I. Osmanlı ve Türkiye Araştırmaları Kongresi, Konya, Türkiye, 20 - 22 Ekim 2022, ss.21
Türk dış politikası tarihinin en sorunlu dönemlerinden biri de hiç kuşkusuz 1970’lerin
ikinci yarısıdır. Türkiye’nin büyük bir sosyo-ekonomik ve politik krize girdiği bu dönemde dış
politikada da büyük sorunlar yaşanmıştır. Bu dönemin hatırı sayılır bir kısmında (yaklaşık 2
yılında) Dışişleri Bakanlığı yapan Ahmet Gündüz Ökçün, hem akademik hem de politik bir
kimliğe sahipti. Akademik kimliğiyle başta SBF olmak üzere üniversite ile bakanlık
arasındaki bağı daha önce hiç olmadığı kadar güçlendiren Ökçün, diğer yandan da politik
kimliğiyle kimi çevrelerce Türkiye’nin geleneksel dış politika çizgisinin sınırları dışına taştığı
iddia edilen yeni bir dış politik retoriğin inşasında da önemli rol oynadı. Ökçün 1977
seçimlerinde Ecevit’in “A Takımı”nın bir üyesi olarak Eskişehir Milletvekili seçilerek
parlamentoya girdi. Bu bağlamda 1973 seçimlerinde Mülkiye ile CHP arasında kurulan bağın
bir ürünü olan ve 1973’te Dışişleri Bakanlığı görevine gelen Turan Güneş’in de dahil olduğu
“Mülkiye Cuntası” olarak adlandırılan ekibin de bir anlamda ikinci kuşak üyesiydi.
Türkiye’de sosyalist hareketin hayli güçlendiği bu dönemde Ökçün’ün de mensubu
olduğu CHP’nin sol siyasete daha belirgin biçimde kaydığı görülmekteydi. Bu bağlamda
1978’de kurulan Ecevit Hükümeti 1960’ların ortalarından itibaren tedrici biçimde sola açılan
CHP’ye yeni ideolojik konumlanışını iktidarda gösterme fırsatı vermekteydi. Öte yandan,
Türkiye’nin 1974 Kıbrıs müdahalesinden sonra karşı karşıya kaldığı ABD ambargosu, zaten
1964 sonrasında revize edilmiş olan Türkiye’nin “Batı Bağlantısı”nı daha da sorgulanır hale
getirmişti. Bu dönemde Türkiye Batı’dan acil ihtiyaç duyduğu askeri ve ekonomik yardımları
alamaz duruma gelmişti. Bu genel çerçeve içinde birbirlerini besleyen iç ve dış etkenlerin
belirleyiciliğiyle, Ökçün’ün bakanlık dönemi geleneksel dış politika çizgisinin daha kararlı
biçimde sorgulandığı, bloklar arasındaki duvarın silikleştiği ve Türkiye’nin yeni arayışlar
içine girdiği, dış politika gündeminin ve diplomatik temasların yoğunlaştığı bir dönem oldu.
İşte bu tebliğde, dönemin dış politika dinamikleri ve gelişmeleri, Türkiye’nin duvarın ötesinde
sosyalist ülkelerle ve Üçüncü Dünya ile ilişkilerini güçlendirerek farklı bir dış politika
geliştirme çabaları ve Gündüz Ökçün’ün bu süreçteki etkisi ve katkısı ele alınacaktır.