Hart-Fuller Tartışması, Neden Anlaşamıyorlar?


Aki E. I.

Ankara Barosu Dergisi, cilt.76, sa.3, ss.103-150, 2018 (Hakemli Dergi) identifier

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 76 Sayı: 3
  • Basım Tarihi: 2018
  • Dergi Adı: Ankara Barosu Dergisi
  • Derginin Tarandığı İndeksler: TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.103-150
  • Ankara Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

H.L.A. Hart ve Lon L. Fuller arasındaki tartışma hukuk felsefesi alanındaönemli bir yerde durmaktadır. Bu tartışma genel olarak 1958 yılında HarvardHukuk Fakültesi Dergisinde Hart ve Fuller arasında geçen tartışma olarak bilinir.Bununla birlikte Hart ve Fuller arasında başlayan tartışma bu iki düşünürünçeşitli eserleri vasıtasıyla 1969 yılına kadar devam etmiştir. Hukuk felsefesi geleneğinde tartışma daha çok Hart’ın perspektifinden okunmuştur. Bugünse birFuller Rönesansı’ndan bahsedebiliriz. Fuller Rönesansı yani Fuller’ın eserlerinekarşı gerçekleşen canlanma tartışmayı Fuller’ın perspektifinden okumamızaolanak sağlamaktadır. Dolayısıyla bu makalede 1958 ve 1969 yılları arasındageçen tartışma Fuller’ın perspektifinden de okunmaya çalışılacaktır. Bu doğrultuda bu iki düşünürün hangi noktalarda anlaşamadıkları ortaya konulacakve daha da önemlisi bu anlaşmazlık noktalarının hukuk felsefesi alanı için netür sonuçları olabileceği açıklanacaktır
The debate between H.L.A. Hart and Lon L. Fuller occupies an important place in the philosophy of law. The debate is generally known as the debate between Hart and Fuller in the Harvard Law Review in 1958. However, the debate continues until 1969 through the works of Hart and Fuller. In the tradition of legal philosophy, the debate has been read through the perspective of Hart. Today we can talk about a Fuller Renaissance, that is, a revival of interest in Fuller’s work. Fuller Renaissance gives us the opportunity to read the debate within the framework of Fuller’s thought. Therefore, in this article I will read the debate through the perspective of Fuller. Firstly, I will explore the points these two scholars cannot agree upon, and, secondly, I will consider the importance these issues hold for legal philosophy.