Bu çalışma, Basın İlan Kurumu’nun (BİK) 2017-2021 arasında verdiği resmi ilan ve reklam kesme cezalarındaki değişimi, BİK’in kuruluş amacı çerçevesinde değerlendirmektedir. Basında, özellikle 2020 ve 2021 yıllarında BİK cezalarında 2020 yılı sonrasında bir artış olduğu, cezaların iktidara belirli mesafede duran bir- kaç gazeteye yöneldiği ve basın üzerinde bir baskı unsuru haline geldiği yönünde haberler çıkmaktadır. Fakat cezalarda değişimi gösteren akademik bir çalışma bu- lunmamaktadır. Bu çalışmada, ilk kez, BİK Yönetim Kurulu toplantı tutanakları ve ulaşılan faaliyet raporlarında aktarılan bilgiler derlenerek, BİK’in verdiği ilan kesme cezaları incelenmektedir. Ele alınan zaman diliminde özellikle BİK Yönetim Kuru- lu’nda Eylül 2019’da yapılan değişikliğin, verilen ortalama ceza sayısında altı kata yakın bir artışla sonuçlandığını gözlemlenmiştir. Basın Ahlak İlkeleri çerçevesinde verilen cezaların toplamdaki payında meydana gelen değişim ve cezaların yalnızca belirli gazetelerde yoğunlaşması da çalışma kapsamında raporlanmış ve çözüm- lenmiştir. Elde edilen veriler, BİK’in kuruluş amaçları arasında yer alan basın öz- gürlüğü ve çoksesliliği sağlamaktan uzaklaştığını göstermektedir.
This study evaluates the changes in the Turkish Press Ad- vertisement Agency’s (BIK) decisions regarding t the suspension penalties of official advertisements in the Turkish Press between 2017 and 2021. Founded as an autonomous agency in 1961, BIK aims to distribute official advertisements and announcements im- partially among press outlets. Since 2019, the agency has occupied the Turkish press’ agenda for its unfair advertisement suspension decisions towards specific newspapers. This paper provides the first comprehensive examination of BIK penalties based on both its annual reports and governing board meeting minutes. The data show that the penalties have increased almost six-fold following the board change. Further, we provide evidence that following the board change, penalties have concentrated on certain press outlets and are mostly given on “ethical principles” grounds. The paper concludes that the post-2019 policy change contradicts the BIK’s founding principles to promote press freedom and pluralism.