Amaç: Yakın tarihimizde siyasi bir figür olarak akıllara kazınan Türkan Akyol, alanında önemli bilim insanlarından biridir. Ancak bilim insanı kimliği, toplum nezdinde siyasi kimliğinin gerisinde kalmıştır. Bu çalışmada onun bilimsel yönüne ışık tutularak alanına yaptığı katkıların ortaya konulması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Akyol’un eserlerine ulaşmak için ulusal ve uluslararası dijital veri tabanları taranmıştır. Ancak çalışmalarının çoğunluğu 1980’li yılların öncesinde yayımlandığı için dijital veri tabanlarından yeterince istifade edilememiş, ilgili dergiler fiziksel olarak taranarak erişilebilen çalışmalar içerikte gösterilmiştir. Bulgular: 1980 yılında yazdığı hal tercümesine göre o zamana kadar yaklaşık 80 bilimsel yayın yapmıştır. Yaptığımız araştırmalarda ilgili çalışmaların yaklaşık yarısına ulaşılmıştır. Akyol’un çalışmaları ağırlıklı olarak akciğer hastalıkları, solunum problemleri ve bronşit gibi alanlarda yazılan makale, bildiri ve kitap bölümlerinden oluşmaktadır. Çok yazarlı çalışmalarında Dr. Nusret Karasu ve Dr. Doğanay Alper ile yaptığı çalışmalar nicelik yönünden ön plana çıkmaktadır. Tüberküloz ve Toraks Dergisi ise en çok yayın yaptığı dergi olma özelliğini taşımaktadır. Sonuç: Akyol’un, akciğer hastalıkları ve tüberküloz alanında verdiği eserlerle bu konularda uzmanlaştığı görülmektedir. Onun bilimsel yönüne ışık tutulurken kendisinin bir kadın olarak ilgili dönemde erkek egemen alanlarda da varlık göstermesi kadın-erkek eşitliğinin gündemde tutulmasını sağlamıştır. İlk kadın rektör ve ilk kadın bakan unvanlarını taşırken bilim insanı profilinden uzaklaşmadan bu alanlarda çalışmalarını sürdürmüştür.
Objectives: Türkan Akyol, who is remembered as a political figure in our recent history, is one of the most important scientists in her field. However, her identity as a scientist has lagged behind her political identity in the eyes of society. In this study, it is aimed to shed light on her scientific aspect and to reveal her contributions to her field. Materials and Methods: National and international digital databases were searched to access Akyol’s works. However, since most of the studies were published before the 1980s, digital databases could not be utilized sufficiently, and the studies that could be accessed by physically scanning the relevant journals were shown in the content. Results: According to his 1980 biography, she had published about 80 scientific papers by then. In our research, approximately half of the relevant studies have been reached. Akyol’s work mainly consists of articles, papers and book chapters written in areas such as lung diseases, respiratory problems and bronchitis. In her multi-authored studies, her work with Dr. Nusret Karasu and Dr. Doğanay Alper stands out in terms of quantity. The Journal of “Tuberculosis and Thorax” is the journal with the highest number of publications. Conclusion: It is seen that Akyol specialized in pulmonary diseases and tuberculosis with her works on these subjects. While shedding light on her scientific side, her presence as a woman in male-dominated fields in the relevant period also helped to keep the equality of women and men on the agenda. While she was the first female rector and the first female minister, she continued to work in these fields without moving away from her scientist profile.