Afet ve Risk Dergisi, cilt.8, sa.3, ss.1359-1374, 2025 (Scopus, TRDizin)
Türkiye’de, 2023 Kahramanmaraş depremlerinden sonra yaşanan zorunlu göçler, önemli büyüklükte demografik ve mekânsal dönüşümleri beraberinde getirmiştir. Yüz binlerce insanın farklı kentlere göç etmek zorunda kaldığı süreçte Ankara söz konusu nüfus hareketliliğinin en yoğun gözlemlendiği merkezlerden biri olmuştur. Başkent kimliği ile nüfus dinamikleri ve kentsel gelişim baskısı birleştiğinde Ankara, afet sonrası göçün mekânsal, ekonomik ve çevresel yansımalarının bütüncül olarak incelenebileceği özgün bir örnek oluşturmaktadır. Çalışmada, afet sonrası Ankara’ya göç edenlerle yürütülen anket çalışması aracılığıyla göçün mekânsal büyüme, konut piyasası, yeşil dönüşüm ve tarımsal alan kullanımı üzerindeki etkileri analiz edilmektedir. Uygulanan anketler ile, göçmenlerin barınma tercihleri, kent içi yerleşim eğilimleri, yeşil alan ve tarımsal etki alanında yönelik algıların ve kentsel hizmet beklentilerinin ölçülmesi amaçlanmıştır. Bulgular ile, göçün yalnızca geçici barınma talebini değil; aynı zamanda mekânsal kimliği, kentsel bütünleşmeyi ve sürdürülebilir kalkınma gündemlerini de dönüştüren bir süreç olduğu ortaya konmaktadır. Çalışma sonuçları, özellikle Altındağ, Mamak ve Yenimahalle gibi göç alan bölgelerde konut talebinin yoğunlaştığını, kira fiyatlarının arttığını ve mekânsal baskıların hizmet sunumu yetersizlikleriyle birleşerek toplumsal uyumu zorlaştırdığını göstermektedir. Kent çeperinde ise tarımsal alanlara olan baskının arttığı, göçmenlerin düşük maliyetli barınma stratejilerinin kırsal–kentsel geçiş bölgelerinde yeni yapılaşma biçimleri ürettiği gözlemlenmektedir. Bu durum, Ankara’nın tarımsal etki alanıyla ilişkisini yeniden tanımlamakta, yeşil kalkınma ve yeşil dönüşüm politikalarının göç bağlamında ele alınmasını zorunlu kılmaktadır. Göçün mekânsal büyüme üzerindeki etkilerinin anlaşılabilmesi için, yerel yönetimlerin planlama kapasitesinin güçlendirilmesi, göçmen odaklı konut politikalarının geliştirilmesi ve tarımsal etki alanının korunmasına yönelik bütünleşik stratejilerin uygulanması gerekmektedir. Çalışma, göçmenlerle gerçekleştirilen anketten elde edilen bulgularıyla göç–mekân–sürdürülebilirlik üçgenine ilişkin özgün katkılar sağlamaktadır.
Following the devastating 2023 Kahramanmaraş earthquakes, Turkey has undergone substantial demographic and spatial transformations due to large-scale involuntary migration. Ankara emerged as one of the primary destinations for displaced populations, providing a distinctive case to analyze the spatial, economic, and environmental implications of post-disaster migration. Combining the city’s capital identity with its dynamic population growth and urban expansion pressures, this study offers a holistic examination of migration-driven spatial change. A structured survey was conducted with migrants who relocated to Ankara after the disaster to explore the effects of migration on spatial growth, the housing market, green transformation, and agricultural land use. The survey assessed migrants’ housing preferences, urban settlement patterns, perceptions of green areas and agricultural hinterlands, and expectations of urban services. The findings reveal that migration transforms not only temporary housing demand but also spatial identity, urban cohesion, and the sustainable development agenda. In districts such as Altındağ, Mamak, and Yenimahalle, the influx of migrants has intensified housing demand, increased rental prices, and created service provision challenges that undermine social cohesion. Moreover, pressures on peri-urban agricultural lands have led to emerging low-cost housing formations, redefining Ankara’s spatial boundaries and its relationship with the agricultural hinterland. These outcomes underscore the necessity of strengthening local governments’ planning capacity, developing migrant-oriented housing strategies, and implementing integrated approaches to preserve agricultural zones. Overall, the study contributes to understanding the complex interactions between migration, spatial dynamics, and sustainability in the post-disaster context.