Covid-19 Genişletilmiş İkinci Baskı, Prof. Dr. Osman MEMİKOĞLU,Prof. Dr. Volkan GENÇ, Editör, Ankara Üniversitesi Basımevi , Ankara, ss.281-287, 2020
Covid-19 pandemisine, bir kısmı hafif (örneğin soğuk algınlığı) bir kısmı ağır solunum yolları enfeksiyonlarına yol
açabilen korona virüslerin yeni ortaya cıkan bir türü neden olmuştur. Pandemiye yol açmasında; damlacık yolu gibi
kolay kontrol edilemeyen bir yolla hızlı bulaşması, yeni bir tür olduğu icin toplumlarda hiç bağışık birey bulunmaması,
özgül ilaçların ve aşısının olmaması ve kalabalık nüfus, aktif seyahat, ticaret gibi nedenler rol oynamıştır. Dış ortamda
4°C’da günlerce canlı kalmakla birlikte, 30°C gibi yüksek ısılarda bu süre daha azdır. Zarflı bir virüs olduğundan
deterjan, alkol ve dezenfektanlarla çabucak inaktif hale gelir. Güneş ışınlarının içerdiği UV virüsü kısa surede inaktif
hale getirir. Virüs hedef hücreye ACE2 (Angiotensin donuşturucu enzim2) ile tutunur ve TMPRSS2 (hücresel
transmembran proteaz serin 2) aracılığı ile girerek replike olur. Bu virüsün ACE2 afinitesi aynı molekülleri kullanan
SARS’a gore cok daha fazla olduğundan infektivitesi de fazladır. Her iki molekül de birçok organda bulunur ve virüsün
bu moleküllere sahip tüm organları ve sistemleri enfekte etmesini mümkün hale getirir. Sonuçta farklı organlara ait
bulgular görülür.
Virüsün hızlı replikasyonuna bağlı olarak interferonlar, interlokinler, kemokinler, koloni stimule edici faktorler, tümor
nekrozis faktor gibi birçok sitokin hızlı ve masif şekilde uretilir, sistemik inflamatuar yanıt tetiklenir. İmmun yanıttaki
kontrolsüz tetiklenme, sitokin fırtınasına yol açıp mortaliteye kadar götürebilir. Özellikle ağır hastalarda progresif bir
inflamasyon, lenfopeni ve hiperkoagulasyon görülebilir. Hastalar sekonder enfeksiyonlar ve sepsisle komplike
olabilir. Virüse ait reseptörlerin birçok organda olması nedeniyle çok fazla organ doğrudan viral invazyona ve
inflamasyona bağlı olarak etkilenir.
Bu yazıda dünyadaki COVID-19 salgını nedeniyle karantina uygulamalarına ek olarak vücut direncini arttırmaya
yönelik D vitamini ve C vitamini kullanımına dair bilimsel çalışmalar değerlendirilmiştir.
Mikro besin kaynakları (vitaminler ve eser elementler) sağlığı korumak ve yaşam kalitesini arttırmak için önemli olup
bu konuda kamuoyu bilinci artmaktadır. Mikrobesinler de diğer çoğu besin maddesi gibi, hipermetabolizma,
enfeksiyon, travma, diyaliz, bağırsaktan kayıpların arttığı, tüketilen ve emilen miktarın değiştiği durumlarda
gereksinimleri artar.