Preeklamsinin göbek kordonu mezenkimal stroma hücrelerinin VEGFR-2 ifadesi üzerine etkisi


Can A., Alptekin I., Erkan E.

16. Ulusal Histoloji ve Embriyoloji Kongresi, Sakarya, Türkiye, 26 - 28 Eylül 2024, ss.181-182, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Sakarya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.181-182
  • Ankara Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

PREEKLAMPSININ G.BEK KORDONU MEZENKIMAL STROMA

H.CRELERININ VEGFR-2 İFADESI .ZERINE ETKISI

İBRAHİM ALPTEKİN 1,BİLGE SERDAROĞLU 1, DERYA UYAN HENDEM3, EZEL

ERKAN 1, FERDA TOPAL .ELİKKAN 1 , DİLEK ŞAHİN2, ALP CAN 1

1 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı, Üreme biyolojisi ve kök hücre

laboratuvarı, Sıhhiye, Ankara

2 Ankara Şehir Hastanesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı, Perinatoloji, Çankaya, Ankara

3 Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı, Perinatoloji, Yenice,

Şanlıurfa

ibrahimalptekin4221@gmail.com

.zet

Giriş: Erken embriyon d.neminde embriyon dışı mezoderm kaynaklı uyarımla damarlanma

odakları gelişir (vaskülogenez) ve ağ yaparak genişler (anjiyogenez). G.bek kordonu

stroması, bağlayıcı sapın gelişmesiyle i.erisinde embriyon dışı mezoderm k.kenli stromayı

barındırarak gelişir; bu esnada umbilikal damarların gelişmesinde rol alır. Stroma, farklı

.zellikleri olan b.lgeler subamniyotik stroma (SA); intervasküler stroma (IVC), perivasküler

stroma (PVC) i.erir ve her bir b.lgede multipotent .zellikte stroma hücreleri bulunur (iGKMSH).

Bu hücreler üzerinde yapılan in vitro .alışmalar, hücrelerin b.lgesel farklılıklara

(proliferasyon, farklanma, immün düzenleme) sahip olduğunu g.stermektedir ve bu farkın

anjiyogenez potansiyeline de yansıması olasıdır. Ancak bu farklılığın varlığı ve niteliği henüz

ortaya konmamıştır. VEGFR-2, iGK-MSH’da bulunur ve uyarılara yanıt verme potansiyelini

g.sterir. Bu uyarılar gelişimin ilerleyen d.nemlerinde farklı etkilere bağlı değişim

g.sterebilir. Preeklampsi gebeliğin 24. haftasından sonra ortaya .ıkabilen, plasenta odaklı bir

gelişme anomalisidir ve “kusurlu anjiyogenez” sonucunda ortaya .ıktığı kabul edilir. Bu

sayede iGK-MSH’ın farklanma potansiyelini etkileyebilir. Bu konuda yapılmış olan

.alışmalar endotel hücreleri ve damara ilişkin yapılarla kısıtlıdır ve bugüne kadar bu sürecin

nicel olarak karşılaştırmasını yapan bir .alışma literatürde bulunmamaktadır.

Ama.: Biz bu .alışmamızda erken ve ge. d.nem preeklampsi olgularının g.bek kordonu

stromasının farklı b.lgelerinde (SA, IVC, PVC) VEGFR-2 dağılımı ve yoğunluğunu nicel

karşılaştırmasını yapmayı ama.ladık.

Materyal-Metod: Paraformaldehit (%3,5) ile fikse edilen ü. ayrı gruptan alınan 11ÅLar g.bek

kordonunun 10μm’lik kriyokesitleri VEGFR-2 antikoru işaretlendi ve kesitler konfokal süper

..zünürlük mikroskobunda 15 ardışık g.rüntü alınarak 5.75μm kalınlığında ü. boyutlu küme

olarak kaydedildi. g.rüntü. Alınan g.rüntülerden yapılan entegrasyon analizleri sonucu elde

edilen sinyal yoğunlukları SPSS 23.0 programında nicel olarak analiz edildi. P<0,05 anlamlı

kabul edildi.

Bulgular: Kontrol gruplarında, SA (13,74Å}1,11), IVC (16,67Å}1,71), PVC (18,00Å}2,04); EPE

gruplarında (13,63Å}1,667), IVC (15,75Å},07), PVC (17,30Å}2,12); GPE olgularında SA

(16,01Å}1,36), IVC (19,86Å}2,33), PVC (1,78Å}3,06) olarak .l.üldü. B.lgeler arasındaki sinyal

yoğunluğu değerleri karşılaştırıldığında SA ile IVC (p=0,003, p=0,031, p=0,000) ve PVC

(p=0,008, 0,02, p=0,001) arasındaki farklar istatistiksel olarak anlamlı bulundu. SA, IVC ve


PVC gruplarına ait sinyal yoğunluğu ortalamalarında olgu türüne bağlı olarak (her alan ayrı

ayrı olgu türüne bağlı karşılaştırıldı) meydana gelen farklar istatistiksel olarak anlamlı

bulunmadı. (p=0,431; 0,355; 0,395).

Sonu.: G.bek kordonu stromasının farklı b.lgeleri VEGFR-2 ifadesi bakımından farklıdır.

Ancak, kontrol ve preeklampsi olguları arasında incelenen b.lgelerde bir farklılığın

bulunmaması stromanın farklı b.lgelerindeki IGK-MSHÅLlerin anjiyogenik uyarılara yanıt

verme potansiyelinin farklı olabileceğini g.stermekte ve preeklampsinin şiddeti ve başlangı.

zamanının bu potansiyeli etkilemediğini .ağrıştırmaktadır.(Bu .alışma Ankara .niversitesi

Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinat.rlüğü TSG 2545 nolu güdümlü proje ve 121S821 nolu

T.BİTAK 1001 projesiyle desteklenmiştir.)