12. Uluslararası Eğitim Yönetimi Kongresi, Ankara, Türkiye, 11 - 13 Mayıs 2017, ss.662-663, (Özet Bildiri)
Üniversiteler, toplumların kalkınmasında ve gelişmesinde önemli role sahip yükseköğretim kurumlarıdır.
Üniversiteler yöresel, bölgesel, ulusal ve küresel olarak toplumların sosyal ve ekonomik refahlarını kazanmaları
için yaşamsal bilgiyi yaratmakta ve yaymaktadır (Erdem, 2013). Üniversite, düşüncelerin özgür bir biçimde ifade
edilerek tartışıldığı bilimsel düşünmenin kazandırılmaya çalışıldığı eğitim kurumlarıdır. Üniversite dönemi ise
öğrencilerin kişisel, akademik, sosyo-kültürel, ekonomik yaşamlarında değişimlerin yoğun bir şekilde
gerçekleştiği, geleceklerini biçimlendirmeye çalıştıkları bir dönemdir. Üniversitede geçirilen yıllar öğrencilerin
bir yandan bilgi ve becerilerini artırmalarına olanak sağlarken bir yandan da bağımsız bir şekilde kimliklerini
kazanmalarında rol oynamaktadır (Şahin, Şahin-Fırat, Zoraloğlu ve Açıkgöz, 2009). Üniversite çağı, ergenlik
dönemi gibi zorlu bir sürecin ardından başlamaktadır; bu bağlamda öğrencilerin geçirmiş oldukları bu gelişim
aşamasına, farklı kültürel ortamlarda bulunma zorunluluğu, değişim koşulları, üniversiteye uyum süreci, ekonomik
zorluklar, barınma ve çevresel değişkenler gibi farklı unsurların de eklendiği düşünüldüğünde üniversite yaşamı
başlı başına bir araştırma konusu haline gelmektedir (Kacur ve Atak, 2011).
Alan yazın incelendiğinde üniversite öğrencilerinin yaşadıkları sorunlara ilişkin çeşitli çalışmaların
yapıldığı görülmektedir (Demirbilek, 2012; Erkan, Özbay, Cihangir-Çankaya ve Terzi, 2012; Filiz ve Çemrek,
2007; Korkmaz, 2000; Topkaya ve Meydan, 2013; Şahin vd., 2009). Şahin vd. üniversitede öğrencilerin
yaşadıkları en önemli üç sorunu sırası ile ekonomik sorunlar ve temel gereksinimleri karşılayamama, öğretim
programları ve öğretim elemanlarıyla ilgili sorunlar olarak belirlemiş bunları çevreye uyum, sosyal, kültürel,
sanatsal ve sportif etkinliklerin yetersizliği, gelecek kaygısı, kişisel ve ailevi sorunlar, doyumsuzluk, fiziksel
koşulların yetersizliği, demokratik olmayan ortam, amaçsızlık, entelektüel olmama, yönetimsel sorunlar, manevi
boşluk ve özgüven eksikliğinin izlediğini ortaya koymuşlardır. Kacur ve Atak’ın (2011) çalışmasında ise üniversite
öğrencilerinin sınav, meslek edinme, ekonomik, çevreyle iletişim konularında sorunlar yaşadıkları ortaya
konmuştur. Tüm bu bilgiler ışığında bu araştırmanın üniversite öğrencilerinin yaşamakta oldukları sorunların
kendileri ile bire bir görüşme sonrası onların bakış açısı ile bütüncül bir şekilde ortaya konmasının ve çözüm
önerilerinin ayrıntılı bir şekilde saptanmasının bu sorunların giderilmesinde rol oynayacak paydaşlara fikir sunarak
üniversitelerde eğitim öğretimin daha verimli olmasında, yaşam kalitesinin artmasında, çeşitli olanakların daha
ulaşılabilir olmasında etkili olacağı düşünülmektedir.