I. ULUSLARARASI KATILIMLI GÖÇ SEMPOZYUMU, Trabzon, Türkiye, 24 - 25 Temmuz 2025, ss.104-106, (Özet Bildiri)
Göç,
tarih boyunca farklı gerekçelere bağlı olarak insanların bireysel ya da kitlesel
olarak yer değiştirmeleri ile gerçekleşmiş sosyolojik bir olgudur. Bu
yer değiştirme hareketleri, göç edilen yerin sosyolojik yapısı üzerinde etkili
olurken aynı zamanda ekonomik yaşamını da etkilemiştir. Tüm etkilerin
şekillenmesinde belirleyici rol ise büyük oranda göç edilen yerin siyasi denetim
mekanizmasında olmuştur. Eskiçağ dünyası içinde tüm denetim ve düzenlemelerin
sağlanmasını mümkün kılan nüfusu ile Atina, göç ve göçmen olgusuna ilişkin
politikalarının izlenmesi açısından önemli bir araştırma örneklemi
oluşturmaktadır.
Arkaik
Çağ’dan itibaren bünyesinde önemli oranda göçmen nüfusu barındıran Atina, bu
nüfusu sosyo-kültürel ve ekonomik kalkınmada itici bir güç olarak kullanmıştır.
Adeta günümüzdeki bilgi ve teknoloji transferi gibi kimi zanaatkârları ve
düşünürleri bizzat davet ederek bu politikasını açıktan da göstermiştir. Doküman
analizi yöntemiyle sürdürülen bu araştırmanın amacı, Atina devletinin izlemiş
olduğu göçmen politikalarının siyasi ve sosyo-ekonomik alana etkilerini görünür
kılmaktır.
Arkaik
Çağ’da göçmen nüfusunu, politik gerekçelerle yurttaş nüfusuna kolaylıkla dâhil
eden Atina, bunların da etkileriyle sosyo-ekonomik varlığını oldukça
güçlendirmiştir. Doyuma ulaştıktan sonra ise yeni bir göçmen politikası
izlemeye başlamış ve yurttaşlık hukuku ve göçmen hukuku üzerine önemli
düzenlemeler yapmıştır. Bu hukuk içerisinde Atina, öncelikle göçmen
statüsündeki tüm kişileri, aylık düzenli olarak ödemeleri gereken özel bir
vergi yükümlülüğü altına sokmuş ve böylelikle yurttaşları üzerindeki vergi
yükünü de hafifletmeyi amaçlamıştır. Bu vergi yükümlülüğü, aynı zamanda yoksul
ya da herhangi bir zanaata sahip olmayan kişilerin gelme cesaretini kırarak ülke ekonomisine
katkı sunmayacak bir göçü engellemiştir. Atina ile bu yönde bir ilişkiye
giren göçmenler ise devlet içerisinde daima kendi varlıklarını destekleyen
demokrasi rejimi tarafında duruş sergilemişlerdir. Atina’nın politik varlığını
tehdit eden iki oligarşik kalkışma hareketine karşı demokrasi direnişine
katılmışlar ve gösterdikleri yararlılıklar dolayısıyla yurttaşlık hakkı
kazanmaları dahi gündeme gelmiştir. Dolayısıyla öyle görünüyor ki göçmenler,
Atina devletinin izlediği politikalar sonucunda devletin politik varlığının da
payandası olmuşlardır.