Yatay Etki Teorisi ve İfade Özgürlüğü: Türk Anayasa Mahkemesi’nin Bakış Açısı


DÖNMEZKUŞ D.

Anayasa yargısı, cilt.41, sa.1, ss.443-496, 2024 (Hakemli Dergi) identifier

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 41 Sayı: 1
  • Basım Tarihi: 2024
  • Dergi Adı: Anayasa yargısı
  • Derginin Tarandığı İndeksler: TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.443-496
  • Ankara Üniversitesi Adresli: Hayır

Özet

Geleneksel olarak anayasal haklar, devlet ve bireyler arasındaki ilişkiyi düzenler ve özgürlükleri devlete karşı korur. Bununla birlikte, devlet birçok alanı özel sektöre devretmiş olduğundan, hakların özel hukukta da etkili olması gerektiği savunulmaktadır. Anayasacılığın bir gereği olan “yatay etki teorisi” hakların özel hukuk ilişkilerinde etkili olmasını sağlar ve böylece bireyler haklarının ihlal edildiğini ileri sürebilirler. Diğer yandan, demokratik ve çoğulcu toplumun gereklerinden biri olan ifade özgürlüğünün korunması için devletlerin negatif ve pozitif yükümlülükleri bulunmaktadır. Devletler, bir hukuki uyuşmazlıkta tarafların anayasal haklarına dayanması durumunda, hakların somutlaştırılması ve dengelenmesi anlamında “harekete geçme yükümlülüğü” altındadır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na göre, anayasa özel hukuk kişileri için de bağlayıcıdır ve özel hukuk aktörlerine görev ve sorumluluklar getirmektedir. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkının tanınmasıyla birlikte, temel hakların özel hukuktaki etkisinin genişleyeceği öngörülmektedir. Bu makale, Türk hukuk sisteminde yatay etki teorisi ve devletin pozitif yükümlülükleri bağlamında temel hakların ve özellikle ifade özgürlüğünün özel hukuk kişilerine anayasal yükümlülükler getirip getirmediğini tartışmayı amaçlamaktadır.
Traditionally, constitutional rights regulate relations between the state and individuals and protect freedoms against the state. However, since the state has transferred many sectors to private actors, it has been argued that rights should be effective in private law. As one of the requirements of constitutionalism, the “horizontal effect theory” ensures that rights affect relations in private law, and individuals may claim that their rights have been violated. On the other hand, as one of the needs of a democratic and pluralistic society, states have negative and positive obligations to protect freedom of expression. States are under “the obligation to act,” which means they must embody and balance rights when parties rely on constitutional rights in legal disputes. According to the Turkish Constitution, the constitution is also binding for private people, and it brings duties and responsibilities to private actors. Since the right of individual application to the Constitutional Court is accepted, it is considered that the effect of fundamental rights on private law will be enhanced. This article aims to argue, whether constitutional rights and especially freedom of expression bring constitutional obligations to private parties, in the context of the horizontal effect theory and the positive obligations of the state within the Turkish legal system.