Şeritsel Toprak İşleme ve Toprak İşlemesiz Tarımın Çeşitli Açılardan Karşılaştırılması


Dursun İ.

Tarım, Orman ve Su Bilimlerinde, Kuram, Bağlam ve Uygulama , Prof. Dr. Ulaş ŞENYİĞİT, Editör, Duvar Yayınları, İzmir, ss.60-77, 2025

  • Yayın Türü: Kitapta Bölüm / Mesleki Kitap
  • Basım Tarihi: 2025
  • Yayınevi: Duvar Yayınları
  • Basıldığı Şehir: İzmir
  • Sayfa Sayıları: ss.60-77
  • Editörler: Prof. Dr. Ulaş ŞENYİĞİT, Editör
  • Ankara Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Gıda güvenliği, gıda üretiminden tüketimine kadar geçen sürede gıdaların fiziksel, kimyasal ve biyolojik tehlikelerden arındırılması anlamına gelmektedir. Günümüzde hızla artan dünya nüfusu ile birlikte gıda ihtiyacı da hızla yükselmekte ve bu durum gıda güvenliğinin önemini artırmaktadır (Foley vd., 2011; Knapp ve van der Heijden, 2018; Dou vd., 2024). Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’ nün (FAO) 2023 yılı raporuna göre, dünya genelinde açlıkla mücadele eden insan sayısı 733 milyona ulaşmış olup, bu değer dünya nüfusunun yaklaşık %10’ una karşılık gelmektedir (FAO vd., 2024). Bitkisel üretimde ise ürün verimini artırmak ve birim alandan daha fazla kazanç sağlamak amacıyla toprak yoğun şekilde işlenmekte ve sentetik kimyasallar ile fosil enerji kaynakları yaygın olarak kullanılmaktadır (Dubois vd., 1999; Garnett vd., 2013; Schiefer vd., 2015; Dou vd., 2024). Geleneksel toprak işleme (GTİ); toprak yapısının bozulmasına, toprak sıkışmasına, nem kaybına, erozyonun artmasına, topraktaki canlı yaşamın kesintiye uğramasına, sera gazı emisyonlarının artmasına ve su kaynaklarının kirlenmesine neden olur. Çevre, ekonomik ve sosyal açıdan uzun vadeli üretkenliği ve kaynakların korunmasını amaçlayan sürdürülebilir tarım, bu durumdan olumsuz yönde etkilenir. Gıda ihtiyaçları karşılanırken, gelecek nesillerin de kendi gıda ihtiyaçlarını karşılamaları gerektiği unutulmamalıdır. Gıda güvenliğine, en az ürün veriminin artırılması kadar dikkat edilmesi gerekmektedir (Liu vd., 2010a; Garnett vd., 2013; Dou vd., 2024). Bitkisel üretimin başlangıç aşaması, toprak işlemedir. Toprak işleme teknikleri; geleneksel (GTİ), azaltılmış (ATİ) ve koruyucu toprak işleme (KTİ) olmak üzere üç gruba ayrılır. Toprak işlemenin temel amaçları; tohum yatağının hazırlanması, yabancı otların kontrol edilmesi, toprak erozyonun önlenmesi, toprağın devrilmesi, karıştırılması, parçalanması, düzeltilmesi, toprak sıkışmasının giderilmesi, sulama ve yağışlardan toprağın daha iyi yararlanması ile drenaj sorununun giderilmesidir (Dursun, 2018). Toprak erozyonu ve nem kaybının önlenmesi amacıyla GTİ tekniğine alternatif olarak ATİ ve KTİ teknikleri geliştirilmiştir. KTİ tekniğinin başlıca tipleri; maçlı toprak işleme, şeritsel toprak işleme (ŞT), toprak işlemesiz tarım (TİT), doğrudan ekim (DE), sırta ekime yönelik toprak işleme ve rezervuar toprak işlemedir (Baker vd., 2002; Dursun, 2018). KTİ tekniğinde, toprak yüzeyinin ekimden sonra %30 ve daha fazla miktarda bitki yüzey artıklarıyla kaplanması amaçlanır (CTIC, 1990; Zheng vd., 2014; Dursun, 2018). Toprak yüzeyindeki koruyucu örtü, toprak erozyonunu ve nem kaybını önler (Dursun, İ. ve Dursun, E. 2018; Hayes, 2018). Buna karşın GTİ tekniği; toprak yapısının bozulmasına, erozyonun artmasına ve toprak üst yüzeyindeki organik madde miktarının azalmasına neden olur. KTİ tekniğinde; toprak kaybının azaltılması, toprak kalitesinin artırılması ve ürün veriminin korunması ve/veya artırılması amaçlanır (Blanco-Canqui ve Lal, 2009). Bu nedenle KTİ tekniği, toprak ve suyun korunması ile gıda güvenliğinin sağlanması açısından en uygun toprak işleme tekniğidir. Yapılan araştırmalar sonucunda; KTİ’ nin erozyonu önlediği (Koga vd., 2003; Yang vd., 2003; Seitz vd., 2019), nem içeriğini koruduğu, toprak yapısını iyileştirdiği (Zhang vd., 2012; Zuber vd., 2015), organik karbon ve azot miktarını artırdığı (Lal, 2004; Kumar vd., 2012; Lopez-Fando vd., 2012; Mazzoncini vd., 2016; Chen vd., 2023), su tutma kapasitesini yükselttiği, CO2 emisyonunu azalttığı, su kullanım etkinliğini iyileştirdiği (Liu vd., 2013; Brunel-Saldias vd., 2018), enerji ihtiyacını, yakıt tüketimini ve maliyeti düşürdüğü (Koga vd., 2003) belirlenmiştir. Ancak KTİ’ nin ürün verimi üzerindeki etkisi tartışmalıdır. Toprak nem içeriği, bitki besin maddeleri ve verimliliğin artmasıyla ürün veriminin yükselmesi beklenirken (Holland, 2004; Govaerts vd., 2007; Liu vd., 2010b); bitki yüzey artıklarının gölgeleme etkisiyle erken büyüme döneminde toprak sıcaklığının düşük ve hacim ağırlığının ise yüksek olması, ürün veriminin azalmasına yol açabilmektedir (Lin vd., 2014; Zhang vd., 2015; Li vd., 2022; Chen vd., 2023). Ürün verimi, toprak işleme tekniğinin yanı sıra iklim koşullarından da etkilenir. Örneğin; TTİ’ de, kuru geçen yıllarda ürün verimi normal veya daha yüksek, yağışlı yıllarda ise daha düşük olabilmektedir (Wang vd., 2007). Bu nedenle, KTİ’ nin ürün verimi üzerindeki etkisi; uygulanan toprak işleme tekniği, toprak tekstürü, toprağın fizikomekanik özellikleri ve iklim koşullarıyla yakından ilişkilidir (Zheng vd., 2014; Morugán-Coronado vd., 2020; Shakoor vd., 2021).