MAP3K7 Noonan Sendromu için Aday Gen Olabilir mi?: Olgu Sunumu


Creative Commons License

Kızılcan Çetin S., Şıklar Z., Özsu E., Aycan Z., Berberoğlu M.

MAP3K7 Noonan Sendromu için Aday Gen Olabilir mi?: Olgu Sunumu, Antalya, Türkiye, 26 - 30 Ekim 2022, ss.1-200

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.1-200
  • Ankara Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Giriş:

Ras/MAPK sinyal yolundaki mutasyonlar,Noonan Sendromu(NS) olgularının %85'ini açıklamaktadır.Her ne kadar pozitif sonuçlanan genetik testler tanıyı doğrulasa da negatif sonuçlar tanıyı dışlayamamaktadır.Literatürde, MAP3K7'deki patojenik varyantlar yakın zamanda iki hastalıkla ilişkilendirilmiştir:Kardiyospondilokarpofasiyal Sendrom (CSCFS) ve Frontometafiziyel displazi-2 (FMD2). Bu gendeki mutasyon NS’da bildirilmemiştir. Burada MAP3K7 geninde mutasyon olan Van der Burgt skorlaması (NS andıran yüz+2major kriter) ile tanı alan bir olgu bildirilmiştir.

Olgu Sunumu:

Boy kısalığı nedeniyle, 10,44 yaşında başvuran kız hasta, akraba olmayan anne-babadan,38. haftasında,2500g doğmuştu. Yenidoğan döneminde pulmoner stenoz, pektus ekskavatum ve dismorfik özellikleri nedeniyle takip edilmiş, tanısı netleştirlememişti. Karyotipi 46,XX(100),PTPN11, SOS1, Raf1 dizi analizi normaldi. Olguya 8.5 yaşında 0.2 mg/kg/hafta büyüme hormon (rBH) tedavisi başlanmış ve o dönemde boyu 110,8cm(-3,3SD) olup,tedavinin ilk yılında 5cm/yıl, ikinci yılında 8cm/yıl uzama gözlenmişti. İzlemde yapılan tüm ekzom dizilimi, MAP3K7,c.65C>A,p.(P22H)'de heterozigot varyantı(klinik önemi belirsiz varyant) göstermiş,mikroarray normal bulunmuştu.

Kliniğimize başvurduğunda boyu:124,5cm(-2,57 SD),VKİ:14,58 kg/m2(-1,38 SD), %VKİ %80.5,prepubertal,hedef boyu 153,5cm(-1,23SD)’di. Fizik muayenede üçgen yüz,mikrognati,düşük saç çizgisi,kısa perdeli boyun,pektus ekskavatum,klinodaktili gibi dismorfik özellikleri vardı. Van der Burgt Kriterleri’ne göre mevcut özellikler ile boy kısalığı, pektus ekskavatum,pulmoner stenoz ve NS’unu andıran yüz görüntüsü olması (NS andıran yüz+2major kriter)  ile hastamıza klinik NS tanısı koyduk. İzlemimizde büyüme hızı 1cm/6ay olması nedeniyle rBH kesildi.Literatürde MAP3K7 mutasyonlu hastalar tarandığında aynı gende yeni heterozigot muhtemel patojenik varyantı,c.125_127del, p.(Val42del) olan bir hasta bulduk.Bu hastada CSCFS ve FMD2 ile ilgili bazı bulgular taşıdığını ancak tam bu sendromlarla örtüşmediği görüldü.Bizim hastamız bu iki iskelet displazisinin özelliğini göstermemekteydi.Hastamızın segregasyon analizini normal oluşu da kliniğinin MAP3K7’deki mutasyon ile açıklanabileceğini destekledi.

Sonuç:

Yıllarca MAP3K7 rasopatiler ile ilişkili olabilecek genlerin arasında anılmıştır.Bildiğimiz kadarıyla hastamız MAP3K7’nin sadece iskelet displazisine neden olmadığını açıklayan literatürdeki ikinci vaka, NS ile ilişkisi detaylı bildirilen ilk vaka olmuştur. Boy kısalığı ile gelen olgular geniş yelpazede değerlendirilmelidir. MAP3K7’nin bu sendrom için aday gendir. Kesin ilişkiyi kurmak adına fonksiyonel genetik çalışmalara ihtiyaç vardır.

 

 

 

 

 

 

 

Giriş:

Ras/MAPK sinyal yolundaki mutasyonlar,Noonan Sendromu(NS) olgularının %85'ini açıklamaktadır.Her ne kadar pozitif sonuçlanan genetik testler tanıyı doğrulasa da negatif sonuçlar tanıyı dışlayamamaktadır.Literatürde, MAP3K7'deki patojenik varyantlar yakın zamanda iki hastalıkla ilişkilendirilmiştir:Kardiyospondilokarpofasiyal Sendrom (CSCFS) ve Frontometafiziyel displazi-2 (FMD2). Bu gendeki mutasyon NS’da bildirilmemiştir. Burada MAP3K7 geninde mutasyon olan Van der Burgt skorlaması (NS andıran yüz+2major kriter) ile tanı alan bir olgu bildirilmiştir.

Olgu Sunumu:

Boy kısalığı nedeniyle, 10,44 yaşında başvuran kız hasta, akraba olmayan anne-babadan,38. haftasında,2500g doğmuştu. Yenidoğan döneminde pulmoner stenoz, pektus ekskavatum ve dismorfik özellikleri nedeniyle takip edilmiş, tanısı netleştirlememişti. Karyotipi 46,XX(100),PTPN11, SOS1, Raf1 dizi analizi normaldi. Olguya 8.5 yaşında 0.2 mg/kg/hafta büyüme hormon (rBH) tedavisi başlanmış ve o dönemde boyu 110,8cm(-3,3SD) olup,tedavinin ilk yılında 5cm/yıl, ikinci yılında 8cm/yıl uzama gözlenmişti. İzlemde yapılan tüm ekzom dizilimi, MAP3K7,c.65C>A,p.(P22H)'de heterozigot varyantı(klinik önemi belirsiz varyant) göstermiş,mikroarray normal bulunmuştu.

Kliniğimize başvurduğunda boyu:124,5cm(-2,57 SD),VKİ:14,58 kg/m2(-1,38 SD), %VKİ %80.5,prepubertal,hedef boyu 153,5cm(-1,23SD)’di. Fizik muayenede üçgen yüz,mikrognati,düşük saç çizgisi,kısa perdeli boyun,pektus ekskavatum,klinodaktili gibi dismorfik özellikleri vardı. Van der Burgt Kriterleri’ne göre mevcut özellikler ile boy kısalığı, pektus ekskavatum,pulmoner stenoz ve NS’unu andıran yüz görüntüsü olması (NS andıran yüz+2major kriter)  ile hastamıza klinik NS tanısı koyduk. İzlemimizde büyüme hızı 1cm/6ay olması nedeniyle rBH kesildi.Literatürde MAP3K7 mutasyonlu hastalar tarandığında aynı gende yeni heterozigot muhtemel patojenik varyantı,c.125_127del, p.(Val42del) olan bir hasta bulduk.Bu hastada CSCFS ve FMD2 ile ilgili bazı bulgular taşıdığını ancak tam bu sendromlarla örtüşmediği görüldü.Bizim hastamız bu iki iskelet displazisinin özelliğini göstermemekteydi.Hastamızın segregasyon analizini normal oluşu da kliniğinin MAP3K7’deki mutasyon ile açıklanabileceğini destekledi.

Sonuç:

Yıllarca MAP3K7 rasopatiler ile ilişkili olabilecek genlerin arasında anılmıştır.Bildiğimiz kadarıyla hastamız MAP3K7’nin sadece iskelet displazisine neden olmadığını açıklayan literatürdeki ikinci vaka, NS ile ilişkisi detaylı bildirilen ilk vaka olmuştur. Boy kısalığı ile gelen olgular geniş yelpazede değerlendirilmelidir. MAP3K7’nin bu sendrom için aday gendir. Kesin ilişkiyi kurmak adına fonksiyonel genetik çalışmalara ihtiyaç vardır.