ANKARA ROMATOLOJİ TOPLANTISI, Sakarya, Türkiye, 6 - 08 Eylül 2024, ss.43
Giriş: Temporal arterit, baş ağrısı, görme bozukluğu, çene kladikasyosu, ekstremite kladikasyosu ile ateş, kilo kaybı, gece terlemesi gibi konstitusyonel semptomların da eşlik ettiği genellikle 50 yaşından sonra başlayan büyük damar vaskulitidir. Literatüre bakıldığında 50 yaşın altında çok nadir başlayan temporal arterit olguları olduğu görülmekle beraber bu olgular klasik temporal arteritten klinik anlamda farklılık göstermemektedir.1 Temporal arteritte anterior iskemik optik nöropati, nadiren posterior iskemik optik nöropati veya oksipital korteks iskemisine bağlı geçici ve/veya kalıcı görme kaybı gibi klasik göz bulguları yanında nadiren üveit de eşlik ettiği görülmüştür. Literatüre bakıldığında ise juvenil temporal arterit ile üveit birlikteliği bildirilmemiştir. Biz bu olguda üveit ile juvenil temporal arterit birlikteliğini sunmaktayız. Vaka Özeti: Bilinen ek hastalığı olmayan 41 yaşında erkek hasta 3 ay önce olan anterior üveit öyküsü ile değerlendirilmiş ve romatizmal hastalık saptanmamıştır. Bu şikayetten 3 ay sonra sağ temporal bölgede hassasiyet, şişlik ve baş ağrısı şikayetleri ile polikliniğe başvurdu. Fizik muayenede sağ temporal arter trasesine uyan bölgede hassasiyet ve şişlik dışında ek patolojik bulgu saptanmadı. Hastanın yapılan tetkiklerde kreatinin: 0.83 mg/dl, ALT: 32 U/L, AST: 23 U/L, CRP: 0.8 mg/L, sedimentasyon (ESH): 4 mm/saat, albümin: 4.8 g/dL, protein: 7.5 g/dL olup, C3, C4, İmmunglobuinler, HBsAg, Anti-HCV, HIV, RF, ANA, ENA paneli ile ANCA dahil labaratuar testleri negatif olup temporal arter ultrasonografisinde temporal arterit sol temporal arterde simetriğine oranla hızda, çapta, ve duvar kalınlığında artış ve fokal fusiform anevrizmatik genişleme bulguları sol temporal arterit lehine değerlendirildi. Temporal arter biyopsisinde damar duvar örneklerinde, geniş alanlar halinde mediada fibroplazi ile hasarlanma oluşturan ve yer yer adventisyaya doğru taşan mononükleer iltihap hücreleri ile yer yer bunların arasında eozinofiller, intimada kalınlaşma alanları, internal elastik laminada parçalanma izlenmiş olup bu değişikliklere damar duvarında kanama ve yer yer fibroblastik proliferasyon eşlik etmekte, ayrıca damar lümeninde kısmen obliterasyon saptanmıştı. Arkus aorta ve dallarını içerecek şekilde çekilen BT Anjiolarda anlamlı patolojik bulgu saptanmadı. Mevcut bulgularla juvenil temporal arterit tanısı konulan hastaya metilprednisolon 32 mg/gün, metotreksat 15 mg/ hafta, folat 5 mg/hafta başlanmış olup 2 hafta sonraki kontrolünde şikayetlerinde belirgin gerileme olduğu görülmüş olup, metilprednizolon dozu kademeli azaltılarak romatoloji polikliniğinde takibine devam edilmektedir. Tartışma: Temporal arterit’te göz tutulumu morbiditenin en önemli nedenlerinden biridir. Romatizmal hastalıklar seyrinde üveit; spondiloartropatiler, Behçet hastalığı, sarkoidoz ile nadiren juvenil idiopatik artrit, kawasaki hastalığı, relapsing polikondrit, sjögren sendromu, sistemik lupus eritematozus, granulomatöz polianjiitis, blau sendromunda görülebilir.3 Fransa’da Gil ve arkadaşlarının yaptıkları literatür derlemesinde toplamda 7 dev hücreli arteritli olguda üveit görüldüğü bu olguların yaş aralığı 55 ile 80 arasında idi.4 2006 yılında Pipinos ve arkadaşlarının vaka raporu olarak yayınladığı bir olgu ise, 17 yaşında kadın hasta olup temporal arterit ile üveit birlikteliği görülmüş, yine bu olguda ANA yüksek titrede pozitifliği ile artrit eşlik ettiği saptanmıştır.5 50 yaş altında temporal arterit görülmesi beklenmemekte olup literatürde şimdiye kadar toplam olgu sayısı 100’ü geçmemiştir. Tempoaral arterit ile üveit birlikteliği çok nadir olarak saptanmış fakat juvenil temporal arterit ile üveit birlikteliği daha önceden bildirilmemiş olması nedeni ile önem arz etmektedir.