Kâr Oranının Düşme Eğilimi Yasası ve Karşı Eğilimler: Türkiye İmalat Sanayi, 1988-2020


Creative Commons License

Değirmenci E.

18. Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi, Ankara, Türkiye, 24 - 26 Eylül 2025, ss.238, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.238
  • Ankara Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Kapitalist bir ekonomide kâr oranı, o ekonominin artık değer üretebilme kapasitesini ve gönencini yansıtır. Kâr oranındaki azalma eğilimindeki ise çoğu zaman genel bir krizi çağrıştırır. Ancak kâr oranındaki azalma mutlaka bir iktisadi krizle sonuçlanmak zorunda değildir. Kâr oranının düşme eğilimi yasası, sermaye birikimine ilişkin en genel eğilimlerin soyut bir temsilidir. Bu yasa, genel eğilim ile diğer eğilimlerin arasındaki etkileşimin incelenmesi gerektiğine işaret eder. Bu inceleme, kapitalizmin kriz dinamiklerine karşı esnekliğini, kendi içsel sınırlarını aşma ve üretim sürecinde köklü değişiklikler yapabilme kapasitesini anlamamıza yardımcı olur. Kâr oranının düşme eğilimine karşı etkide bulunan eğilimler en genel biçimiyle emeğin sömürü yoğunluğunun arttırılması, reel ücretlerin emek gücü değerinin altına düşürülmesi, değişmez sermaye öğelerinin ucuzlaması, göreli aşırı nüfusun büyüklüğü ve dış ticaretin gelişmesidir. Karşı eğilimlerin işleyişine göre kâr oranının düşme eğilimi hızlanabilir, yavaşlayabilir ya da durgunlaşabilir.

Bu çalışmada Basu ve Manolakos (2012) tarafından geliştirilen zaman serisi metodolojisinden yararlanılarak Türkiye imalat sanayiinde kâr oranının uzun dönem trendi ve bu trende etki eden karşı eğilimler incelenecektir. Buna uygun olarak kâr oranının bağımlı değişken, her bir karşı eğilimin açıklayıcı değişken olduğu bir zaman serisi analizi yapılmıştır. İnceleme dönemi veri kısıtı nedeniyle 1988 ve 2020 yılları arası ile sınırlanmıştır. COVID-19 pandemisi ve diğer şoklar nedeniyle 2020 yılı sonrası incelemeye dahil edilmemiştir. İnceleme sonucunda 2000’lerin başından itibaren belirgin bir düşüşe rağmen, kâr oranının uzun dönemde yıllık ortalama yüzde 3 oranında arttığı görülmüştür. Bu artışta en belirleyici olan unsurlar, reel ücretin emek gücü değerinin altına düşürülmesi ve sömürü yoğunluğunun artmasıdır.