Ebū Bekr el-Ceṣṣāṣ’a Göre İyiliği Emredip Kötülükten Alıkoymanın (el-Emru bi’l-Maʿrūf ve’n-Nehyu ʿAni’l-Munker) Aklî ve Şer’î Hükmü ve Usûl Anlayışındaki Yansımaları


Çalışkan K.

İslami Araştırmalar, cilt.34, sa.1, ss.160-188, 2023 (Hakemli Dergi) identifier

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 34 Sayı: 1
  • Basım Tarihi: 2023
  • Dergi Adı: İslami Araştırmalar
  • Derginin Tarandığı İndeksler: TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.160-188
  • Ankara Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Ebū Bekr Aḥmed b. ʿAlī er-Rāzī el-Ceṣṣāṣ (ö. 370/981) birçok Usûl meselesini el-emru bi’l-maʿrūf ve’n nehyu ʿani’l-munker yükümlülüğü üzerinden temellendirmesine karşın, bu yükümlülüğün hükmünü ve Usûl meseleleriyle ilişkisini eserlerinde müstakil olarak incelememektedir. Bu makale, Ceṣṣāṣ nezdinde el-emru bi’l maʿrūf ve’n-nehyu ʿani’l-munkerin aklî ve şer’î hükmü ile Usûl meselelerinin temellendirilmesindeki rolünü bütüncül olarak ortaya koymayı konu edinmektedir. Ceṣṣāṣ’ın doğrudan bir ifadesi bulunmamakla birlikte el Māʾide 5/28 ayetine ilişkin açıklamalarından yola çıkılarak çalışmamızda el-emru bi’l-maʿrūf ve’n-nehyu ʿani’l munkerin hükmünü aklen caiz (mümkün) alanda gördüğü sonucuna ulaşılmıştır. Maʿrūfu emredip ve munkerden alıkoymanın İslam şeriatındaki hükmü ise Ceṣṣāṣ’a göre farz-ı kifaye olup kendisinin bu farzın ye rine getirilmesinde kabul ettiği elle düzeltme, sözle düzeltme ve kalben karşı çıkma mertebelerine yaklaşımı makalede ele alınmıştır. Ceṣṣāṣ nezdinde el-emru bi’l-maʿrūf ve’n-nehyu ʿani’l-munker yükümlülüğü Āl-i ʿİmrān 3/110 ve Tevbe 9/112 ayetlerinde bildirildiği üzere Nebi (sav) ve sahabe başta olmak üzere selef tarafın dan yerine getirilmiştir. Çalışmamızda bu durumun Ceṣṣāṣ tarafından Usûl-ı fıkha ilişkin takriri sünnetin geçer liliği, haber-i vahidin kabulü, sahabinin rivayetinde haber konusu olaydaki yaşına itibar edilmemesi, kabulle karşılanmış haber-i vahidlerin mütevatir menzilesinde olması, icma’ın hüccet oluşu, sükûti icma’ın hüccet olu şu, muhalifi bilinmeyen sahabi kavlinin icma oluşu, örfün icma haline gelmesi, hadiselerin hükmünde ictihadın caiz olması, her müctehidin ictihadında isabet etmesi, müftinin müsteftiye ictihadi bir meseleye dair görüşünü “benim fetvamı tercih ettiğin takdirde” kaydıyla bildirmesi gerekliliği ve haberler arasında tearuzun giderilme sine dair görüşlerinin doğruluğuna delil olarak getirildiği tespit edilmiştir.
Basing many issues in the Principles of Islamic Law on the obligation of enjoining good and forbid ding evil, Abū Bakr Aḥmad b. ʿAlī al-Rāzī al-Jaṣṣāṣ (d. 370/981) does not examine the rule of this obligation and its relationship with these principles in his works separately. This article aims to reveal the rational and sharʿī rule of enjoining good and forbidding evil in the al-Jaṣṣāṣ’ approach and its role in grounding the Principles of Islamic Law. Though there is no direct expression of al-Jaṣṣāṣ, based on his explanations regarding al-Māʾidah 5/28 verse, it is concluded that enjoining good and forbidding evil's rule in the field of reason is possible (jāʾiz). As for in the field of shariah, according to al-Jaṣṣāṣ the rule of enjoining good and forbidding evil is communal obligation (fard al-kifāyah). His approach to the fulfillment degrees of this rule, which are manual correction, verbal correction, and heartfelt opposition, has been examined in the article. For al-Jaṣṣāṣ the obligation of enjoining good and forbidding evil was fulfilled by the predecessors, especially the Messenger (pbuh) and the companions, as revealed in the verses of Āl ʿImrān 3/110 and al-Tawba 9/112. According to al-Jaṣṣāṣ, this situa tion is evidence for the truth of the following issues regarding the Principles of Islamic Law: the validity of tacit approvals of the Messenger (pbuh), acceptance of al-khabar al-wāḥid , the fact that the age of the companions is not taken into account in the narration, that the accepted al-khabar al-wāḥid by people are within the scope of al-khabar al-mutawātir, the validity of consensus (al-ijmāʿ), the validity of silent consensus (al-ijmāʿ al-sukūtī), the acceptance of companion’s opinion (qawl al-ṣaḥābī) of which there is no known opponent as ijma, turning of a custom to an ijma, the permissibility of ijtihad in the ruling of incidents, the correctness of every mujtahid in his/her ijtihad, the necessity for the muftī to inform the mustaftī of his opinion on an issue for which ijtihad is permissible with the condition "if you prefer my fatwa", and his approaches regarding elimination of contra diction between narrations.