Hitit metinlerinde (GIŠ)zahurti-(/zaharti-) başlangıçta “bir metal nesne” olarak tanımlanmıştır. Ancak bu kelime çiftdilli metinlerde Akadca olarak geçen [muš]abu (wašabu=oturmak) “ikamet edilen yer, mesken; oturacak yer, sandalye, koltuk veya divan” karşılığı ile birlikte geçmektedir. Aynı zamanda NIN.DINGIR-rahibesinin de ritüellerde zahurti-nesnesine eš- “oturmak” eylemini gerçekleştirdiği bilinmektedir. Bu ritüeller sırasında šiunaš aniyatta-giysisi, huluganni-(arabası) gibi onu sembolize eden bazı nesneler/gereçlerin arasında zahurti- de olmalıdır. NIN.DINGIR-rahibesinin Hitit ana festivallerinde, zahurti-nesnesine oturması/oturmasa da onunla ilgili ritüel uygulamalarının bir parçası olarak birlikte geçmesi ikisinin arasındaki yakın ilişkiyi göstermektedir. Hem Mezopotamya’da hem de Hatti memleketinde önemli bir kült görevlisi olarak karşımıza çıkan NIN.DINGIR-rahibesinin “kutsal evlilik” barındıran ritüellerle de yakın ilişkisi bulunmaktadır. NIN.DINGIR-rahibesinin ve zahurti-nesnesinin birlikte geçtiği metin bilgileri, özellikle Eski Hitit Dönemi sanatı açısından son derece önemli Bitik, İnandık ve Hüseyindede A vazolarında görülen ortak sahneler(in)deki “kutsal evlilik” betimlemeleri ile karşılaştırabileceğimiz bazı unsurları taşımaktadır. İnandık ve Hüseyindede A vazolarındaki üçüncü frizin son sahnesindeki tasvirlerde bir nesne üzerinde oturur vaziyette görünen iki kadın görülmektedir. Solda bulunan kadın, sağ taraftaki kadın tarafından süslenmektedir. Bu ritüelik eylemi “yağ sürmek/yağlanmak (mesh edilmek)” anlamlarına gelen Hititçe išk(iya)- fiili ile eşitleyebiliriz. Diğer yandan söz konusu iki kadının oturduğu “ahşap ayaklı ve üzeri örtülü bir çeşit divan” tasvirinin ise Hitit metinlerinde geçen GIŠzahurti- olması gerektiğini düşünmekteyiz.
In the Hittite texts (GIŠ)zahurti-(/zaharti-) was at first defined as a “metal object”. However, this word [muš]abu (wašabu=to sit) which is mentioned as Akkadian in bilingual texts is “a place of residence, abode”; It is seen together with the meaning of “seat, chair, armchair or sofa”. At the same time, it is known that the NIN.DINGIR-priestess also performed the act of eš- “to sit” on the zahurti-object in rituals. During these rituals, zahurti- should be among some objects/materials that symbolize it, such as šiunaš aniyatta-clothes, huluganni-(chariot). The fact that the NIN.DINGIR-priestess sits on the zahurti-object during the Hittite main festivals, or even though she does not sit, together as a part of the ritual practices related to it shows the close relationship between the these two. NIN.DINGIR-priestess, who appears as an important cult servant both in Mesopotamia and in the homeland of Hatti, also has a close relationship with rituals that include “sacred marriage”. The text information, in which the NIN.DINGIR-priestess and the zahurti-object have seen together, carry some elements that we can compare with the “sacred marriage” depictions in the common scene(s) seen in the Bitik, İnandık and Hüseyindede A vases, which are extremely important for the art of the Old Hittite Period. The depictions in the last scene of the third frieze on the “İnandık” and “Hüseyindede A” vases shows clearly two women sitting on an object. The woman on the left is adorned by the woman on the right. We can equate this ritualistic action with the Hittite verb išk(iya)-, which means “to lubricate/to be lubricated (to be anointed)”. On the other hand, we think that the depiction of “a kind of sofa with wooden legs and a cover” on which the two women in question sit must be GIŠzahurti-object, which is mentioned in the Hittite texts.