24. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Kongresi, Antalya, Türkiye, 6 - 09 Mart 2024, ss.598-599
Giriş ve Amaç Santral kateteri (SK) olup klinik olarak kan dolaşımı enfeksiyonu (KDE) düşünülen hastalarda, kateter uç kültürleri (KUK), kateterle ilişkili kan dolaşım enfeksiyonu (KİKDE) açısından değerlendirilmektedir. Ancak bu uygulamanın tedavi pratiği üzerine olan etkisi tartışmalıdır. Hastanemiz yoğun bakım ünitesinden gönderilen KUK’lerinin retrospektif olarak incelenmesi ve sonuçların tedavi pratikleri üzerine etkisinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Yöntem Eylül 2021- Eylül 2023 tarihleri arasında yoğun bakım ünitesinde yatan, santral kateteri çekildikten sonra KUK gönderilen hastalar, hastane kayıtlarından retrospektif olarak taranmıştır.Her hasta için bir KUK değerlendirilmeye alınmıştır. Hastaların kan kültürleri, üreyen bakteriler ve KUK sonucunun tedaviye etkisi değerlendirilmiştir. Bulgular Yoğun bakım ünitesinden gönderilen KUK sayısı 293’tür. Bunların 134’ünde en az bir bakteri üremesi olmuştur (%45.7). Toplam 26 farklı mikroorganizma tanımlanmıştır (Şekil 1). Üremelerin 42’si (%31.3) polimikrobiyaldir. KUK’lerinin 272’si (%92.2) klinik olarak KDE düşünülen hastalardan gönderilmiştir. Kateterden KK gönderildikten sonra, hastaların %22’sinde 0-24 saat sonra, %59.6’sında 24-48 saat sonra, %18.4’ünde 72 saatten sonra KUK gönderilmiştir. Kateter KK ile eş zamanlı perifer KK gönderilen hasta oranı %48.7’dir. Üreme zamanına göre bunların %42.9’unda, KUK’de anlamlı sayıda bakteri üremesi ile de %41.0’inde KİKDE düşünülmüştür. Çalışmamızda, KUK ve KK üremesi arasındaki ilişki Şekil 2’de verilmiştir. KUK(+) ve KK(+) olan hasta sayısı 115’tir. Bunların %73.9’u aynı bakteridir. KİKDE tanısı alanlar bu grupta yer almaktadır. Bu grupta KUK sonucuna göre antibiyotik değişikliğine gidilen toplam hasta sayısı 7’dir (%6). Beş tanesinde KUK ve KK üremelerinin farklı bakteriler olması nedeniyle antibiyotik değişikliğine gidilmiştir. İki tanesinde üreyen bakteriler aynı olduğu halde değişiklik yapılmıştır; birinde KUK’de üreyen bakteri sayısı KK’de üreyenden fazladır, birinde ise KUK’de üreyen bakteri KK’de üreyenden farklı olarak dirençli gelmiştir. KUK(+) ve KK (-) ya da KK alınmamış olan grupta toplam 3 hastada antibiyotik değişikliği yapılmıştır (%15.7). Bunlardan önceden antibiyotik almayan 2’sinde KUK üremesine uygun şekilde antibiyotik başlanmış, bir diğerinde de antibiyotik KUK üremesine uygun olacak şekilde revize edilmiştir. Tartışma KUK’lerinin yaklaşık %78’i KK alındıktan sonra 24 - >72 saat aralığında gönderilmiştir. Buna göre KK’den günler sonra KUK sonucu alınmaktadır, Bu arada hastanın tedavisi başlandığından, KUK sonucunun tedaviyi etkileme olasılığı çalışmamızda da görüldüğü gibi düşük kalmıştır. Hastaların yaklaşık yarısında (% 51.3) kateter ve perifer eş zamanlı kültür alınmamıştır. KUK’leri bu durumda KİKDE tanısı için yardımcı olabilse de, tedaviye katkısı düşüktür. KUK’lerinin %54.3’ünde üreme olmaması, laboratuvar iş yükünü artırdığını düşündürmektedir.