Coğrafyanın Çorabı ve Pabucu: Bir Coğrafya Sözleşmesi Olarak Renk Körlüğü


Creative Commons License

Öksüz M.

Birikim Dergisi, sa.378, ss.89-106, 2020 (Hakemli Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Basım Tarihi: 2020
  • Dergi Adı: Birikim Dergisi
  • Derginin Tarandığı İndeksler: Other Indexes
  • Sayfa Sayıları: ss.89-106
  • Ankara Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Coğrafya disiplini içerisinde zaman zaman ilginç ve bir o kadar da olağan durumlar yaşanır. Bunlardan ilki 1960 öncesi bir coğrafya öğrencisinin Kürt olması üzerinden (muhtemelen politik) çantasında silah taşıdığı ihbarı yapılmış olduğudur. Bunun üzerine şikayeti yapan hoca mahkemede çantasına bakmadan da çantanın içinde silah olduğunu biliriz çünkü biz bilim adamıyız demiştir. İkincisi 2000 yılının ilk onlu yıllarında bir coğrafya sempozyum etkinliğinde bir sosyoloğun Kürtler üzerine yaptığı sunum sırasında bunlan burada konuştunnayız denilerek araştırmacı kürsüden indirilmiş ve bildirisi tam bildiri metinlerinde yer almamıştır. Üçüncüsü 2019 yılında bir öğrenci tez çalışmasında şehrin nüfusunun dağılışından bahsederken %90'ının Kürt olduğunu yazması sonucunda danışman hoca bu ifade burada olduğu sürece bu tezin geçmeyeceği tehdidini savurmuştur. Örnekler çoğaltılabileceği gibi bunlar gösteriyor ki zamansal olarak coğrafya disiplininin renklere yönelik bakışı değişmemiştir. Yukarıdaki örneklere belli atıflar yapılabilir fakat aktörler ve yapı o kadar kuvvetlidir ki buna pek imkan yok. Birinci örnekte davanın doğrudan tarafı veya hakim olmadıktan sonra tutanaklara ulaşmak mümkün değildir. lkinci örnekte söz konusu sempozyum ve kişilerin ismi ifade edilirse bu durumda vurgulanmak istenen bağlamdan uzaklaşılarak karmaşık bir karşı argümanla karşılaşılabilir. Üçüncü örnekte tez ismi ve şehri ifade .edilirse bu durumda da tezi yazan. öğrencinin nasıl korunacağının araçları elimizden alınmış olur. Bu zamansal olarak değişmeyen bakışa karşılık olarak anakronizm savunması yapılabilir fakat durum öyle değildir. Çünkü disiplin bir su değirmeni gibi belli yapısal, ideolojik kaynaktan beslenerek kendi çevresi etrafında dönmektedir. Dönerken de herhangi bir yol kat edemez, hareket ettiğini sanır fakat onun dönmesi için ona yüklenen ideoloji kaynağı değişmemiştir. Böylece değirmen taşında sürekli olarak ötekiyi öğütür.