OSMANİYE KORKUT ATA ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, cilt.1, sa.2, ss.54-71, 2020 (Hakemli Dergi)
Bizans İmparatoru I. Justinianus hâkimiyeti süresince (527-565) Roma İmparatorluğu’nun kaybettiği Avrupa’daki arazileri yeniden ele geçirmeyi başardı. Böylelikle İmparator I. Theodosius’un 395 senesinde gerçekleşen vefatı nedeniyle yaşanan bölünme, I. Justinianus’un zaferleri ile son buldu. Ancak yedinci yüzyılın ikinci çeyreğinde Bizans İmparatorluğu, muhtelif düşmanların çetin taarruzuna maruz kaldı. Henüz Roma İmparatorluğu hayallerinin gerçekleştiği varsayılırken İmparatorluk, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya geldi. Araplar’ın ve Slavlar’ın imparatorluk hakimiyetini derin şekilde sarstığı bu yüzyılda direnç göstermek ve karşı hamle gerçekleştirmek için imparatorluk sistemli bir yenilenme gerçekleştirdi. Bu dönüşümün merkezi Anadolu idi. Ancak Bizans İmparatorluğu, Avrupa’daki egemenlik haklarından kolaylıkla vazgeçmedi, direndi. Nihayetinde Orta Bizans devrinin bu karanlık yıllarında başlayan direniş ve yenilenme, başarılı neticelerini bir sonraki yüzyılda ortaya koydu.
Byzantine Emperor Justinianus I (527-565) during his rulership succeeded to capture again lands in Europe which had been lost by Roman Empire. Thus the seperation, which had occured due to the death of Emperor Thedosius in 395, ended with triumph of Emperor Justinianus I. However Byzantine Empire suffered from compelling attacks of various enemies in second quarter of seventh century. Having been assumed that Byzantine Empire turned dreams into truth, the Empire encountered with danger of dissolution. The Empire carried out systematic renaissance for resistance and counterattack in this century when the Arabs and Slavs undermined its sovereignty.The center of this renaissance was Anatolia. Nonetheless the Byzantine Empire didn’t renounce sovereignty rights in Europe easily, it resisted. Eventually renaissance and resistance commencing in dark years of Byzantine middle period presented successful outcomes in next century.