Uzamış COVID Klinik Özellikleri


Creative Commons License

Öz M., Doğan Mülazimoğlu D., Kaya A.

9. İç Hastalıkları Günleri, Ankara, Türkiye, 29 Şubat - 02 Mart 2024, ss.22-23

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.22-23
  • Ankara Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Giriş: SARS-CoV-2 enfeksiyonu tüm dünyada morbidite ve mortalitesinin yanı sıra akut hastalık sonrası devam eden uzun süreli semptomların varlığı ile önemini korumaktadır. Heterojen bir semptom grubunu içeren enfeksiyon sonrası dönem 'Uzamış COVİD' olarak adlandırılmaktadır. 

Amaç: Bu çalışmada, COVİD-19'dan sonra devam eden semptomların ve 'Uzamış COVİD' ile ilişkili risk faktörlerinin tanımlanması amaçlanmıştır. 

Yöntem: Çalışmaya Şubat 2021- Temmuz 2021 tarihleri arasında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları COVİD-19 takip polikliniğine başvuran ve COVİD-19 tanısı sonrası semptomları en az 3 ay devam eden hastalar prospektif olarak dahil edildi. Bir veya daha fazla semptomun ≥3 ay sürmesi 'Uzamış COVİD' olarak tanımlandı. Hastalar COVİD-19 tanısından 6 ay sonra uzamış COVİD semptomları açısından yeniden değerlendirildi. 

Bulgular: Polikliniğe başvuran 146 hasta incelendi. 32 hasta tanıdan sonra 3. ayda asemptomatik olduğu için çalışmadan çıkarıldı. Semptomları en az 3 ay devam eden 114 hasta uzamış COVİD kabul edilerek çalışmaya dahil edildi. Hastaların ortalama yaşı 57,7913,59, kadın/erkek oranı 55/59 olup, hastaların 77 (%67,5)’si 65 yaşından küçüktür. Tanı sonrası 3. ayda en sık görülen semptom nefes darlığı (%71,1) iken 6. ayda çabuk yorulma (%54,4) en sık semptom olarak saptandı. Hastaların %91,2’sinde 6. ayda halen en az bir semptom varlığı devam etmekteydi (Tablo 1). Tanıdan sonraki 3. ayda nefes darlığı semptomu kadınlarda erkeklere göre anlamlı olarak daha fazla saptanırken (p=0,014), 6. ayda cinsiyet açısından anlamlı farklılık saptanmadı. Yaşı 65 olan hastalarda 6. ayda nefes darlığının daha fazla görülmesi istatistiksel olarak daha anlamlı saptandı (p=0,001). Hipertansiyon ve koroner arter hastalığı varlığı yaşı 65 olan grupta yaşı <65 olan gruba göre anlamlı olarak daha yüksek oranda görülmekteydi (p=0,015, p=0,013). Sigara içme durumu, hastanede ve yoğun bakım ünitesinde yatış bakımından anlamlı farklılıklar saptanmadı. 

Sonuç: Kadın cinsiyet uzamış COVİD gelişmesi açısından literatürü destekler şekilde çalışmamızda anlamlı bulunmuştur. Literatürde ek hastalıkların varlığı risk faktörleri arasında sayılsa da bizim çalışmamızda anlamlı bulunmamıştır. İleri yaş grubunda devam eden semptomların varlığında özellikle nefes darlığı açısından ek hastalıklar mutlaka değerlendirilmelidir. Çalışmamızda nefes darlığı devam eden hasta grubunda ek hastalıkların da nefes darlığına katkısının olabileceği düşünülmüştür. Uzamış COVİD 

gelişme riski yüksek olan hastaların tespit edilmesi, COVİD ve COVİD sonrası dönemdeki yönetimleri açısından önemlidir.