Nobel Yayınevi, Ankara, 2023
Tarihsel süreçte örneklerine sıkça rastlanan afetler, bireylerin hayatında olduğu
gibi toplumların tarihinde de önemli kırılma zamanlarını oluşturmaktadır. Afet
sürecinde insan ve toplum gerçekliği yeniden sorgulanmakta; yeni algılama, anlamlandırma ve açıklama biçimlerine konu olmaktadır. Bununla birlikte insanların afet zamanlarındaki tutum ve davranışları ile toplumsal refleksleri genellikle
dışsal etmenler çerçevesinde anlaşılmaya çalışılmakta, bireysel anlam arayışlarını derinlemesine incelemeye yönelik araştırmalar ise sınırlı düzeyde kalmaktadır.
Afetlerin faturası, insanın içinde yaşadığı doğal ve sosyal çevredeki tahrip edici
etkisiyle öncelikle insana kesilmekte ve ortaya çıkan maliyetin karşılanması için
çabalamak da yine insana düşmektedir. Dolayısıyla afetlerin öngörülebilmesi,
önlenebilmesi ve her şeye rağmen ortaya çıktığında da yönetimi insanın sorumluluk alanına girmektedir. Bu aşamada insana söz konusu sorumluluklarını hatırlatan evrensel bir olgu olarak dinin afetlerle ilişkisi ayrı bir önem kazanmaktadır.
İnsanlık tarihinin önemli dönüm noktalarına tanıklık eden afet zamanları üzerine
yapılan araştırmalarda dinin statü, rol ve işlevlerine yönelik çeşitli yaklaşımlar
benimsenmiştir. Her ne kadar afetlerin dinin duygu, inanç, davranış, etki vb. boyutları ile ilişkisi üzerine bazı çalışmalar yapılmış olsa da, her afet kendisine
maruz kalanlar açısından yeni deneyimlere kapı aralamakta ve beşeri, sosyal,
kültürel ve dinsel sermaye stoklarının gözden geçirilmesine imkân sağmakta,
hatta bunu zorunlu kılmaktadır. İnsanların afetler karşısındaki tutumu ise içinde
bulundukları duruma, dini algı, ilgi ve yaklaşım biçimine göre farklılıklar arz
etmektedir. Bu nedenle her disiplin, afet kaynaklı örneklere kendi bakış açısıyla
cevaplar aramaya ve çözümler üretmeye yönelmektedir. 6 Şubat 2023 tarihinde
Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen ve çok geniş bir coğrafyayı etkileyen depremler sonrasında afetlerin çok yönlü olarak ele alınmasının gerekliliği bir kez
daha acı bir şekilde anlaşılmış durumdadır.
Doğal, biyolojik ve toplumsal nitelikleriyle afetlerin psikoloji, sosyoloji, antropoloji, tarih, din psikolojisi, din sosyolojisi, din eğitimi ve dinler tarihi gibi
din bilimlerinin yanı sıra kelam, tefsir, hadis, fıkıh, siyer ve İslam tarihi gibi
disiplinler tarafından tarihsel ve güncel örnekleriyle incelenmesi gerekmektedir. Zira farklı disiplinler; afetlerin tarihsel, beşeri ve toplumsal boyutlarının
yanı sıra insanların afetlere yönelik psikolojik, sosyokültürel ve dini tepkilerinin incelenmesi bakımından da son derece önemli veriler içermektedir. Afetler
ve din arasındaki ilişkinin karmaşıklığı ve çok boyutluluğu düşünüldüğünde;
tarih boyunca dinî inançların afetleri algılama, anlamlandırma, etkileme ve yeniden inşa etme yönündeki güçlü işlevi daha iyi anlaşılmakta; bu durum konuyla ilgili teorik ve uygulamalı çalışmaların önemini gözler önüne sermektedir.
Elinizdeki eser, böylesine güncel ve dinamik bir literatüre özgün örneklerle
katkıda bulunma girişiminin ürünüdür.