Archivum Anatolicum / Anadolu Arşivleri, cilt.18, sa.1, ss.239-268, 2024 (Hakemli Dergi)
Klasik Çağ’da Atina, siyasi ve hukuki varlığı bakımından bir yurttaşlar topluluğu olsa da kültürel ve ekonomik varlığını güçlendirmek için bünyesine kattığı büyük orandaki göçmen (metoikos) nüfusu ile çeşitlilik arz eden bir sosyolojik yapıya sahipti. Politik açıdan aktif olmayan bu göçmenler, Atina’da demokrasi ve oligarşi gerilimlerinin yaşandığı, kimi yurttaşların devletin varlığına adeta kastettiği tarihi dönem içinde, varlıklarının ve aslında sistemin de devamlılığının sağlanması açısından demokrasi siyasal düzeni tarafında duruş sergilemiş ve bizzat, devletin bekasından taraf olan diğer yurttaşlar ile birlikte direnişçiler arasında saf tutmuşlardı. MÖ 411 ile MÖ 404 tarihlerinde gerçekleşmiş olan iki büyük oligarşik devrim hareketinin en önemli tanıklarından biri, kendisi de Atina’da göçmen bir aileye mensup olan Hatip Lysias olmuştu. Lysias MÖ 404 yılında aralarında Eratosthenes'in de bulunduğu Otuzlar Hükümeti üyeleri tarafından tutuklanmış, tüm mallarına el konulmuş ve erkek kardeşi Polemarkhos bu süreçte Eratosthenes tarafından öldürülmüştü. Demokrasinin tekrar kurulmasının ardından (MÖ 403/2) yargılanmasına başlanan Eratosthenes’in davasına müdahil olan Lysias, Eratosthenes’e Karşı adlı söylevi ile sanığın, kardeşi Polemarkhos’un ölümünden sorumlu olduğunu kanıtlama ve onu bu işten mahkûm etme amacındadır. Bunu yaparken suçlamasını siyasal düzleme oturtarak genişleten hatip, hem Atina tarihinin bu en bunalımlı dönemi üzerine bir belge oluşturmuş hem de Atina’daki sistem üzerinden göçmenlik ve yurttaşlık üzerine tespit ettiği fikirlerle konunun her devirde tartışmaya açık olduğunu yalın bir dille ortaya koymuştur.
Classical Athens, being a community of citizens in terms of
politics, had a diversified social structure with a vast number of
immigrants it absorbed to support its cultural and economic life.
During the historical period of conflicts between democracy and
oligarchy in Athens, these immigrants—who were not politically
active—took a stand on the side of the democracy with the citizens who
supported the state's survival, to secure their own existence as well as
the continuation of the system. Lysias the Orator, an immigrant himself,
was one of the most significant witnesses of the two major oligarchic
revolutions that occurred in Athens between 411 and 404 BC. He was
arrested by the oligarchic rule of the Thirty Tyrants in 404 BC, all his
property was confiscated, and his brother Polemarchus was killed by
Eratosthenes, one of the Thirty Tyrants. After the restoration of
democracy in 403, during the trial of Eratosthenes, Lysias delivered the
speech “Against Eratosthenes” in order to accuse and condemn him of
killing Polemarchus. In his speech, Lysias expanded his accusation by
placing it on a political level, and by this way he produced not only a
valuable document on this most depressive period of Athenian history
but also demonstrated in plain language that migration and citizenship
issues are open to debate in every historical period.