BİLİM VE KİMLİK ADINA BÜYÜK MÜCADELE (SALİH BAKLACI’NIN BİLİNMEYEN ÖYKÜSÜ)


Creative Commons License

HACI S.

Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, cilt.13, sa.25, ss.59-77, 2023 (Hakemli Dergi) identifier

Özet

Kuzeydoğu Bulgaristan’ın kültür merkezlerinden biri olan Şumnu’da bir müftünün evinde yetişen değerli gazeteci-yazar, halk ve dil bilimcisi, etnograf, tercüman ve araştırmacı-yazar Salih Baklacı (1924-2002), üniversite eğitimi için gittiği Sofya’da 1989 yılına kadar çalışmış ve yaşamıştır. Bulgar Bilimler Akademisi Balkanoloji Enstitüsü’ndeki işini kaybedeceğini bildiği halde Bulgaristan Türklerine yönelik zorunlu Bulgarlaştırma uygulamalarına (1984-1985) tepkisini korkusuzca dile getirmiş ve 61 yaşında iki buçuk yıla mahkûm edilmiştir. Baskılara rağmen boyun eğmemiş ve insan hakları ihlallerini açıkça dile getirmiş, yönetimi sert dille eleştirmiştir. 3 Temmuz 1989’da, 65 yaşındayken, bir bavulla sınır dışı edilmiş ve birkaç ay sonra İstanbul Üniversitesi’ne bağlı Edirne’deki Güneydoğu Avrupa Araştırmaları Merkezi’nde sözleşmeli araştırmacı olarak çalışmaya başlamıştır. Bulgaristan’da istihbarat tarafından matbaadan alınarak yok edilen en önemli çalışmasını yeniden yazmaya başladığı ve Türkiye’de tamamladığı paha biçilmez Bulgaristan Türkü’nün Atasözleri adlı eserinin bir gün bilim dünyamızın ilgisini çekeceğine ve yayınlanacağına dair inancını hiç kaybetmemiştir. Fakat başvuruları sonuçsuz kalmış, maddi sıkıntıları nedeniyle kendi imkânlarıyla bastıramadığı kitabını görmeden hayata veda etmiştir. Ölümünden üç ay sonra bir matbaada yayımlanan bu değerli eserinin bilim dünyasında bilinmemesi, Milli Kütüphane’de dahi bulunmaması, kendisiyle ilgili kısa Türkçe biyografik yazılarda yer almaması, atasözlerimizi inceleyenler açısından ciddi bir eksikliktir. Baskılar altında çalıştığı, özgürlüğünü kaybettiği komünist Bulgaristan’da gösterdiği bilim ve Türklük mücadelesi, ortaya koyduğu çalışmaları bu ülkede daha fazla bilinmesi ve Bulgarca internet sitelerinde kendisiyle ilgili çok daha fazla bilginin bulunuyor olması ders alınması gereken bir durumdur. Bu çalışmamızın amacı, değerli araştırmacı Salih Baklacı’nın çileli yaşam öyküsünü ve komünist Bulgaristan’da verdiği Türklük mücadelesini ortaya koymaktır. Ayrıca kalıplaşmış söz varlığı, halk bilimi, edebiyat, çeviri alanında ortaya koyduğu değerli çalışmalarından ayrıntılı bir biçimde söz etmektir. En önemlisi de bilim dünyasının dikkatini, Bulgaristan’da yok edilen ve Türkiye’de büyük ümitlerle yeniden kaleme aldığı fakat unutulmaya yüz tutan Bulgaristan Türkü’nün Atasözleri adlı bilimsel eseri üzerine çekerek unutturmamak adına katkılarda bulunmaktır.
The eminent journalist-author, folklorist and linguist, etnographer, translator and researcher-writer Salih Baklaci (1924-2002), who grew up in a house of a mufti in Shumen, one of the cultural centers of Northeastern Bulgaria, worked and lived in Sophia until 1989, where he went for university education. Although he knew that he would lose his job in Balkanology Institute of Bulgarian Academy of Sciences, he reflected his reaction fearlessly against mandatory Bulgarianization practices for Bulgarian Turks (1984-1985) and he was sentenced to two and a half years at the age of 61. He did not resign himself despite pressures and clearly expressed the violations of human rights, and harshly criticized the government. On July 3rd, 1989, he was deported with a suitcase at the age of 65 and a few months later, he started to work as a nontenured researcher at the Center of Southeast European Studies in Edirne affiliated with Istanbul University. He started to rewrite his most important study, which was stolen from the printing house and destroyed by the Intelligence Service in Bulgaria and he completed his invaluable work, Proverbs of Bulgarian Turks, in Turkey, he never lost his belief that one day this study would attract the attention of our science world and would be published. However, his applications were unsuccessful and he passed away without seeing his book, that he could not publish because of financial problems. The fact that this valuable work published three months after his death is not known in the science world, is not found in National Library, does not appear in short Turkish biophraphical writings about him, is a serious deficiency for those who study our proverbs. The science and Turkish struggle he showed in communist Bulgaria that he worked under pressure and lost his freedom, the fact that his studies are known better in this country and much more information are found on Bulgarian web sites about him, should be learned. The purpose of this study is to reveal sad life story of the eminent researcher Salih Baklaci and his Turkish struggle in communist Bulgaria. Furthermore, his invaluable studies on formulaic vocabulary, folklore, literature, translation are mentioned in detail. Above all, the aim of this study is to make people not to forget and draw the attention of the scientific world to the treatise, Proverbs of Bulgarian Turks, which was destroyed in Bulgaria and he rewrote in Turkey with great expectations but is about to be forgotten.