Turkiye Klinikleri, Ankara, 2024
Gliomalar bata olmak üzere santral sinir sistemi tümörleri ile ilgili olarak son on yõlda gözlenen
gelimeler, gerek tanõ gerekse tedavi ve izlem süreçlerini belirgin ekilde deitirmitir.
Histopatolojinin ikinci planda kaldõõ tanõ sürecinde moleküler ve genetik belirteçler, söz konusu
tümörlerin sõnõflamasõnõ yönlendirmekte ve tedavi süreçlerini dorudan etkilemektedir.
Günümüzde, onkofonksiyonel denge ile tanõmlanan felsefi yaklaõm, tedavi süreci için kurgulanm
õ olsa da bu yaklaõmõn aslõnda tanõ sürecinden itibaren benimsenmesi gerektiine inanmaktay
õz. Hastanõn yaam kalitesi balõca ölçüt alõnarak, doru zamanda, gerektiinde
minimal giriimle tanõ konulmasõ veya dorudan supratotal rezeksiyon gibi geni tedavi hedeflerinin
belirlenmesi ve uygun adjuvan tedavilerle sürecin idamesi gereklidir. Bu yönde de
güncel literatür õõõnda gelimelere vakõf olunmasõ elzemdir.
Türkiye Klinikleri’nin kõymetli davetleriyle, yukarõda saydõõmõz hususlarda bugün gelinen
noktayõ, “Glial Tümörler: Bugünden Beklentiler-Gelecein Vadettikleri” balõõ altõnda derlemek
istedik. Her biri alanõnda uzman bilimciler tarafõndan özenle hazõrlanan yazõlarõn gliomalar
ile ilgili bugün gelinen noktayõ, günlük pratik uygulamalarõn temel niteliklerini,
avantajlarõnõ ve eksikliklerini yansõtmasõ ve gelecee yönelik bu alanda çalõmalarõnõ sürdüren
tüm aratõrmacõlara rehber niteliinde olmasõ öncelikli amaç olmutur.
Ülkemizde nöroirürjinin ayrõ bir uzmanlõk dalõ olarak kabul ediliinin 77. yõlõnda bu yolda
dünya standartlarõnda, bazen bu standartlarõn da üzerinde tanõ ve tedavi süreçlerinin salanabildi
ini izlemek gurur vericidir. Bu gurura vesile olan Türk nöroirürjiyenlerin yanõ sõra
esiz bir bütünün üyelerini oluturan bata temel tõp bilimcileri ve nörobilimciler olmak üzere
radyolog, patolog, medikal onkolog ve radyasyon onkolou meslektalarõmõzõ saygõ ile anarõz.
Bu kitaba katkõda bulunan tüm meslektalarõmõza ükranlarõmõzõ sunarken bilim õõõnda,
çada ve cumhuriyetimize yakõõr tõp icrasõnõn gelecekte de devam edeceine olan inancõmõzõ
yinelemek isteriz.
Developments observed in the last decade regarding central nervous system tumors, particularly
gliomas, have significantly altered both diagnosis and treatment protocols. Molecular
and genetic markers have come to the forefront in the diagnostic process, overshadowing
histopathology and directly influencing tumor classification and treatment strategies. While
the philosophical approach defined by onco-functional balance has been tailored for the treatment
process, we believe this approach should be embraced from the initial stages of diagnosis.
Emphasizing the patient's quality of life, it is crucial to diagnose at the right time with
minimal intervention when necessary, or to set broad treatment goals such as supratotal resection,
followed by appropriate adjuvant therapies to sustain the process. Keeping abreast
of developments in the current literature is essential in this regard.
With the esteemed invitation from Türkiye Klinikleri, we aim to compile today's advancements
in the aforementioned areas under the title “Glial Tumours: Expectations from Today-
Promises of the Future”. The primary aim has been to ensure that the articles, each carefully
prepared by scientists who are experts in their field, reflect the current state of gliomas, the
basic characteristics, advantages and shortcomings of daily practical applications, and serve
as a guide for all researchers who continue their studies in this field for the future.
In the 77th year since neurosurgery was accepted as a separate specialty in Türkiye, it is a matter
of pride to observe that diagnosis and treatment processes can be provided at world standards,
and sometimes even above these standards. In addition to the Turkish neurosurgeons
who have contributed to this pride, we respectfully commemorate our colleagues, especially
basic medical scientists and neuroscientists, as well as radiologists, pathologists, medical oncologists
and radiation oncologists, who constitute the members of a unique whole.
While we express our gratitude to all our colleagues who contributed to this book, we would
like to reiterate our belief that the practice of medicine, in the light of science, contemporary
and worthy of our republic, will continue in the future.