JOURNAL OF HIGHER EDUCATION AND SCIENCE (YUKSEKOGRETIM VE BILIM DERGISI), vol.9, no.1, pp.97-110, 2019 (Peer-Reviewed Journal)
Otorite, öğrenme-öğretme süreçlerinin temel bir parçasıdır. Eğitim çalışmalarında pedagojik otorite ve gücün otoriter kullanımı arasında
genellikle bir ayrım yapılmaktadır. Bu ayrım, otoritenin olumlu ve olumsuz yönleri arasında sürekli devam eden bir gerilimi işaret
etmektedir (Harjunen, 2009). Otorite kavramı, eğitim literatüründe sıklıkla güç kavramı ile birlikte kullanılmaktadır. Güç otoritenin içine
gömülüdür. Güç kavramı, eleştirel pedagoji çalışmalarında tahakküm ve baskı aracı olarak gücün kötüye kullanılması ile ilişkilendirilerek
tartışılmaktadır (Rogers, 2011). Otoriteryanizm ise, “gücün yanlış kullanımı, adil kullanılmaması veya aşırı kullanımı ya da kötüye
kullanılması” gibi anlamlarda kullanılmaktadır (Watt, 1982). Bir entelektüel olarak öğretmenin uzmanlık gücünü ve pedagojik otoritesini,
gücün otoriter kullanımı ve bu otoritenin sınırları ikileminde tartışan Giroux (1988) ve Freire (2005)’in bu kavramlara ilişkin önermeleri,
bu çalışmanın çerçevesini oluşturmaktadır. Giroux’a göre (2004) kamusal eğitim ve yükseköğretim, bireylerin toplumsal vatandaşlık
becerilerinin ne anlama geldiği ile demokratik ve kolektif yaşam olanaklarının nasıl genişletilebileceğinin öğrenebileceği sınırlı birkaç
alandan birisidir. Böyle bir alanda bireylerin ve toplumun dönüşümünde temel rol oynaması beklenen üniversiteler ve öğretim üyelerinin
pedagojik otoritesini eğitim hizmetinden yararlanan öğrencilerin gözünden incelenmesi araştırmaya değer bir konu olarak görülmektedir.
Bu çalışmada Türkiye’de bir devlet üniversitesinin eğitim bilimleri enstitüsü kapsamındaki dört farklı öğretim programında öğrenim
görmekte olan lisansüstü öğrencilerin görüşleri doğrultusunda, öğretim üyesinin otoritesinin kaynağını ve bunun pratiğe yansımalarının
pedagojik otorite ve otoriteryanizm ikileminde ve geriliminde ampirik bulgular ekseninde çözümlenmesi amaçlanmıştır. Bu çerçevede,
öğretim üyelerinin öğrenciler ile etkileşimlerinde; kullandıkları yetki türlerinin neler olduğu, öğretim üyesinin yetkisinin/gücünün
kaynağının ne olduğu ve öğrencilerin bu yetkiyi/gücü sorgulamalarının mümkün olup olmadığına ilişkin sorulara yanıt aranmıştır.
Araştırma, nitel araştırma desenlerinden fenomenolojik desen olarak tasarlanmıştır. Katılımcıların belirlenmesinde ölçüt örnekleme
tekniği kullanılmıştır. Veri toplama aracı olarak açık uçlu sorulardan oluşan yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Öğrencilerin
tecrübelerine göre öğretim üyesinin otoritesinin kaynağı “üst düzeyde bilgi birikimi, alanına hâkim olma ve çalışmalarının niteliği” olmalı
iken, öğrenciler öğretim üyelerinin otoritesinin unvanından ve yasal yetkisinden (not verme gibi) kaynaklandığını ileri sürmüşlerdir.