Diğer, ss.235-255, 2020
Osmanlı Devleti’nin Avrupa topraklarında Edirne vilayetine bağlı bir sancak merkezi olan Kırklareli, 19. yüzyıl resmî
kayıtlarına göre dokuma, bağcılık ve hayvancılık ürünleri ile Avrupa pazarlarında revaçta olan bir şehirdir. Savaş
yıllarında büyük bir göç akınına uğrayan kent, aynı zamanda 1920’de Yunan işgaline de maruz kalmıştır. İşgal
yıllarında üretimde keskin bir düşüş yaşanmış özellikle Yunanlıların planlı yağmacılığı sonucu yoksulluk had safhaya
ulaşmıştır. Kırklareli, Mudanya Ateşkes Antlaşması sonrası 10 Kasım 1922’de Yunan işgalinden kurtulmuştur. İşgal
sonrası, halkın üretimi artırma gayreti ve devletin özellikle tarımı destekleme konusundaki çabasına karşın, savaşların
yarattığı yıkım öylesine büyüktür ki, 1925 yılında dahi birçok alanda üretim miktarı 1894 yılının gerisindedir.
Cumhuriyetin ilk yıllarında Kırklareli’de batıl inanç ve hurafeler halkın günlük yaşamında önemli yer tutmaktadır.
Ancak eğitimin önemini çok erken kavrayan ve yeniliklere son derece açık olan şehir halkı, Cumhuriyetin bütün
kazanımlarını coşkuyla sahiplenmiştir. Bugün itibarıyla Kırklareli’de yaşamakta olan gelenekler, zihniyet, dünyevî
sorunları çözme usulleri ve üretim düzeyinin; 1920'li yılların verileri ve somut gerçekliği ile karşılaştırılması, kent
halkının olduğu kadar Cumhuriyetin başarısını da değerlendirebilmeyi mümkün kılacaktır. 1922-1938 yılları arasında
Türkiye’nin sosyal, kültürel, ekonomik ve sağlık konularındaki gerçekliğini ortaya koymak amacıyla hazırlanan
raporlardan birisi de Kırklareli vilayetine aittir. Bu çalışmada, Kırklareli’nin Cumhuriyet Dönemi’ne devrolunan
sosyal, kültürel ve iktisadi koşulları 1925 tarihli rapor çerçevesinde değerlendirilmiş ve şehrin Cumhuriyet
Dönemi’nde kat ettiği gelişmeler tahlil edilmiştir.