TRANSKATATER AORTIK KAPAK İMPLANTASYONUNDA PROGNOZ SKORU İLE YATIŞ SÜRESI İLIŞKISI


Yılmaz G. C., Özbeyaz N. B., Kozluca V., Kılıçkap M., Tutar D. E.

YAPISAL KALP HASTALIKLARINDA GIRISIMSEL TEDAVILER 2024, Ankara, Türkiye, 27 - 29 Eylül 2024, ss.11-12, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.11-12
  • Ankara Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

GİRİŞ:

Transkatater aortik kapak implantasyonu (TAVI) son yıllarda sıkça yapılan kapak girişimlerinden biridir. Özellikle yüksek riskli hasta gruplarında cerrahi kapak replasmanına kıyasla daha düşük

mortalite ve morbidite verilerine olması nedeniyle daha ön plana çıkmaktadır. TAVI işlemlerindeki bir başka hedef hasta taburculuğunu erken sağlayabilmektir. Hastanede yatış TAVI sonrası

bir çok faktöre bağlıdır. Bu faktörler başlıca; giriş yeri komplikasyonları, kanama, kardiyak ileti defektleri ve kontrast ilişkili nefropati olarak sayılabilir. Tüm bu komplikasyonlarında daha önce

yapılan pek çok çalışma ile hastanın nutrisyonel ve bazal sistemik inflamatuar seviyeleri ile ilişkili olduğu bilinmektedir. Osaka prognostik skoru (OPS) son yıllarda ortaya çıkan ve kolorektal

kanserlerde prognozun öngörülmesini sağlayan nutrisyon ve inflamasyon temelli bir prognostik skorlama sistemidir. Biz de çalışmamızda OPS’nun TAVI yapılan hastalarda işlem sonrası yatış

süresini gösterebilme gücünün var olup olmadığını değerlendirdik.

METOD:

Çalışmaya ciddi aort darlığı olan ve TAVI işlemi yapılan 29 hasta alınmıştır. Hastaların verileri retrospektif olarak taranmıştır. Hastalar yatış sürelerinin median değerine (6 gün) göre iki gruba

ayrılmışlardır. 6 gün ve daha aşağı yatış sürelerine sahip olan hastalar kısa yatış grubu diğer hastalar uzun yatış grubu olarak kabul edilmişlerdir. Bu iki grubun verileri analiz edilmiştir. OPS

CRP, albumin ve lenfosit sayısının kullanıldığı formül üzerinden hesaplanmıştır(Ek 1).

BULGULAR:

Çalışmaya alınan hastaların 16(%55.2)’sı kadın hastalarda oluşmaktadır. Çalışmaya alınan hastaların yaş ortalaması 79.1± 6.1 olarak bulunmuştur. Çok yatış süresi olan hastalarda OPS

(0.47±0.14 vs. 1.50±0.87, p = 0.003) ve kreatinin (0.8±0.2 vs. 1.2±0.4, p= 0.014) değerleri daha yüksek olarak bulunmuştur. Yine yatış süresi uzun olan hastaların hemoglobin değerleri

(12.3±1.4 vs. 10.9±1.8, p = 0.029) daha düşük olarak saptanmıştır (Tablo 1). ROC analizi sonucunda, uzun yatış süresini tahmin etmede OPS’nin önemini değerlendirmek için eğri altında

kalan alan (AUC) 0.786 (95%CI: 0.612-0.959, p = 0.009) ve optimum kesme değeri 1,5 (57.1% duyarlılık, 67.0 % özgüllük) olarak bulunmuştur. (Tablo 2) (Şekil 1).

SONUÇ:

OPS, TAVI yapılan hastalarda işlem sonrasında uzun hastanede yatış süresini tahmin edebilecek bir değişken olarak bulunmuştur. Bu basit prognostik parametre kullanılarak işlem sonrası

yatış süresi tahmin edilebilir. Böylelikle bu parametre ile belirlenen yüksek riskli hasta grubunda işlem sonrası daha sıkı takip imkanı sağlanarak uzun yatış sürelerinin önüne geçilebilir.