Dijital Çağda İletişim Çalışmaları Sempozyumu, İstanbul, Turkey, 16 - 18 May 2022, vol.56, pp.118, (Summary Text)
Dijital teknolojilerin toplumsal yaşamda ve iletişim alanında yarattığı değişiklikler ile birlikte iletişimin, etkileşimin ve kişiler arasındaki ağların yeni platformları ortaya çıktıkça,
kamusal alan tartışmalarına farklı boyutlar ve kavramlar da eklenmektedir. İnternet ve
sosyal ağlar üzerinden kamusal alana erişimin ve katılımın olanaklarının genişlediği ve dijitalleşmeyle birlikte kamusal alanın yapısının da dönüştüğü bu tartışmalarda sıklıkla vurgulanmaktadır. Özel ve kamusal arasındaki sınırların muğlaklaşması, yankı odalarının artması, aynı şekilde manipülasyon ve sahte haber gibi unsurların yaygınlaşması da önemli
sorun alanları olarak belirmektedir. Dijital kamusal alanın temelini oluşturan yeni medya ortamında kullanıcıların kendi içeriklerini üretebilmesi ve dolaşıma sokabilmesi, bir
yandan haber ve enformasyona ulaşımda yeni olanakları ve pratikleri ortaya çıkarırken
diğer yandan dezenformasyon, mezenformasyon, sahte ve yalan haberlerin dolaşımının
yoğunlaşması gibi sonuçlara yol açabilmektedir. Bu kaotikleşen iletişim ortamında yalan
ve sahte içeriğin yayılma ve kabul görme hızı, post-truth çağı ya da post-truth toplumu
adlandırmalarını ortaya çıkarmıştır. Post-truth çağında olgusal gerçekler önemini yitirirken duygular ve inançlar öne çıkmakta, dezenformasyon ve sahte haberler gibi unsurlar
kamusal tartışmalara giderek daha çok yön vermekte ve etkilemektedir. Çalışmada, kamusal alan tartışmalarında önemli bir yer tutan post-truth meselesi çerçevesinde dijital
iletişim ortamının yarattığı bu koşullar altında değerlendirilmektedir. Diğer bir deyişle,
post-truth olarak adlandırılan bu dönemde kamusal alanda dönüşenin ve dönüşmeyenin
ne olduğu ve mevcut iletişim ortamının ne tür bir etkisi olduğu bu tartışmada ele alınmaktadır.