Su Güvenliği Olmadan Gıda Güvenliği Mümkün Değildir


Çakmak B.

inşaat sanayi dergisi, sa.153, ss.44-49, 2016 (Hakemsiz Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Derleme
  • Basım Tarihi: 2016
  • Dergi Adı: inşaat sanayi dergisi
  • Sayfa Sayıları: ss.44-49
  • Ankara Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Su, canlı yaşamının temel unsurudur. Gıda ihtiyacının büyük bir bölümü sulu tarım alanlarından karşılanmaktadır. Bitkisel ve hayvansal gıdanın üretimi su ile mümkündür. Bu açıdan su, gıda güvenliğinin sağlanmasında önemli bir araçtır. Gıda güvenliği, tarladan sofraya kadar çevre ve insan sağlığına zarar vermeyecek biçimde üretimin her aşamasında fiziksel, kimyasal, biyolojik ve hijyenik açıdan kontrolleri yeterli düzeyde yapılmış, sağlıklı ve güvenilir gıdaların sürdürülebilir bir biçimde üretilmesidir.

İçme ve kullanma suyuna sahip olma, bireylerin temel yaşam hakkıdır.  Birleşmiş Milletler Binyıl içme suyu hedefi; suya erişimi olmayan nüfusun 1990-2015 yılları arasında yarıya indirilmesi olarak belirlenmiştir. Bu hedefe öngörülen tarihten 5 yıl önce 2010’da ulaşılmıştır. 2010’da 2.6 milyon kişi iyileştirilmiş su kaynağına (şebeke suyu, tulumbalarla kullanılan yeraltı suları ve korumalı kuyular) erişim hakkına sahip olmuştur. Dünya Sağlık Örgütü  (WHO)  2015 yılı itibariyle dünyada temiz içme suyundan yoksun olan 663 milyon kişinin su ihtiyacını içme, pişirme ve kişisel hijyen için uygun olmayan göl, nehir, baraj, korunmasız kuyu ve pınar gibi kaynaklardan temin ettiğini belirtmektedir. Güvenli içme suyuna sahip dünya nüfusunun oranı 1990’da %76 iken 2015’de 91’e çıkmıştır. Günümüzde dünyada Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Mozambik ve Papua Yeni Gine’de ülke nüfusunun yarısından fazlası temiz içme suyundan yoksun yaşamaktadır. Su sorunu yaşanılan diğer bir bölge de toplam 11 ülkenin yer aldığı, Avustralya olarak da bilinen Okyanusya’dır. Dünyada temiz sudan yoksun nüfusun bir bölümü de Çin (112 milyon kişi) ve Hindistan’da (92 milyon kişi) yaşamaktadır.  Kirli su, sanitasyon ya da yetersiz hijyenden kaynaklı hastalıklar yüzünden dünyada her gün yaklaşık 1000 çocuk hayatını kaybetmektedir.

Temiz ve sağlıklı suya erişim ile gıda güvenliği sorununun gelecek yıllarda tüm dünyayı etkileyebileceği beklenmektedir. Su güvenliği olmadan gıda güvenliğinin sağlanması mümkün değildir. Dünyada su ve gıda güvenliği konusu, 2012’de Uluslararası Stockholm Su Haftası’nda gündeme çıkmıştır. Stockholm Su Haftası’nda; dünyada nüfusun 900 milyon’nun açlık sınırında yaşadığı, 2 milyar’ının yetersiz beslendiği buna karşılık 1,5 milyarı’n gereğinden çok fazla tükettiği vurgulanmıştır. Dünyada yaşam biçimi böyle devam ederse 2050’ye doğru su ve gıda sıkıntısının beklendiğinin altı çizilmiştir. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün bildirdiğine göre dünyada 2050 yılına kadar 9 milyar olacak nüfusu beslemek için gıda üretiminde %70 artış olması gerekmektedir. Dünyadaki 1,5 milyar hektar tarımsal alanın yaklaşık 300 milyon hektarı sulanabilmekte, geri kalanında yağışlara dayalı kuru tarım yapılmaktadır.

            Ülkemizde su kaynaklarının yaklaşık %73’ünün tarımda kullanılması, özellikle sulamada su tasarrufunu öncelikli olarak gündeme gerektirmektedir. Su iletim ve dağıtımının açık kanal ve kanaletlerde yapıldığı sulama şebekelerinde, su kayıpları oldukça fazla olmaktadır. Bunu önlemek için yeni yapılan sulama projelerinde borulu su dağıtım şebekesi kullanılmaktadır. Borulu sistemlerde yalnızca sürtünme kayıpları meydana gelmektedir. Bu göz ardı edilecek kadar düşük düzeydedir. Dolayısıyla borulu sistemlerde; su kayıpları minimize edilerek, su tasarrufu sağlanmaktadır. Tarımda kullanılan su ve oluşan su kayıpları, kullanılan sulama yöntemine göre de büyük ölçüde değişmektedir.