YENİ NESİL KIRSAL KALKINMA İÇİN TARIMSAL ÖRGÜTLERİN MEVCUT DURUMU VE GELECEK İÇİN KAPASİTE GELİŞTİRME PROJE RAPORU


Creative Commons License

Gülçubuk B., Kan M.

KUZKA, Kastamonu, 2025

  • Yayın Türü: Kitap / Araştırma Kitabı
  • Basım Tarihi: 2025
  • Yayınevi: KUZKA
  • Basıldığı Şehir: Kastamonu
  • Ankara Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Tarımsal örgütler, özellikle kooperatifler ve birlikler, kırsal kalkınmanın en önemli araçlarından biridir. Bu yapılar, ortaklarının kolektif gücünü temel alarak üretimden pazarlamaya kadar birçok alanda iş birliği ve dayanışmayı esas alır. Tarımsal örgütlerin bölgesel kalkınmaya daha etkili katkı sağlayabilmesi için, mevcut durumun yerel verilere dayanarak analiz edilmesi ve bu analizler doğrultusunda uygulanabilir, katılımcı çözüm önerilerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Hazırlanan bu rapor çalışması, TR82 Bölgesinde faaliyet gösteren tarımsal örgütlerin (kooperatifler ve birlikler) mevcut yapısını ortaya koymayı; planlama, ürün geliştirme, pazarlama, kurumsallaşma, finansal yapı, bilişim altyapısı konularında karşılaşılan eksiklikleri saptamayı ve bunların giderilebilmesine yönelik çözüm önerileri sunmayı hedeflemektedir. Çalışmayla, Bölgede faaliyet gösteren tarımsal örgütlerin mevcut yapıları, faaliyet alanları, kurumsal kapasite düzeyleri, sosyo-demografik yapıları, yönetsel süreçleri ve ekonomik performansları kapsamlı biçimde analiz edilmektedir. TR82 bölgesindeki Çankırı, Kastamonu ve Sinop illerinde faaliyet gösteren tarımsal kooperatif ve birlikler ile kadın girişimciliği kooperatiflerinin yeni nesil kırsal kalkınma anlayışı içerisinde geliştirilmesi gereken yönlerine yönelik stratejik bir yol haritasının oluşturulması amacı ile hazırlanan çalışmada, 28 Kasım 2023 tarih ve 32383 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Tarımsal Amaçlı Örgütlerin Derecelendirilmesine Yönelik Yönetmeliğin 7inci maddesinde belirtilen 24 kritere göre saha çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Bu çerçevede oluşturulan nicel ve nitel veri setleriyle anket ve derinlemesine görüşme mülakat teknikleri kullanılmıştır. Çalışmanın bulguları, kırsal örgütlenmenin zaman ve mekâna bağlı olarak evirildiğini ve toplumsal yapı, tarımsal ihtiyaçlar ve politika eğilimleri doğrultusunda çeşitlendiğini göstermektedir. Özellikle kadın kooperatifleri sayısındaki önemli artış ve bu kooperatiflerin pazara girişleri, Bölgenin kırsal kalkınma süreçlerinde toplumsal kapsayıcılık ve üretim çeşitliliği hedeflerinin güç kazandığına işaret etmektedir. Bu bağlamda, politika yapıcıların-karar vericilerin özellikle kadınların iş gücüne ve ekonomiye katılım ve katkı oranlarının yükseltilmesi için tarım ve tarım dışı örgütlenme biçimlerinin tarihsel dinamiklerini ve yerel bağlamı dikkate alan stratejiler geliştirilmesi büyük önem arz etmektedir. Takip eden paragraflarda, tarımsal örgütlenme hakkında yapılan bu çalışmayla elde edilen bulgulara yer verilmektedir. Elde edilen bulgular, bölgedeki tarımsal örgütlenmenin hem yapısal hem işlevsel olarak ciddi bir dönüşüme ihtiyaç duyduğunu ortaya koymaktadır. Saha çalışmalarından elde edilen bulgular, Bölgedeki tarımsal örgütlerin yaklaşık %43’ünün süt toplama ve pazarlama faaliyetleriyle uğraştığını göstermektedir. Süt sektörü, yalnızca tarımsal kalkınma kooperatiflerinin değil, sulama kooperatifleri ve damızlık sığır yetiştiricileri birliklerinin de temel faaliyetleri arasında yer almaktadır. Süt sektörünü, yaklaşık %42 oranla ormancılık faaliyetleri takip etmektedir. Bölgenin zengin orman varlığı ve ormancılığa dayalı ekonomik faaliyet yoğunluğu bu durumu teyit etmektedir. Diğer kayda değer kooperatifçilik faaliyetleri ise su dağıtımı, gıda üretimi ve yöresel ürünlerin pazarlanması olarak karşımıza çıkmaktadır.

Örgütlerin demografik yapılarına bakıldığında belirgin cinsiyet eşitsizliği (%93 erkek, %7 kadın) dikkat çekmektedir. Bölgede, kadın temsiliyetinin en yüksek olduğu örgüt, kadın girişimciliği kooperatifleridir. Bu durum, kırsaldaki örgütlenmenin toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaktan uzak olduğunu ortaya koymakta; örgüt içi cinsiyet eşitliği politikalarının geliştirilmesi gerekliliğine işaret etmektedir. Bölgedeki örgütlerin personel yapısında da cinsiyete dayalı belirgin farklılıklar mevcuttur. Özellikle bölgede Damızlık sığır yetiştiricileri ve süt üreticileri birliklerinde hem kadın ve hem de erkek, kadın kooperatiflerinde ise kadın istihdamının varlığı buna örnek gösterilebilir. Yani, kooperatiflerin hepsinde olmasa bile bazılarında kadın ortak sayısı giderek artmakta ve bu da kadın-erkek fırsat eşitliğine yavaş da olsa önemli katkılar sağlamaktadır. Örgütlerin yaş dağılımı incelendiğinde, örgüt üyelerinin büyük bölümünün 51-65 yaş grubunda yer aldığı (%60.15 erkeklerde; %55.50 kadınlarda) ve genç üye oranlarının (%17.86 erkeklerde; %16.88 kadınlarda) oldukça düşük olduğu görülmektedir. İllere göre tarımsal örgütlerin yaş ortalamaları Kastamonu’da 52.75; Sinop’ta 52.15 ve Çankırı’da 51.80 olarak benzer seviyelerdedir. Bu durum, Bölge kırsalında genç nüfusun örgütlenme süreçlerine katılımında ciddi sorunlar olduğunu göstermektedir.

Örgüt üyelerinin eğitim düzeyine bakıldığında, üyelerin %73.46’sının ilköğretim düzeyinde olduğu görülmektedir. Kadın girişimciliği kooperatiflerinde ise daha eğitimli üye profili göze çarpmaktadır. Kadın girişimciliği kooperatiflerinde ise lise ve üniversite mezunu oranı, sırasıyla %49.67 ve %21.85 gibi daha yüksek bir oranla karşımıza çıkmaktadır. Bu durum, kadın örgütlenmesinde eğitim düzeyinin belirleyici bir faktör olduğunu düşündürmektedir. Örgüt yönetimlerinde ise başkanların yaş ortalaması 52.46’dır. Başkanların %89.32’si erkek olup, kadın başkanlar yalnızca kadın girişimciliği kooperatiflerinde görev almaktadır. Başkanların örgütlenme tecrübesi ortalama 4.33 yıl olarak hesaplanmıştır. Başkanların %68.93’ü faaliyet alanlarında kendini “çok yeterli” olarak tanımlamaktadır. Yönetim kurulu üyelerinin ise yalnızca %33.98’i kendini örgütlenme konusunda “yeterli” ve “çok yeterli” olarak nitelendirmekte, bu da yönetsel kapasitenin geliştirilmesine ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Tarımsal örgütlerin Pazarlama, dijitalleşme ve yenilikçilik alanlarında performansı düşüktür. Sözleşmeli üretim yapan örgüt oranı yalnızca %3.88 olup, örgütlerin çoğu pazarda güçlü aktörler olarak kendini görmemektedir. Saha çalışmalarında, örgütlerin ortak/üyelerine sundukları en temel hizmet, ürün alım ve pazarlama faaliyeti olarak ortaya çıksa da, bu durum örgütlerin bölgede aracılık işlevi üstlendiğine işaret etmektedir. Ancak Türkiye’de tarımsal üretimin yapısal sorunlarından biri olan yüksek girdi maliyetleri karşısında örgütlerin yeterince etkin olamadığı görülmektedir. Nitekim araştırma alanındaki örgütlerin yalnızca %35.92’si ortak/üyelerine girdi temininde destek sunabilmektedir. Yenilikçi faaliyetler açısından ise tablo daha sorunludur. Kadın girişimciliği kooperatifleri ve arı yetiştiricileri birliği hariç, bölgede yeni ürün geliştirmeye yönelik faaliyet yürüten örgüt bulunmamaktadır. Bu durum, tarımsal örgütlerin yenilikçilik kapasitesinin oldukça düşük olduğuna işaret etmektedir. Ortak makine parkı kurma gibi ölçek ekonomilerinden yararlanmayı amaçlayan faaliyetlerde de örgütlerin düşük performans sergilediği görülmektedir. Sadece %22.33’lük bir kesim bu alanda ortaklarına katkı sunabilmektedir. Örgütler tarafından gerçekleştirilen sosyal ve kültürel etkinliklere bakıldığında da bu faaliyetler bölgede yalnızca %20.39’luk bir oranla oldukça sınırlı düzeyde kalmaktadır. Örgütlerin %25.24’ü ise üyelerinin teknik bilgi ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik faaliyet yürütmektedir. Tarımsal örgütlerin mal varlığı düzeyleri düşük olup, örgütlerin yalnızca dörtte biri binaya sahiptir. Arsa, tarla, bahçe gibi taşınmaz varlık sahipliği ise %10’un altındadır. Bu durum, örgütlerin operasyonel bağımsızlığı ve sürdürülebilirliği açısından ciddi bir kısıt oluşturmaktadır. Öte yandan, örgütlerde sorumlu müdür varlığı, kurumsallaşma düzeyinin önemli bir göstergesi olarak ortaya çıkmaktadır. Sorumlu müdür bulunduran örgütler arasında Süt Üreticileri Birliği ve bölgesel üst birlikler öne çıkmaktadır. Örgütlerin yönetim işlevlerinde, mali işlerin yönetimi görece profesyonelleşmişken, eğitim ve yayım faaliyetlerinde ciddi zafiyetler göze çarpmaktadır. Örgütlerin yarısından fazlası (%50.49) sistematik planlama yapmamaktadır. Sulama ve tarımsal kalkınma kooperatifleri, planlama zafiyetinin en yoğun yaşandığı örgüt türleridir. Benzer şekilde, örgütlerde risk yönetimi uygulamaları da yalnızca %13

düzeyinde kalmaktadır. Bu zafiyetler ve planlama ile risk yönetimi eksiklikleri, bölgesel kalkınma politikalarının örgüt kapasitesini güçlendirmeye odaklanması gereğini açıkça ortaya koymaktadır. Saha çalışmalarından elde edilen bulgulara göre, örgütlerin kurumsal iletişim kapasiteleri zayıf olup, üniversite ve Ar-Ge kuruluşlarıyla ilişkiler neredeyse yok düzeyindedir. Ar-Ge birimi bulunan örgüt oranı yalnızca %3 olarak karşımıza çıkarken, danışmanlık hizmeti alma oranı %11.65 ile sınırlıdır. Eğitim programlarına katılım %13.59’da kalmakla birlikte, arı yetiştiricileri ve süt üreticileri birlikleri gibi bazı örgütlerde daha yüksek düzeyler gözlenmektedir. Tarımsal desteklerden yararlanma durumu örgüt türüne göre farklılık göstermektedir. Hayvancılık temelli birlikler desteklerden daha fazla yararlanmaktadır. Bölgede teknolojik adaptasyon da düşüktür; örgütlerin yalnızca %11.65’i teknolojiyi yüksek düzeyde takip etmektedir. Dijital iletişim araçları sahipliğinde de örgüt türleri arasında anlamlı farklılıklar saptanmıştır. Genel olarak, Bölge örgütleri arasında dijital araçların kullanımı yeterince yaygın değilken, Kadın girişimciliği kooperatifleri dijital araçları en etkin kullanan gruptur. Üst birliklerden alınan hizmetlerde iller arası farklılıklar dikkat çekerken, örgütlerin çoğunluğu (%82.52) yalnızca kendi üyelerine hizmet sunmaktadır. Örgütlerin ortak/üyelerin dışında diğer kişilere hizmet sunmaması bu örgütlerin dışa açılma eğiliminin düşük olduğunu göstermektedir. Örgütlerin ürün sahipliği ve marka tescil oranları da oldukça sınırlıdır; bu alanda olumlu yönde en dikkat çekici örgütler kadın kooperatifleri ve arı yetiştiricileri birlikleridir. Tarımsal kalkınma kooperatiflerinde ise marka ve/veya coğrafi işaret tescilli ürün sahipliği yok denecek düzeydedir. Örgütlerin sosyal işlevleri zayıf olup, kredi sağlama, eğitici faaliyet yürütme gibi işlevlerde ciddi eksiklikler vardır. Üç yıllık planlarda makine parkı kurulması, katma değerli üretim, güneş enerjisi sistemleri, sulama altyapılarının modernizasyonu gibi hedefler öne çıkmaktadır. Bu hedefler, maliyetleri düşürme ve çevresel sürdürülebilirlik bağlamında önem arz etmektedir. Tarımsal örgütlerin derecelendirme analizinde örgütlerin %83.5’inin en düşük (3. derece) kategoride yer aldığı, yalnızca %2.91’inin yüksek performans göstererek 1. dereceye ulaşabildiği belirlenmiştir. Özellikle klasik kooperatif modelleri, mevcut derecelendirme kriterleri açısından düşük performans sergilemektedir. Bu durum, örgütlerin hem kapasite artırıcı faaliyetlere hem de kapsamlı rehberlik ve eğitim desteklerine duyduğu gereksinimi açıkça ortaya koymaktadır.