta Asya'daki bunalımlar ise Moğol İstilasına yol açmıştır. Görüldüğü üzere Orta Çağ'da doğu dünyası birbirinden farklı karmaşık ve büyük olaylara sahne olmuştur.

Asya kıtası, dünya tarihi için pek çok önemli imparatorluğa ev sahipliği yap mıştır. İmparatorluklar tarihe yön veren ana olgulardan biridir. Kozmopolit ya pıları, devlet örgütlenmeleri, ordu ve yönetim anlayışlarıyla kendilerinden sonra kurulan devletlere örnek olmuşlardır. Medeniyetin temelleri, ilk şehir yapılan maları yine Asya kıtasında ortaya çıkmış ve özellikle de Mezopotamyada oluşmuş tur. İnsanlık tarihinde ortaya çıkan ilk yasalardan Babil Kralı Hammurabi'nin yasaları da bu topraklar üzerinde hüküm sürmüştür. Asya kıtası üzerinde konum landırılan ve hakimiyetlerini sürdüren imparatorluklar arasında Perslerin önemi yadsınamayacak kadar çoktur. Birçok halkı bünyesinde bulunduran Pers Impar torluğu, eğitimli bürokrasi kadrosuyla farklı dillere, dinlere ve milletlere mensup bu halkları titizlikle yönetmişlerdir. Pers Imparatorluğu'nda ticaretin büyümes kendilerinden sonra gelecek devletlerin ticaretleri için de önemli bir yer teşkil et mektedir. Perslerin ihtişama verdikleri önem, Kral Darius'un Susa'ya, dünyanın çeşitli yerlerinden ticari faaliyetler sayesinde gelen turkuaz, fildişi, altın, sedir gibi ürünlerle kendisine saray yaptırmasından da anlaşılmaktadır. Pers diyarına çeşitli malların yarısına göçebe kavimlerden de insanlar akın etmekteydi. Ana Türkistan olarak adlandırılan Orta Asyada yolları kesişen milletlerin kendi aralarında savaş- tıkları kadar ticari faaliyetlere girdikleri de kaynaklarda belirtilmektedir. Orta Çağ'da dünya, imparatorlukların değişim ve dönüşüm sürecine, yıkıma ve yeni başlangıçlara sahne olmuştur. Kudretli imparatorluklar siyasi, askeri, dinsel/dü- şünsel nedenlerle sarsılırken, etki alanlarını yeni imparatorluklara devretmek zorunda kalmıştır. İlginç ve kayda değer bir diğer nokta ise doğu dünyası Orta Çağ'da İslam'ın yükselişi ve Türklerin İslamlaşmasıyla bambaşka bir görünüm sergi- lemeye başlamıştır. Öyle ki altın çağında İslam dünyası Hristiyan âleminin üç katı büyüklüğe ulaşmıştır. Doğu dünyası bu çağda ihtişamlı şehirler, canlı entelektüel atmosfer, yüksekokullar ve medeni müesseselerle donatılmıştır. Avrupa'nın pek çok araştırmacıya göre "karanlık" bir dönem yaşadığı söz konusu yıllarda, Doğu dünyası altın çağını ve büyük aydınlanmayı yaşamıştır. Doğu dünyası bu çağda binlerce edebiyatçı, bilim insanı, filozof ve âlim yetiştirmiştir. Bu bağlamdaki geliş- meler Doğu dünyasını baştan başa değiştirmiş ve etkileri Batı'ya değin uzanmıştır. Eser bu açıdan da farklı bakış açılarını ortaya koyarak genel bir çerçeve çizmektedir.