MILLI FOLKLOR: INTERNATIONAL AND QUARTERLY JOURNAL OF FOLKLORE, cilt.18, sa.139, ss.5-17, 2023 (AHCI)
Uluslararası Müzeler Konseyi ICOM, 18 Mayıs 2022 tarihînde kutlanan Uluslararası Müzeler Günü’nün
temasını “Müzelerin Gücü” olarak belirlemiştir. Tema ilan edilirken, 21. yüzyılda müzelerin kendilerini çevreleyen dünyada etki bırakma ve dünyayı daha iyi bir yer hâline getirme konusunda yüksek bir potansiyele sahip
olduğu aktarılarak; müzelerin gücünden daha çok faydalanılması gerektiğini vurgulanmıştır. ICOM 2023 yılının
Uluslararası Müzeler Günü temasını ise, “Müzeler, Sürdürülebilirlik ve Refah” olarak belirlemiştir. Bu tema
müze ve topluluklar arasında profesyonel olarak kurulacak ilişkinin boyutları konusunda fikir vermekte ve sürdürülebilirlik temasına odaklanmaktadır. Son yirmi yılda müzebilim alanında yeni temayı destekleyen ve gücünü topluluklardan alan iki kavram dikkat çekmektedir: “topluluk müzesi” ve “ekomüze”. Ekomüze, bulunduğu bölgenin yerel sakinlerinin katılımını ve çevrenin kilit rolünü vurgulayarak, müzenin geleneksel tanımını
fiziki bir binadan, köyleri, doğal kaynakları ve bölge insanını kapsayan bir ekolojik bölgeye doğru genişletmektedir. Açık hava müzelerinin dayandığı düşünceye benzemekle birlikte, ekomüze binaları, doğal kaynakları korumayı vurgular, kültürel çeşitliliğe ve biyo-çeşitliliğe odaklanır. Ekomüze kavramı koleksiyona ve sergiye dayalı geleneksel müze düşüncesini ortadan kaldırarak, müzecilik alanında devrim niteliğinde bir gelişmeyi de
meydana getirmektedir. Ekomüzeler, toplumsal katılıma dayalı olarak bir yerin kimliğine odaklanır ve anlaşma
yoluyla ilgili topluluğu ve mirasını iyileştirmeye çalışır. Bir ekomüze, bir topluluğu kendi mirasını yönetmede
desteklemeyi, kaynaklarını ve geleneklerini korumasına yardımcı olmayı, aynı zamanda turistleri ve topluluk
üyelerini ekomüze alanlarını ziyaret etmekten ve kullanmaktan zevk almaya teşvik etmeyi amaçlar. Bu amaçlar
doğrultusunda ekomüzelerin biyolojik ve kültürel çevreleri değiştirebileceğine ilişkin çok sayıda göstergeden
söz edilebilir. İçinde bulunduğumuz yüzyılda gelişmekte olan ülkeler, ekonomi, postkolonyal kalkınma ve zayıf
yönetişim yapıları, küresel iklim değişikliğine verilen yanıtlar ve yoksullaştırılmış eğitim yapısı da dahil olmak
üzere çevreyi etkileyen birçok benzersiz zorlukla karşı karşıyadır. Ekomüzelerin bu sorunlarla birlikte dünyayı
etkisi altına alan COVİD-19 pandemisinin etkilerinin hafifletilmesinde önemli roller oynayabilecekleri ön görülmektedir. Bu çalışmada ekomüzelerin gücünü göz önüne almak, sürdürülebilir bir çevre oluşturmada ve kalkınmaya katkı sağlamada oynadıkları rolleri vurgulamak için Melbourne Batı'nın Yaşayan Müzesi (Avustralya),
Kalyna Ülkesi Ekomüzesi (Kanada), Santa Cruz Ekomüzesi (Brezilya), Asahi Kasabası Ekomüzesi (Japonya)
ve Casentino Ekomüzesi (İtalya) örnekleri ayrıntılı olarak incelenmiştir. Türkiye’den, ekomüzeleşmeye yönelik
çalışmalar için alan yazın taramasıyla birlikte Ankara’da yer alan Altınköy Açık Hava Müzesi ve Beypazarı
Yaşayan Köy Anadolu Açık Hava Müzesi, Bayburt’ta bulunan Kenan Yavuz Etnografya Müzesi, Bolu’da yer
alan Hüsamettindere Köyü Ekomüzesi, Çanakkale’de bulunan Opet Etnoköy Çıplak Projesi ve Kars’ta yer alan
Boğatepe Köyü Kars Zavot Peynir Müzesi ile ilgili güncel veriler derlenmiştir. Yurtdışı ve Türkiye’den derlenen
örneklerden katılım ve sürdürülebilirlik stratejisi doğrultusunda, hazırladıkları etkinlikler ön plana çıkarılmıştır.
Buradan hareketle yeni nesil bir ekomüzenin, çevresel ve ekonomik sürdürülebilir kalkınma ve çeşitlilik stratejilerinin önemi ortaya koyulmuş, sürdürülebilir kırsal kalkınma hedeflerinin gerçekleştirilmesinde de büyük
fırsat olduğu sonucuna varılmıştır.