6. Uluslararası 16. Ulusal Sağlık ve Hastane İdaresi Kongresi, Konya, Türkiye, 12 - 14 Ekim 2023, ss.170
AIDS, ilk kez 1981 yılında, Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan bir grup homoseksüel erkekte hastalığın tespit edilmesiyle
tanımlanmıştır. İlk ortaya çıkışından bu yana HIV/AIDS salgınını kontrol altına almaya yönelik küresel kararlılık yüksek olsa da, virüs
endişe verici ve artan bir hızla yayılmaya devam etmektedir. 2022 yılında 1.3 milyon insan HIV ile enfekte olmuş ve toplamda 39
milyon insan HIV ile yaşamını sürdürmektedir. Sadece 2022 yılında AIDS ile bağlantılı ölümlerim sayısı 630 bin civarındadır. Bu
araştırmanın amacı HIV/AIDS tedavi kapsamlarının AIDS’e bağlı ölümlere ve anneden çocuğa bulaşmasına etkisinin
incelenmesidir. Araştırmanın verileri UNICEF’in internet adresinden elde edilmiş olup araştırmaya verisi eksik olmayan 73 ülke dahil
edilmiştir. Verilerin analizinde SPSS 20.0 istatistik paket programı kullanılmış olup anlamlılık düzeyi 0,05 olarak kabul edilmiştir.
Çoklu regresyon analizi yöntemi kullanılmış olup modelin yeterliliği, artıkların incelenmesi, aykırı ve etkili gözlemlerin belirlenmesi
ve çoklu bağlantının tespiti ile belirlenmiştir. Araştırmanın bağımlı değişkenleri olarak Yıllık AIDS’ bağlı ölümlerin tahmin oranı
(100.000 nüfus başına) ve Tahmini anneden çocuğa bulaşma oranı (%) olarak belirlenmiştir. Çalışmanın bağımsız değişkenleri Hayat
boyu ART alan HIV ile yaşayan hamile kadın yüzdesi, Doğumdan sonraki 2 ay içinde HIV için virolojik test yaptıran HIV ile yaşayan
hamile kadınlardan doğan bebeklerin yüzdesi, Kapsamlı ve doğru HIV bilgisine sahip geçlerin (15-24 yaş) yüzdesi, HIV testi yaptıran
ve son testin sonucunu alan gençlerin (15-24 yaş arası) yüzdesi, Antiretroviral tedavi ART alan HIV ile yaşayan çocukların yüzdesi
olarak belirlenmiştir. Araştırma bulgularında yıllık AIDS’e bağlı ölüm oranını tahminleyen regresyon modeli anlamlı bulunmuştur
(F=4,619; p=0,001). Araştırma kapsamındaki bağımsız değişkenler, 100.000 kişi başına yıllık AIDS’e bağlı ölüm oranının %23’ünü
açıklamaktadır. Anlamlı olan bağımsız değişkenler arasında göreceli önemli olan değişken “daha önce HIV testi yaptıran gençlerin
yüzdesi” değişkenidir (ß=0,36). Tahmini anneden çocuğa bulaşma oranını tahminleyen regresyon modeli anlamlı bulunmuştur
(F=39,02; p<0,001). Araştırma kapsamındaki bağımsız değişkenler, tahmini anneden çocuğa bulaşma oranının %76’sını
açıklamaktadır. Anlamlı olan değişkenler açısından göreceli önemli olan değişken “hayat boyu ART alan HIV’li hamile kadın yüzdesi”
değişkenidir (ß=-0,26). HIV bilgisine sahip gençlerin yüzdesi ise, tahmini anneden çocuğa bulaşma oranı üzerindeki ikinci önemli
değişkendir (ß=-0,234). Bu araştırmadan elde edilen sonuçlar, ülkelerde HIV/AIDS tedavi kapsamının, HIV/AIDS ölümlerini ve
anneden çocuğa bulaşma durumunu etkilediğine dair kanıt sağlamaktadır. Araştırma sonuçlarının, ülkelerde HIV/AIDS salgınını
kontrol alma konusunda gerçekleştirilecek politikalara yol göstereceği düşünülmektedir.