Modernleşme Sürecinde Mevleviler ve Jön Türkler


Creative Commons License

Haksever A. C.

H Yayınları, İstanbul, 2009

  • Yayın Türü: Kitap / Mesleki Kitap
  • Basım Tarihi: 2009
  • Yayınevi: H Yayınları
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Ankara Üniversitesi Adresli: Hayır

Özet

Osmanlı toplumunda özellikle son iki yüz yılda belirgin bir şekilde ortaya çıkan Avrupa Devletleri karşısındaki geri kalmışlık, çözüm arayışlarını da beraberinde getirmiştir. III. Selim’le hız kazanan Osmanlı’daki modernleşme çabalarında, ilerleyen dönemlerde Avrupa’daki siyasî sürecin de etkisiyle Osmanlılık, İslamcılık, Türkçülük ve Garpçılık gibi düşünce akımları etkili olmuştur.

Devleti kurtarma çabası olarak da nitelendirilebilecek bu arayışlar içinde, Osmanlı’da siyasî, sosyal ve kültürel açıdan önemli bir yere sahip olan tarikatlar da yer almışlardır. Özellikle edebiyatçıların ve sanatcıların rağbet ettiği tasavvufî ekollerden olan Mevlevîlik, III. Selim’den itibaren yoğunlaşan modernleşme adımlarındaki konumu, yüksek bürokrasiyle ve Jön Türklerle ilişkileri bakımından nev-i şahsına münhasır bir yere sahiptir.

Osmanlı tarihinde bu denli önemli bir yere sahip olan tasavvufî ekollerin modernleşme çabalarındaki konumu, Jön Türkler’in sûfîleri yanlarına çekme teşebbüsleri ve sarayın şeyhlere uyguladığı siyaset üzerindeki çalışmaların ortaya çıkarılması, yakın tarihimiz açısından önem arz etmekte olup bu duruma Mustafa Kara, İsmail Kara, Mehmet Demirci, Ekrem Işın, Bilgin Aydın, Şükrü Hanioğlu, Ramsaur gibi günümüz akademisyenleri de dikkat çekmişlerdir.

Modernleşme, sadece Osmanlı’nın değil Cumhuriyet Türkiyesi’nin de sürekli bir doğum ağrısıdır ve Cumhuriyet döneminde uygulamaya konan çoğu ilke ve reformların fikrî planda kaynağı Jön Türkler’e ulaşmaktadır. Cumhuriyet dönemi uygulamalarının temellerini araştırıp bu dönemde tarikatların konumunu ortaya koymak, modernleşme ve tasavvufî ekoller konusundaki çalışmalara katkı sağlamanın yanında, günümüze de ışık tutacaktır.

Bu düşünceden hareketle biz de Mevlevîliğin temsilcilerinin, yaklaşık yüz elli yıllık süreçte modernleşme karşısındaki tutumlarına ve Jön Türklerle ilişkilerine değindik. Başbakanlık Osmanlı Arşivleri’nden, Konya Mevlânâ Müzesi Arşivi’nden, hatırat türü eserlerden, dönemin basınından ve günümüz araştırmalarından yararlandığımız çalışmanın Giriş kısmında, konu bütünlüğü açısından öncelikle Mevlevîliğin, Osmanlı yönetimiyle ilişkilerinin tarihi sürecine değindik. Ardından modernleşme çabalarına, genel hatlarıyla sûfilerin ne yönde tepki verdiklerine ve Jön Türkler’i ortaya çıkaran sürece temas ettik.

Osmanlı’nın modernleşmesi yolundaki adımların lehinde veya aleyhinde olmak bir nevi siyasî tercihtir ve Mevlevî temsilcilerinin hepsinin aynı çizgide bulunduğu söylenemez. Çalışmada, modernleşme yönündeki çabalarda lehte ve aleyhte olan Mevlevîlerin bu tavırlarının nedenlerini de kaynakların elverdiği ölçüde koymaya çalıştık. Geniş bir dönemi içermesinden ötürü konu bütünlüğünü sağlamak üzere bu kısmı birinci ve ikinci bölümlerde ele aldık.

Birinci Bölüm’de Kânûn-ı Esâsî’nin ilanına kadar olan süreçte Mevlevîlerin modernleşme lehinde ve aleyhindeki tutumlarına, Meclis-i Mebusan’ın kapatılmasının Mevlevîlerle Jön Türkler arasındaki ilişkilere etkisine değindik.

İkinci Bölüm’de meşrutiyet idealinde bir araya gelen Mevlevîlerle Jön Türkler’in, meşrutiyetin ilanından sonraki ilişkilerine değindik. Balkan Savaşı, I. Dünya Savaşı ve Milli Mücadele dönemini de kapsayan bu bölümde, Mevlevîlerle Jön Türkler arasındaki ilişkilerde yaşanan kırılmalara da değindik.

Üçüncü Bölüm’de, Cumhuriyet’in ilanıyla hız kazanan modernleşme adımlarında Mevlevîlerin, özellikle dil ve eğitim konusundaki çalışmalarına, tasavvufî ekolleri de yakından ilgilendiren inkılâplara yaklaşımlarına değindik.