Pamukkale Tıp Dergisi, cilt.16, sa.3, ss.446-453, 2023 (Hakemli Dergi)
Abstract Aim of the Study: Clinical consequences of endoscopic endonasal approach (EEA) for Cushing Diseases (CD) were investigated in a single-center series based on definitions and assessments of recurrence and remission. Materials and Methods: 825 patients evaluated, including 64 patients with CD, who underwent EEA at the Ankara University Neurosurgery Department and evaluated retrospectively between the years 2014 and 2021. Postoperative next-morning cortisol and adrenocorticotrophic hormone (ACTH) values were used to assess postoperative endocrinological remission. Results: Twenty-two patients had macroadenoma, and 40 had microadenoma. In 2 patients, no lesions were detected in the sellar region, a diagnosis of magnetic resonance imaging (−) CD was made. Clinical and biochemical follow-ups in Cushing's disease are very important due to risk of recurrence. Regardless of remission, the effect of duration of glucocorticoid use after surgery on recurrence was examined. Glucocorticoid therapy was given in 46 patients (71%) after pituitary surgery. No recurrence was observed in 20 patients whose treatment duration was longer than 1 year. In 12 patients, the glucocorticoid therapy duration was ranged from 6 months to 12 months, and 4 patients showed recurrence. The glucocorticoid therapy duration of >6 months predicted that recurrence would not occur (p <0.05) Conclusion and Clinical Implications: Sustainability of hypocortisolemia is important in the treatment of CD. Glucocorticoid therapy duration >6 months after surgery predicts that recurrence will not occur. Long-term glucocorticoid therapy after surgery suggests surgical success. The mainstay of CD treatment is appropriate postoperative follow-up and administration of the necessary medical and surgical interventions. Keywords: ACTH, Cortisol, Cushing disease, Endonasal endoscopic approach, Recurrence, Remission ÖZET Çalışmanın Amacı: Bu çalışmada, Cushing Hastalığı (CH) için endoskopik endonazal yaklaşımın (EEY) klinik sonuçları, remisyon ve nüks tanımları ve değerlendirmelerine dayalı olarak tek merkezli bir seride araştırıldı. Gereç ve Yöntemler: Ankara Üniversitesi İbni Sina Hastanesi Nöroşirürji Anabilim Dalı'nda 2014-2021 yılları arasında EEY uygulanan 825 hasta arasında CH’ lığı tanısı alan 64 hastanın verileri retrospektif olarak değerlendirildi. Postoperatif ertesi sabah kortizol ve adrenokortikotropik hormon (ACTH) değerleri postoperatif endokrinolojik remisyonu değerlendirmek için kullanıldı. Bulgular: Yirmi iki hastada makroadenom ve 40 hastada mikroadenom saptandı. 2 hastada sellar bölgede lezyon saptanmadı, manyetik rezonans görüntüleme (-) CH tanısı kondu. Kırk hasta kadın, 12 hasta erkekti. CH'de yüksek nüks insidansı nedeniyle, yıllık klinik ve biyokimyasal takipler çok önemlidir. Remisyondan bağımsız olarak ameliyat sonrası glukokortikoid kullanım süresinin nüks üzerine etkisi incelendi. Hipofiz cerrahisi sonrası 46 hastaya (%71) glukokortikoid tedavisi verildi. Tedavi süresi 1 yıldan uzun olan 20 hastada nüks gözlenmedi. 12 hastada glukokortikoid tedavi süresi 6 ay ile 1 yıl arasında değişmekteydi ve 4 hastada nüks görüldü. 6 aydan uzun glukokortikoid tedavi süresinin nüksün olmayacağını saptadığı öngörüldü (p <0.05). Sonuç ve Klinik Etkiler: Hipokortizoleminin sürdürülebilirliği CH tedavisinde önemlidir. Ameliyattan sonra 6 aydan fazla glukokortikoid tedavi süresi, nüksün olmayacağını öngörmede yardımcıdır. CH tedavisinin temel dayanağı uygun postoperatif takip ve gerekli medikal ve cerrahi girişimlerin uygulanmasıdır. Anahtar Kelimeler: ACTH, Kortizol, Cushing Hastalığı, Endoskopik endonazal yaklaşım, Rekürrens, Remisyon