Ortaöğretimde Sınıf Tekrarı, Okul Terk Sebepleri ve Örgün Eğitim Dışında Kalan Çocuklar Politika Önerileri Raporu


Öğülmüş S., Aypay A., Taşpınar M., Kaya N., Varcın R., Pişkin M., ...Daha Fazla

Aydoğdu Yayınları, Ankara, 2013

  • Yayın Türü: Kitap / Araştırma Kitabı
  • Basım Tarihi: 2013
  • Yayınevi: Aydoğdu Yayınları
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Ankara Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

YÖNETİCİ ÖZETİ

“Ortaöğretimde Sınıf Tekrarı, Okul Terk Sebepleri ile Örgün Eğitim Dışında Kalan Çocukların Eğitim ve Çalışma Durumları ile İhtiyaçlarının Belirlenmesi” konulu araştırma MEB tarafından UNICEF’in teknik ve finansman desteği ile 2012 yılında başlatılmıştır. Bu araştırma başladıktan sonra Türkiye’de ortaöğretimi zorunlu kılan 6287 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun yürürlüğe girmiş ve Türkiye’de ortaöğretim zorunlu eğitim kapsamına alınmıştır. Diğer bir ifade ile Türkiye’de zorunlu eğitim 8 yıldan 12 yıla çıkartılmıştır. Araştırmanın amacı; çocuğun okula devam ederken öğrenme süreçlerinin dışında kalması, okula düzenli devam edememesi, sınıf tekrarı, okulla ilişiğinin kesilmesi veya okul terk nedenlerinin tespit edilerek hem talep hem arz boyutlarında bu engellerin ortadan kaldırılması ve sorunların çözümüne yönelik ulusal ve yerel düzey ile okul düzeyinde uygulanmak üzere politika önerileri geliştirmektir.

Araştırmada, nicel ve nitel araştırma yöntemleri birlikte kullanılmıştır. Buna göre NUTS 1 düzeyinde belirlenen illerdeki genel liseler, Anadolu liseleri, fen liseleri, güzel sanatlar ve spor liseleri, Anadolu öğretmen liseleri ve sosyal bilimler liselerinde sınıf tekrarı yapan öğrencilerle son iki yıl içerisinde okulu terk eden çocuklar taranmıştır. Bu bağlamda nicel veriler, NUTS 1 düzeyinde 12 bölgeden belirlenen 15 ilde (Afyonkarahisar, Ağrı, Aksaray, Balıkesir, Gümüşhane, İstanbul, Kahramanmaraş, Kars, Konya, Muş, Sakarya, Sinop, Şanlıurfa, Şırnak, Van) sınıf tekrarı yapan öğrencilerden (N=2599) anket yoluyla toplanmıştır. Bölgelerden, ortaokuldan ortaöğretime (liselere) geçiş oranının en düşük olduğu iller seçilerek araştırma kapsamına alınmıştır. Benzer bir şekilde, ortaöğretimi terk eden çocuklar (N=2574) ile örgün eğitim dışında kalan 14-18 yaş grubundaki çocuklardan da (N=2466) anket yoluyla veri toplanmıştır. Nitel veriler ise sınıf tekrarı incelemesinde 600 (her biri 120 kişiden oluşan öğrenci, veli, öğretmen, yönetici ve akran grubu üyeleri), okul terki grubunda 600 (her biri 120 kişiden oluşan öğrenci, veli, öğretmen, yönetici ve akran grubu üyeleri) ve örgün eğitim dışında 240 çocuk olmak üzere toplam 1440 kişiden görüşme yöntemi ile elde edilmiştir.

Ortaöğretimde sayısal durumla ilgili veriler için ilgili mevzuattan, e-okul, Eurostat, OECD ve Dünya Bankası veri tabanlarından yararlanılmıştır. Sınıf tekrarı ve okul terkinin nedenleri ile örgün eğitim dışındaki çocukların durumu ve duyuşsal özellikleri konusunda veri toplamak için bu araştırmada kullanılmak üzere geliştirilen veri toplama araçları (anket ve Eğitim ve Yaşam Deneyimleri Ölçeği) kullanılmıştır. Nitel araştırmada veri toplama aracı olarak da yarı yapılandırılmış görüşme formları kullanılmıştır. Nitel çalışmalarda öğretmen grubu ile odak görüşme yöntemi; öğrenci, veli, yönetici ve akranlar ile bireysel görüşme yöntemleri kullanılmıştır.

Nicel ve nitel veri toplama işlemlerinin yanı sıra araştırma kapsamında konu ile ilgili paydaşların öneri ve görüşlerini almak amacıyla üç ayrı çalıştay düzenlenmiştir. Bu çalıştaylardan ilki 7-9 Mart 2013 tarihlerinde Antalya’da; MEB merkez teşkilatından yöneticilerin, araştırma verilerinin toplandığı illerdeki yönetici ve öğretmenlerin, sınıf tekrarı ve okul terki konularında çalışmaları bulunan alan akademisyenlerinin katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Bu çalıştayda araştırmadan elde edilen bulgulara dayalı olarak katılımcılar tarafından görüş ve öneriler dile getirilmiştir. 2-4 Mayıs 2013 tarihlerinde Antalya’da yapılan (büyük oranda birinci çalıştaydaki katılımcı grubundan oluşan) ikinci çalıştayda ise birinci çalıştayda ve sonrasında teknik destek ekibi tarafından geliştirilen politika önerileri, uygulanabilirlik açısından değerlendirilmiştir. Üçüncü çalıştay ise 30-31 Mayıs 2013 tarihlerinde sınıf tekrarı yapan, okulu terk eden ve örgün eğitim dışında olan gençlerin ve ailelerinin katılımı ile Ankara’da gerçekleştirilmiştir. Bu çalıştayda öğrenci ve velilerin bakış açısıyla sınıf tekrarı ve okul terkinin nedenleri ile alınabilecek önlemler tartışılmıştır. Bunun yanı sıra araştırma kapsamında geliştirilen politika önerileri bir kez de öğrenci ve velilerin gözüyle değerlendirilmiştir.

Aşağıda, araştırmada elde edilen verilere dayalı olarak sırasıyla önce sınıf tekrarı yapan öğrencilerin genel profili verilecek daha sonra da aynı işlem okulu terk eden çocuklar ve örgün eğitim dışında kalan 14-18 yaş grubundaki çocuklar için tekrarlanacaktır.

Sınıf Tekrarı Yapan Öğrencilerin Profili

Araştırmada elde edilen verilere göre 2012-2013 eğitim ve öğretim yılında ortaöğretimde sınıf tekrarı yapan öğrencilerin yaşları 14 ile 18 arasında değişmektedir. Bu öğrencilerin yaş ortalamasının 16,3 olduğu belirlenmiştir. Sınıf tekrarı yapan öğrencilerin üçte ikisini erkekler (%66,5), üçte birini kızlar (%33,5) oluşturmaktadır. Araştırma kapsamında bulunan ve sınıf tekrarlayan öğrenciler arasında en büyük grubu %74,5 ile 9. sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. Bunu sırasıyla 10. sınıf (%14,8), 11. sınıf (%7,1) ve 12. sınıf (%3,6) öğrencileri izlemektedir. Bu veriler, sınıf tekrarı yapan öğrenciler açısından dikkatlerin 9.sınıf öğrencilerine yöneltilmesi gerektiği anlamına gelmektedir.

Sınıf tekrarına kalan öğrencilerin büyük kısmının ailelerinin sosyoekonomik düzeyleri ile eğitim seviyelerinin düşük olduğu saptanmıştır.

Sınıf tekrarına kalan öğrencilerin %11’i sigara, alkol ve benzeri maddeler kullandıklarını ifade etmiştir. Buna karşın ilköğretim 7,8. ve lise 1. sınıflarda 15.957 genç ile görüşülerek yapılan Küresel Gençlik Tütün Araştırmasında, öğrencilerin %9,1’inin sigara kullandığı (kızlar %5,0 ve erkekler %11.9) rapor edilmiştir.1 Sigara, alkol ve benzeri madde kullanımı erkeklerde daha yaygındır.

Sınıf tekrarı yapan öğrencilerin üçte birinden fazlasının derslerde anlatılan konuları anlamakta zorlandıkları, büyük çoğunluğunun verimli ders çalışma alışkanlıklarına ve yarısından fazlasının ders çalışma alışkanlığına sahip olmadıkları tespit edilmiştir.

Öğrencilerin %30’u sınıf tekrarı yapmaları üzerinde rol oynayan faktörleri; okulda öğretilenleri anlamakta zorluk çekme, öğretmenlerin dersleri iyi anlatamamaları, ödevleri ve verilen görevleri zamanında bitirememeleri olarak ifade etmişlerdir.

Araştırma bulguları, okul düzeyinde hazırlanan ders programlarının düzenleniş biçimi, öğretilen konuların ilgi çekici olmaması, okulun açılış ve kapanış saatlerinin uygun olmaması gibi faktörlerin öğrencilerin sınıf tekrarı yapmaları üzerinde önemli ölçüde rol oynadığını göstermektedir. Öğrencilerin %43’ü zor derslerin aynı güne konulduğunu, %24’ü okulda öğretilenlerin ilgisini çekmediğini ve %23’ü okulun giriş, çıkış saatlerinin uygun olmadığını ve bu nedenle sınıf tekrarı yaptıklarını ifade etmişlerdir.


Sınıf tekrarı yapan kız öğrencilerin erkek öğrencilerden daha fazla akran desteği algıladıkları, daha fazla öz yeterlik inancı ve geleceğe yönelik daha olumlu duygulara sahip oldukları saptanmıştır.

Araştırma sonuçlarına göre sınıf tekrarı yapan öğrenciler, anne ve babanın eğitim durumu, okul dışında ücret karşılığı çalışma, aileyle birlikte yaşama, kardeş sayısı, okul türü, sınıf düzeyi, algılanan akran desteği, öz yeterlik inançları, geleceğe yönelik amaçlar, okula karşı tutum, öğretmenlerle ilişkiler ve algılanan aile desteği değişkenleri açısından benzer özellikler göstermektedir.

Sınıf tekrarı yapan öğrenciler, kardeş sayısı, ailenin düzenli gelirinin olup olmaması, babanın eğitim durumu, evde kendine ait odasının bulunması, okuldaki sosyal faaliyetler, eğitim ve öğretim etkinliklerinden keyif alma değişkenleri açısından benzer özellikler göstermektedir.

Benzer şekilde kardeş sayısı, ailenin düzenli gelirinin olup olmaması ve evde kendisine ait bir odanın bulunması gruplar arasında benzerlik gösteren değişkenlerdir. Ayrıca akran desteği, öz yeterlik, okula karşı tutum ve algılanan aile desteğinin de birbirlerine benzer değişkenler olduğu saptanmıştır.

Okulu Terk Eden Çocukların Profili

Araştırmanın yapıldığı 2012-2013 eğitim ve öğretim yılında 15 ildeki okulu terk eden gençlerin %63,8’i 9. sınıfta, %19’u 10. sınıfta, %10,3’ü 11. sınıfta genel ortaöğretimi terk etmiştir. 12. sınıfta ise bu oran %2,8 ile en düşük düzeydedir. Ortaöğretimi terk eden öğrencilerin lise türlerine göre dağılımı incelendiğinde %80,7’sinin en son eğitim gördüğü lise türünün genel lise, %17,2’sinin ise Anadolu lisesi olduğu belirlenmiştir.

Araştırma bulgularına göre okul terkine etki eden faktörler arasında okula bağlı nedenler (sınıf tekrarı, başarısızlık, devamsızlık), kişisel nedenler (farklı okul tercihi, evlilik, kız-erkek ilişkileri), maddi durum (okul dışında faklı bir işte çalışma), arkadaş etkisi (kötü alışkanlık) ve okula karşı tutum (öğretmenler, dersler, okulu sevmeme) önemli rol oynamaktadır.

Sınıf tekrarı araştırma sonuçları; öğrencilerin önemli bir çoğunluğunun 9. sınıfa devam ederken okulu terk ettiklerini göstermektedir. Ortaöğretimi terk eden erkeklerin sayısı kızların sayısından yaklaşık iki kat daha fazladır.

Okulu terk eden öğrencilerin ailelerinin büyük çoğunluğunun sosyoekonomik ve eğitim düzeyleri düşüktür. Öğrencilerin önemli bir kısmı sınıfını geçemediği yıl eğitimini sonlandırmaktadır. Bu öğrencilerin, açık liseye devam ederek diploma almayı planladıkları saptanmıştır.2

Ortaöğretimi terk eden gençleri olumsuz etkileyebilecek sorunlar arasında sigara içme davranışı önemli bir yer tutarken gençlerin okulu bırakmalarında derslerde başarısız olma ve okulu sevmeme de en önemli nedenler arasında yer almaktadır. Anadolu lisesini terk eden öğrenciler, genel lise öğrencilerine göre okulda aldıkları eğitimin daha yeterli olduğunu belirtmişlerdir. Hem genel liseyi hem de Anadolu lisesini terk eden gençlerin büyük kısmı öğretmenlerinden yeterli destek alamadıklarını bildirmişlerdir. Çeşitli nedenlere dayalı okulu sevmeme durumu Anadolu lisesi öğrencileri arasında daha yaygın bir sorundur.

Okul terkine yol açan etkenler arasında “devamsızlık” önemli bir yer tutmaktadır. Araştırma sonuçlarına göre bazı öğrenciler, en son öğrenim gördükleri okullarda kuralların daha adaletli biçimde uygulanması, okulların daha güvenli olması gerektiğini, öğretmenler ve öğrenciler arasında daha olumlu ilişkilerin bulunmasının faydalı olacağını düşünmektedirler. Ayrıca öğrenciler, en son devam ettikleri okulda öğretmen sayısının yetersizliğini ve derslerin boş geçmesini önemli bir sorun olarak bildirmişlerdir.

Öğrenciler okulda öğrenciler arasındaki şiddetin yaygın ve önemli bir sorun olduğunu bildirmişlerdir. Bilindiği gibi okul terki üzerinde rol oynayan en önemli değişkenlerden biri de okullardaki şiddet olaylarıdır. Yeterince ders çalışamama öğrencilerin eğitim sürecinde en çok karşılaştıkları sorun olarak saptanmıştır. Ortaöğretimi terk eden gençler arasında okuldan kaçmak, devamsızlık yapmak, kopya çekmek ve sigara içmek önemli sorunlu davranışlar arasında yer almaktadır.

Öğrenciler okulu terk etmek konusunda karar aldıklarında çevrelerinde onlara destek olacak ve aldıkları bu karardan onları vazgeçirecek yetişkinlerin olması önemlidir. Araştırma sonuçlarına göre gençlerin büyük kısmı okulu terk ettiklerinde kendilerini engelleyen birinin olmadığını belirtmişlerdir. Bunun yanı sıra okul terkine en çok engel olan bireylerin ise anne ve babalar olduğu saptanmıştır.

Son yıllarda özellikle akademik başarısı düşük gençler arasında “Okuyup da ne olacaksın!” gibi söylemler artmaktadır. Gençlerin böyle düşünmesinde yakın çevrelerinde ortaöğretimi bitirip yükseköğretime devam edemeyen ve iş bulamayan gençlerin sayısının fazla olması önemli bir etkendir. Mezun olduktan sonra kolayca iş bulma olanaklarının olması gençlerde okula yeniden dönme arzusu uyandıran en önemli faktör olarak tespit edilmiştir. Okulu bırakan gençlerin yaklaşık yarısının herhangi bir işte çalışmadıkları saptanmıştır. Gençlerin bir işte çalışmalarının en büyük nedeni ise ekonomik sıkıntılar olarak belirlenmiştir.

Gençlerin kendilerine, geleceğe ve eğitime ilişkin olumlu görüşlere sahip olmaları eğitime devamları üzerinde önemli bir değişkendir. Araştırma sonuçlarına göre gençlerin büyük kısmı geleceğe, kendisine ve eğitime dair olumlu görüşlere sahiptir. Ancak erkeklerin eğitime verdikleri önem, yaşantılara açık olmama, kendine güven ve eğitimin gereksiz olduğuna yönelik inançlar boyutu puan ortalamaları, kızların puan ortalamalarından daha yüksektir. Erkek katılımcıların eğitimi hem önemli hem de gereksiz görmeleri aldıkları eğitimin niteliği ile ilgili bir soruna işaret edebilir. Diğer bir deyişle kurumsal olarak eğitimin önemine inanan erkeklerin tekrar okula dönüp öğrenimlerine devam etmeyi yararlı bulmadıkları anlaşılmaktadır.

Okulu terk eden gençlerin eğitime kaldıkları yerden devam etmelerini sağlamak için erken müdahaleler önemli rol oynamaktadır. Araştırma sonuçlarına göre okulu bıraktıktan sonra geçen süre arttıkça eğitime verilen önem düşmektedir.


Örgün Eğitim Dışında Kalan Gençlerin Profili

Araştırma kapsamındaki örgün eğitim dışında kalan gençlerin %37,1’inin 18 yaşında, %25,7’sinin 17 yaşında, %18,8’inin 16 yaşında, %13,7’sinin 15 yaşında, %4,1’inin ise 14 yaşında olduğu saptanmıştır.

Örgün eğitim dışında kalan gençlerin ailelerin sosyoekonomik ve eğitim düzeylerinin düşük olduğu saptanmıştır. Örgün eğitim dışındaki gençler arasında sigara kullanma, beden sağlıklarının iyi olmaması, maddi durumun iyi olmaması ve babanın işsiz olması en önemli sorunlar arasında yer almaktadır.

Araştırmaya katılan örgün eğitim dışındaki gençlerin yaklaşık üçte biri açık lise öğrencisidir ve bu gençlerin büyük kısmı ise liseyi yarıda bırakmıştır. Katılımcıların bir kısmı ise ilköğretimi bitirmiş ve liseye devam etmemiştir.

Örgün eğitim dışındaki her beş gençten birinin geçmişte sınıf tekrarı yaptığı, gençlerin büyük kısmının okul yılları sırasında okula sık sık geç kaldıkları, okula devam ettikleri süre içerisinde sınavlarda kopya çektikleri, tüm gün okuldan kaçtıkları, kavga ettikleri ve başkasının ödevlerini kopyaladıkları saptanmıştır. Ayrıca örgün eğitim dışındaki gençlerin okuldan ayrılma nedenleri arasında okulu sevmemek, aileye destek olmak için çalışma zorunluluğu, ailenin okul masraflarını karşılayamaması ve bazı derslerde (matematik, İngilizce, fizik, biyoloji, coğrafya, tarih ve Türkçe) başarısız olma en çok bildirilen nedenler arasındadır.

Gençlerde yeniden okula dönme arzusu uyandırabilecek en önemli faktör, mezun oldukları takdirde daha kolay iş bulabileceklerini düşünmeleridir. Gençlerin çalışmamalarının önündeki engeller arasında, “çalışmaktan daha öncelikli durumlarının olduğu” ve “ailelerin, gençlerin çalışmalarını istememeleri” yer almaktadır. Çalışan gençlerin de büyük çoğunluğunun iş yerinde sosyal güvencesi olmadan ve işçi ya da çırak olarak çalıştıkları görülmüştür.

Örgün eğitim dışında kalan gençlerden elde edilen veriler için gerçekleştirilen kümeleme analizi işlemi sonucunda bireyler, eğitim ve yaşam deneyimleri açısından iki grupta değerlendirilmiştir. Birinci grupta yer alan bireylerin, kendilerine yönelik olumlu inançları ile algıladıkları aile ve akran desteğinin çok düşük düzeyde olduğu, gençlerin eğitimin gerekli ve yararlı olmadığına inandıkları, bireylerin kendilerini daha az yetersiz algıladıkları, pişmanlık duygularının düşük düzeyde olduğu saptanmıştır. Ancak ikinci grupta yer alan bireylerin, birinci grupta yer alan bireylere göre kendilerine yönelik daha olumlu inançlara sahip olduğu, algıladıkları aile ve akran desteğinin yüksek olduğu ancak bu bireylerin de kendilerini daha yetersiz gördükleri ve pişmanlık duygularının daha fazla olduğu görülmüştür.

Öğrencilerle öğretmenler arasında iyi ilişkiler olmaması, okulun çok katı kurallarının olması, okul kurallarının herkese adil bir şekilde uygulanmaması, okulda tecrübeli öğretmenlerin olmaması gibi okul ve eğitim ortamına dair özellikler ile geçmişte sınıf tekrarı yapma arasında anlamlı ilişki bulunduğu görülmüştür.


Politika Önerileri

Sınıf tekrarı yapan, okulu terk eden çocuklar ile örgün eğitim dışında kalan gençler Türkiye’nin sosyal, ekonomik ve kültürel sürdürülebilir kalkınmasının önünde ciddi bir engel teşkil etmektedir. Ayrıca, ülkenin geleceğinin üzerine kurgulandığı genç nüfusun sosyal ve kültürel sermaye açısından gelişimi, sağlıklı bir toplum yapısının oluşumunda da stratejik bir risk faktörü olarak ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda, sorunlara ilişkin politikaların elde edilen veriler doğrultusunda gözden geçirilerek yeniden oluşturulması ve sistem bütünlüğü içinde uygulanması ivedilik taşımaktadır.

Bu araştırma kapsamında elde edilen bulgulardan yola çıkılarak MEB merkez teşkilatı, il, ilçe ve okul düzeyi temel alınarak politika önerileri oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu politikalar ana başlıklar altında raporun son bölümünde ayrıntılı olarak yer almaktadır. Bu politikaların uygulanmasında tüm paydaşlarla iş birliği yapılması bir ön koşul niteliği taşımaktadır. Bu bağlamda başta aileyi ve diğer toplumsal paydaşları da kapsayacak şekilde uygulanacak politikalar planlama; yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri, üniversiteler ve diğer kamu kurumlarının sorunun çözümünde farklı düzeylerde rol alması ve bu rollerin sistem bütünlüğü çerçevesinde MEB birimleri tarafından iş birliği ve uzmanlaşma temelinde koordine edilerek yürütülmesi esastır.

Araştırma bulgu ve sonuçlarına dayalı olarak geliştirilen politika önerileri şunlardır:

Ulusal Düzeyde Politika Önerileri


A. Genel Ortaöğretimde Sınıf Tekrarı, Okul Terki ve Örgün Eğitim Dışında Kalan Çocuklar Konusunda Türkiye Çapında Toplumsal Farkındalık, İletişim ve İş Birliği Oluşturmak

Sınıf tekrarı, okul terkinin önlenmesi ve örgün eğitim dışında kalan çocukların durumlarının iyileştirilmesi konusunda toplumun farkındalık kazanması önemlidir. Bunu sağlamak için aşağıdaki tedbirler alınmalıdır:

 Konuyla ilgili bilgi verip farkındalık oluşturmayı, sınıf tekrarı ve okul terkini önlemeye yönelik uygulanan iyi örneklerin paylaşılmasını amaçlayan İnternet portalı oluşturulmalıdır.

 Eğitim sürecine toplumun katılımı sağlamak amacıyla tüm paydaşların içinde yer alacağı bir mütevelli heyeti oluşturulmalıdır.


MEB ve ilgili kurumlar arasında konu ile ilgili iş birliğinin sağlanması, sınıf tekrarı ve okul terkinin önlenmesinde olumlu ve etkili sonuçlar verebilir. Bunu sağlamak için aşağıdaki tedbirlerin alınması önerilmektedir:

 MEB, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ve bu bakanlıkların taşra teşkilatları arasında soruna ilişkin kurumsal iletişim ve iş birliği mekanizmaları oluşturulmalıdır.

 YÖK ile yapılacak iş birliği aracılığıyla öğretmen yetiştirme programlarında sınıf tekrarı, okul terki, eğitim ve öğretim dışında kalan çocuklar hakkında sahip olunması gereken bilgi, beceri ve tutumlar öğretmen adaylarına kazandırılmalıdır.

 Öğretmen yetiştiren kurumlardaki topluma hizmet uygulamaları dersi kapsamında sınıf tekrarı, okul terki, eğitim ve öğretim dışında kalan çocuklara yönelik projeler geliştirilmelidir.

 Sınıf tekrarı, okul terki ve örgün eğitim dışında kalan çocuklara yönelik eğitim etkinliklerinde üniversitelerde konuyla ilgili araştırmalar yapan öğretim elemanlarıyla iş birliği yapılmalıdır.


B. Öğretim Programlarını Sorunun Çözümüne Katkı Sağlayacak Şekilde Düzenlemek ve Geliştirmek

Araştırmadan elde edilen bulgular, öğretim programlarında yapılacak bazı değişikliklerin sorunun çözümüne katkı sağlayabileceğini göstermiştir. Örneğin 9. sınıftaki ders yoğunluğunun fazla olduğunun, zor derslerin günlük programda art arda geldiğinin öğrenciler tarafından ifade edilmesi bunu göstermektedir. Bu nedenle aşağıdaki tedbirlerin alınması önerilmektedir:

 Özellikle 9. sınıf programları başta olmak üzere öğretim programları ve ders geçme sistemi gözden geçirilmelidir.

 Kademeler arası ve ara sınıflardaki geçişlerin daha sağlıklı yapılabilmesi için uyum programları geliştirilip uygulanmalıdır.

 Akademik başarısı düşük olan öğrenciler tarafından “zor” olarak algılanan derslerin haftalık ders programında aynı günlere toplanmayacak biçimde dengeli dağılımı sağlanmalıdır.

 Sınıf tekrarı ve okul terki riski taşıyan öğrencilere yönelik ortaöğretim programları arasında seçenekli ve geçişli bir sistem oluşturulmalıdır.

 Sınıf tekrarı yerine ders tekrarı sistemi uygulanarak öğrencilerin tekrara kaldığı sınıftaki bütün dersleri almaları yerine sadece başarısız oldukları derslerden sorumlu tutulmaları sağlanmalıdır.

C. Sorunun Çözümüne Yönelik Olarak Çalışanların Niceliklerine, Yeterliklerine ve Yetiştirilmelerine İlişkin Politikalar

Sınıf tekrarı ve okul terkinin önlenmesinde kilit role sahip olan öğretmen ve yöneticilerin sorunun çözümüne katkı sağlayacak şekilde niceliksel ve niteliksel olarak yetişmelerinin sağlanması önemli görülmektedir. Bunu sağlamak için aşağıdaki önerilerin yararlı olabileceği düşünülmektedir.


 Genelde tüm öğrencilere özelde ise sınıf tekrarı yapan çocuklara rehberlik hizmetlerinin etkili bir biçimde sunulmasını sağlamak için rehberlik hizmetlerinin işlevselliği artırılmalı ve gelecekteki olası durum da dikkate alınarak ihtiyaç duyulan rehber öğretmen istihdamı gerçekleştirilmelidir.

 Sınıf tekrarı ve okul terki riski taşıyan öğrencilerin belirlenmesi, izlenmesi ve gerekli önlemlerin alınmasında liselerdeki sınıf rehber öğretmenliğinin görev tanımı ve rolleri yeniden belirlenmelidir.



D. Sorunun Çözümüne Yönelik Olarak Okulun Stratejik Rolüne İlişkin Politikalar

Araştırmada elde edilen öğrencilerin okulu sevmemesi, okul ile aile ve çevre arasında iş birliğinin yetersiz olması gibi bulgular okulun rolü ile ilişkilendirilebilir. Bu bağlamda okula daha stratejik bir rol kazandırmak amacıyla aşağıdaki tedbirlerin alınması önerilmektedir:

 Disiplin kurullarının işlevleri yeniden düzenlenerek ödüllendirme ağırlıklı bir sistem tercih edilmelidir.

 Okul rehberlik hizmetleri çerçevesinde aileye danışmanlık, rehberlik ve eğitim hizmetleri sunmaya yönelik yasal ve örgütsel düzenlemeler yapılmalıdır.

 Okul Aile Birliği Yönetmeliği, ailenin eğitim ve öğretim sürecine daha fazla ve daha nitelikli olarak katılımını sağlayacak biçimde yeniden düzenlenmelidir.

 Okullarda tüm öğrencilerin akademik başarılarını izleme ve telafi eğitimleri sunmaya yönelik yasal ve örgütsel düzenlemeler yapılmalıdır.

E. Sorunun Çözümüne İlişkin Öğrenciye Yönelik Politikalar

Sınıf tekrarı ve okul terki sorununda öğrencilere yönelik, akademik ve psikolojik destek sağlayacak politikaların geliştirilmesi önemlidir. Psikolojik, sosyal, eğitsel ve ekonomik olumsuzlukların azaltılması ve sorunun ortaya çıkmadan önlenmesi için aşağıdaki tedbirlerin alınması yararlı görülmektedir:

 Eğitim ve öğretim hizmetlerinde sınıf tekrarı ve okul terki riski taşıyan öğrencilerin belirlenmesi, izlenmesi, tekrar ve terk konularında önlem alınmasına ilişkin bir sistem oluşturulmalıdır. Risk kapsamında akademik başarısı düşük olan öğrencilere, başarısız oldukları ders ve konulara ilişkin etüt ve telafi eğitimi hizmetlerinin sunulmasını sağlayan düzenlemeler yapılmalıdır.

 Özellikle ergenlik öncesi ve ergenlik döneminde bulunan öğrencilere, sosyal davranışların geliştirilmesine yönelik ders dışı etkinlikler uygulanmalıdır.

 Başarı oranı düşük olan derslere yönelik olarak öğrencilere sanal ortamda destek olacak ders anlatım videoları, soru çözümleri, alıştırmalar içeren İnternet portalı hazırlanmalıdır.

İl/İlçe Düzeyinde Politika Önerileri

Sınıf tekrarını ve okul terkini önlemeye yönelik olarak il ve ilçe düzeyinde aşağıdaki tedbirler alınmalıdır:


 Sınıf tekrarı ve okul terki riski taşıyan öğrencilerin belirlenmesi, önleyici rehberlik hizmetlerinin sunulması ve öğrencilerin devamı ile akademik başarılarının yükseltilmesi için okullar ve Rehberlik Araştırma Merkezleri (RAM) arasında iş birliği güçlendirilmelidir.

 Öğretmen ve yöneticilere, farklı toplumsal kesimlerden gelen ve farklı öğrenme kapasitelerine sahip öğrencilerin daha etkili öğrenebilmelerine yardımcı olabilmeleri için kurslar ve seminerler düzenlenmelidir.

 Ergenlik öncesi ve ergenlik döneminde bulunan öğrenciler için kişisel gelişim ve sosyal davranışların geliştirilmesi amacıyla gençlik ve spor, kültür ve turizm, aile ve sosyal politikalar müdürlükleri sivil toplum örgütleri ve yerel yönetimler arasında iş birliği yapılmalıdır.

Okul Düzeyinde Politika Önerileri

Sınıf tekrarı ve okul terkinin önlenmesinde bir mikro sistem olan okulların da rolü ve önemi son derece büyüktür. Buna dayalı olarak sorunun önlenmesi için okulun psikososyal iklimi, fiziki koşulları, okuldaki eğitim ve öğretim faaliyetleri, aile katılımı ve okulun kurumsal özellikleri gibi niteliklerin öğrencilerin gelişimlerini desteklemesi ve olumlu bir gençlik gelişiminin sağlanması açısından önem taşımaktadır. Bu bağlamda aşağıdaki önerilen politikaların uygulanması, sorunun önlenmesi ve öğrencilerin güçlendirilmesi açısından olumlu sonuçlar doğurabilir.

 Ortaokuldan ortaöğretime geçişte öğrencilere uyum programları uygulanmalıdır. Öğrencilere ortaöğretimin sekiz yıllık temel eğitimden farklı özelliklerinin anlatılması ve sınıf geçme kuralları hakkında bilgi verilmesi onların bilinçlenmeleri açısından önem taşımaktadır.

 ABD ve Avrupa ülkelerinde gerçekleştirilen çalışmalardan elde edilen bulgular ailenin okula katılımının birçok olumlu sonucunun olduğunu göstermiştir. Bu bağlamda aile katılımı akademik başarı, olumsuz davranışlar ve okul terki ile ilişkili bir değişkendir. Buradan hareketle ailenin okula katılımını güçlendirecek etkili iletişim ve iş birliği sağlayacak faaliyetler düzenlenmelidir.

 Aile katılımı sadece okulda düzenlenen veli toplantıları ile sınırlandırılmamalı, okul yöneticileri ve öğretmenler tarafından aile ziyaretleri yapılmasına imkân sağlanmalıdır.

 Okulda düzenlenen sosyal, kültürel ve sportif etkinliklere tüm öğrencilerin katılımına fırsat verilmelidir.

 Okul rehber öğretmeni ve ilgili müdür yardımcısı koordinasyonunda tüm öğrencilerin akademik başarılarının izlenmesi ve telafi eğitimlerinin sunulması sağlanmalıdır.

 “Akran öğreticiliği” programı geliştirilip uygulamaya konularak bir derste başarılı olan öğrencilerin, başarısı düşük olan diğer öğrencilere yardım etmesine imkân verecek düzenlemeler yapılmalıdır.

 Okullarda “Öğrenme Merkezleri” kurularak gönüllülerin (öğretmen, üst sınıf öğrencileri, aileler, stajyer öğretmen adayları) başarısı düşük öğrencilere destek verecek düzenlemeler yapılmalıdır.


 Okula devamsızlık nedeniyle çok sayıda öğrenci okul sisteminin dışına çıkmaktadır. Öğrencilerin devamsızlıkları, okulda kurulacak bağımsız birimler tarafından takip edilerek nedenleriyle ortaya konulmalıdır. Kişiye özgü önleme stratejileri bu nedenler üzerinden oluşturulmalıdır.

Strateji ve Politikalar

Sınıf tekrarı, okul terki ve öğrenci devamsızlığını önleyebilmek için ulusal, bölgesel, yerel ve okul düzeyinde strateji ve politikaların geliştirilerek önlemlerin alınması gerekmektedir. Bu amaçla oluşturulacak strateji ve politikaları aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür. Burada belirtilen strateji ve politikalar Almanya, İtalya ve İrlanda gibi bazı Avrupa Birliği ülkelerinde belirlenen strateji ve politikalarla benzerlik göstermektedir.

1. Ulusal plan ve programlar (yönetmelikler, yönergeler, öğretmenlerin eğitimi) geliştirilmelidir.

2. Tüm il ve ilçe yöneticileri MEB tarafından düzenlenen yönetmelik ve yönergelerin uygulanmasından sorumlu olacaklardır. Bu amaçla tüm il ve ilçelerde ilgili sorunla mücadele edecek ekipler oluşturmalıdır.

3. Devlet okullarından mezun olanların istihdamı için iş gücü piyasasında faaliyet gösteren örgütlerin temsilcileri ile iş birliği yapılmalıdır. Bu bağlamda okul terkinin yoğun olduğu bölgelerde bölgesel mesleki eğitim kurumları açılmalıdır.

4. Meslek liseleri ile bölgesel mesleki eğitim kurumları arasında bütünlük sağlanmalıdır.

5. Okul terkinin önlenmesi için kamu sektöründe ve özel sektörde faaliyet gösteren diğer örgütlerin de (İŞKUR vb.) desteği alınmalıdır.

6. Ülke çapında yayılmış olan toplum merkezleri ve gönüllü derneklerin önleme ve rehabilitasyon projeleri yapmaları teşvik edilmelidir.

7. Okulu terk edip tekrar dönmek isteyen öğrenciler için iyileştirme ve geliştirme sınıfları açılarak onların bilgi ve becerileri artırılabilir.

Sonuç

Sınıf tekrarı, devamsızlık ve okul terkini önlemek için en etkili eylemler okul sisteminin kendi içinde bulunmaktadır. MEB tarafından gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı ve yenilikçi öneriler geliştirilmelidir. Ancak bunlar yukarıdan aşağıya bir dayatma niteliğinde olmamalıdır. Bu konularla ciddi şekilde ilgilenecek insan kaynaklarına yatırım yapılmalıdır. Bakanlık ve okul düzeyinde bu çalışmaya katılacak personellere sistematik eğitimler verilmeli, iyi örnek ve uygulamaların paylaşılması sağlanmalı, okulların yıllık planları gözden geçirilmelidir. Bunlar için MEB, yerel yöneticiler, il ve ilçe millî eğitim müdürlükleri ve okullar arasında bir ağ oluşturulmalıdır.

Okul hizmetlerinin iyileştirilmesi tek başına bu sorunlarla mücadele etmek için yeterli değildir. Öğretmenler için sorunun çözümü sürecinde kendilerinin desteklendiklerini hissettirecek sosyal ve kültürel politikaların geliştirilmesi gerekmektedir. Bu amaçla okullarda topluluk duygusu oluşturacak çalışmalar yapılmalıdır. Sorunun çözümünü yalnızca MEB veya ilgili genel müdürlükten beklemek doğru bir yaklaşım değildir. Aynı zamanda toplumun tüm kurumları, yerel yönetimler, medya kuruluşları arasında soruna ve etkilerine yönelik duyarlık artırılmalıdır.

Okullar ile yerel, bölgesel ve ulusal meslek kuruluşları arasında iş birliğinin kurulması çok önemlidir. Mevcut durumda okullarda çocuklara teorik bilgiler verilirken bu bilgileri gerçek iş ortamlarında uygulama olanakları yeterli düzeyde sunulamamaktadır. Okullarda verilen teorik eğitim iş yerlerinde pratiğe dönüştürülebilmelidir.