HANEFİ HUKUK DÜŞÜNCESİNDE ARİYET SÖZLEŞMESİNİN MAHİYETİNE İLİŞKİN FARKLI GÖRÜŞLER


Çalişkan K.

Kırıkkale Hukuk Mecmuası (Online), cilt.6, sa.1, ss.139-170, 2026 (TRDizin)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 6 Sayı: 1
  • Basım Tarihi: 2026
  • Doi Numarası: 10.59909/khm.06.01.005
  • Dergi Adı: Kırıkkale Hukuk Mecmuası (Online)
  • Derginin Tarandığı İndeksler: Index to Legal Periodicals, TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.139-170
  • Ankara Üniversitesi Adresli: Evet

Özet


Ariyet sözleşmesinin hukuki mahiyeti Hanefi hukuk düşüncesinde farklı görüşlere konu olmuştur. Ebu’l-Hasen el-Kerhî’nin (ö. 340/952) de benimsediği aktarılan yaklaşıma göre ariyet, ariyet olarak verilen şeyin menfaatlerinin mübah kılınması (ibâha) anlamına gelmektedir. Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye’de de kabul edilen ve Hanefi mezhebinde baskın olduğu anlaşılan diğer görüşe göreyse ariyet, ariyet verilen şeyin menfaatlerinin ariyet alana temlikini ifade etmektedir. Bu makale bu iki görüşün, delilleri ve hukuki sonuçları bağlamında incelenmesini konu edinmektedir. Bu kapsamda makalede öncelikle ibâha ve temlik kavramları ele alınarak aralarındaki temel farklılıklar ortaya konulmuştur. Ardından ariyetin ibâha olduğu ile temlik olduğu görüşleri, taraflarca getirilen delillendirmeler ve karşı delillendirmeler üzerinden incelenmiştir. Sonrasında görüşlerin hukuki sonuçları irdelenmiş, bu bağlamda Hanefi hukuk düşüncesinde gündeme gelen sınırlı mülkiyet kavramına değinilmiştir. Devamında Ebu’l-Huseyn el-Kudûrî’nin (ö. 428/1037), görüşleri uzlaştırmayı amaçlayan yaklaşımı incelenerek bu görüş farklılığının üzerinde uzlaşılan ortak bir mananın farklı lafızlarla ifadesinden ibaret görülüp görülemeyeceği tartışılmıştır. Sonuçta ariyete ilişkin söz konusu görüş ayrılığının, salt lafzi bir ihtilaftan ibaret olmayıp Hanefi fıkhında ariyete ilişkin verilmiş olan mevcut hükümlerden yola çıkılarak ariyetin manasını tespite yönelik bir çabanın neticesi olduğu kanaatine ulaşılmıştır.


 

Anahtar Kelimeler İslam Hukuku, Hanefi fıkhı, ariyet, ibâha, temlik, mülkiyet, sözleşme


The legal character of the ʿāriyah (loan for use) contract has been the subject of differing interpretations within the Hanafi school. One viewassociated with Abū’l-asan al-Karī (d. 340/952)—holds that ʿāriyah is an act of permissibility (ibāa), by which the borrower is merely permitted to use the item. The dominant Hanafi position, later adopted in the Majallah al-Akām al-ʿAdliyyah, considers ʿāriyah a transfer of ownership (tamlīk) of the usufruct (manfaʿa). This article examines these positions, analysing their respective arguments and assessing the legal consequences that follow from each interpretation. It outlines the conceptual distinction between ibāa and tamlīk, then evaluates the implications of each view for doctrines of ownership—particularly the notion of limited ownership within Hanafi law. The study also explores the reconciliatory perspective of Abū’l-usayn al-Qudūrī (d. 428/1037), raising the question of whether the disagreement is merely lexical (al-ikhtilāf al-lafī). It concludes that the divergence extends beyond terminology and reflects a deeper attempt to determine the essential legal character of ʿāriyah on the basis of established Hanafi rulings.


 


Keywords: Islamic Law, Hanafi School, ʿĀriyah, Ibāa, Tamlīk, Ownership, Contract