İlahiyat Yayınları, Ankara, 2022
1882-1948 yılları arasında İstanbul’da yaşamış hattât ve şâir bir zât olan Suûdü’l-Mevlevî’nin hayatını, eserlerini, edebî kişiliğini ve Dîvân’ını inceleyen bu kitap, kısa bir giriş ve iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Suûdü’l-Mevlevî’nin hayatı ve edebî kişiliği ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. İkinci bölümde ise Suûdü’l-Mevlevî’nin Dîvân’ı (Zâdegân) incelenmiş ve transkripsiyonlu metin kitabımıza eklenmiştir.
Sûdü’l-Mevlevî, Osmanlı’nın son dönemine, Cumhuriyet’in ise ilk yıllarına şahit olmuş bir şâirdir. Edebî kişiliğinin oluşmasında babasının, Tâhirü’l-Mevlevî’nin ve İstanbul’un ilim ve kültür ortamının katkıları olmuştur. Dönemin ünlü hattâtlarından dersler alarak kendisini hat sanatında yetiştirmiştir. Osmanlı döneminde yirmi yıl encümen kâtipliği yapan Suûdü’l-Mevlevî, medreselerde yazı muallimliğinde de bulunmuştur. Osmanlı Devleti’nin yıkılıp Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması sürecinde Tâhirü’l-Mevlevî’nin çıkardığı Mahfil mecmuasının Bâbıâlî’deki yazıhanesinin bir köşesinde hattâtlıkla geçimini sağlamıştır. Şapka kanunu ve diğer inkılaplar aleyhine İstanbul’dan Ankara’ya gönderilen imzasız mektupların kendisine ait olduğu iddia edilerek, İstiklal Mahkemesi’nce yargılanmış ve 10 sene hapse mahkûm olmuştur. Ankara ve İstanbul’da iki yıl hapis yattıktan sonra hukukunun iadesine karar verilerek 1927’de tahliye edilmiştir.
Cumhuriyet döneminde Millet Kütüphanesi ve Merkez Efendi Camii’nde görev yapan Suûdü’l-Mevlevî, “Encümen-i Şuara” adı altında bir araya gelen şâirler topluluğunu takip etmiştir. Bu topluluğun kuvvetli şâirlerinden Yenişehirli Avnî’yi örnek almıştır. Suûdü’l-Mevlevî’nin bütün şiirlerini toplayan tek eseri Zâdegân’dır. Şiirlerinin tamamına yakınında “Suûd” mahlasını kullanmıştır. Pek çok gazel ve kaside yazmıştır. Zâdegân’da 806 adet manzume vardır. Bu manzumelerden 389 adedi gazeldir. Mevlânâ ve Mesnevî sevgisi Zâdegân’da ayrı bir yer tutmaktadır.
Suūdu’l-Mevlevī is a poet and calligrapher who witnessed the last period of the Ottoman Empire and the first years of the Republic of Turkey. In addition to his father’s contribution, Tahiru’l Mevlevī and the cultural environment of Istanbul contributed much to his literary capacity. He has also trained himself in calligraphy by taking lessons from the famous calligraphers of his age. Suūdu’l-Mevlevī working as clerk in the Divan for twenty years has also taught the calligraphy in madrasahs. He has officiated in Millet Library and Merkez Efendi Mosque. Suūdu’l-Mevlevī has fallowed a group of poetry aggre-gated under the name of “Encümen-i Şuara”. He has followed in footsteps of Yenişehirli Avnî, the powerful poet of this society. The only work of Suūdu’l-Mevlevî, aggregating all of his poems is Zādegān. He has used the penname of “Suūd” in almost all of his poems. Suūdu’l-Mevlevī has written many qasidah and ghazels. There are 806 poems in Zâdegân. 389 of them is ghazels. His love for Mevlānā and Mesnevī is given special room in Zâdegân.