ILAÇ ILE ILIŞKILI ÜRTIKER-ANJIOÖDEM VE TETIKLEYICISI BILINEN ANAFILAKSI OLGULARINDA NÖTROFIL-LENFOSIT, BAZOFIL-LENFOSIT, EOZINOFIL-NÖTROFIL VE EOZINOFIL-LENFOSIT ORANLARININ DEĞERLENDIRILMESI


Altıner S.

XXIX. Uluslararası Katılımlı ULUSAL ALERJİ ve KLİNİK İMMÜNOLOJİ, Antalya, Türkiye, 29 Kasım - 03 Aralık 2023, cilt.1, sa.1, ss.539-541, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Cilt numarası: 1
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.539-541
  • Ankara Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

LAÇ ILE ILIŞKILI ÜRTIKER-ANJIOÖDEM VE TETIKLEYICISI BILINEN ANAFILAKSI OLGULARINDA NÖTROFIL-LENFOSIT, BAZOFIL-LENFOSIT, EOZINOFIL-NÖTROFIL VE EOZINOFIL-LENFOSIT ORANLARININ DEĞERLENDIRILMESI

Alper Ekinci, Seda Altıner, Goksal Keskin
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Bilim Dalı, Ankara

GIRIŞ-AMAÇ: Alerjik reaksiyonlarda nötrofil, eozinofil, bazofil, lenfosit gibi doğal ve edinsel immünite hücreleri rol oynamaktadır. Çalışmamızın amacı ilaç ile tetiklenen ürtiker-anjioödem ve bilinen bir tetikleyici ile ilişkili anafilaksi tablolarıyla kliniğimize başvurmuş olguların nötrofil-lenfosit (NLR), bazofil-lenfosit (BLR), eozinofil-nötrofil (ENR), eozinofil-lenfosit (ELR) oranlarının sağlıklı kontrol grubuna kıyasla farklılık gösterip göstermediğinin ve bu oranların alerjik reaksiyonun tür ve şiddetinin öngörülmesinde kullanılıp kullanılamayacağının belirlenmesidir.

GEREÇ-YÖNTEM: Ocak 2020-Ekim 2023 tarihleri arasında kliniğimize başvurmuş, yaş ve cinsiyet yönlerinden benzer 100 ilaç ile tetiklenen ürtiker-anjioödem ve 100 bilinen bir tetikleyici ile ilişkili anafilaksi olmak üzere toplam 200 hasta ve herhangi bir ek sistemik hastalık tanısı olmayan 100 kontrol olgusunun NLR, BLR, ENR, ELR düzeyleri retrospektif olarak incelendi. Elde edilen veriler uygun istatistiksel yöntemlerle karşılaştırıldı.

BULGULAR: Ürtiker-anjioödem grubunda 66 kadın (%66) ve 34 erkek (%34), anafilaksi grubunda 61 kadın (%61), 39 erkek (%39), kontrol grubunda 66 kadın (%66), 34 erkek (%34) mevcuttu. Ürtiker-anjioödem, anafilaksi ve kontrol gruplarında yaş ortalaması sırasıyla 40.19±13.35, 40.06±12.02, 37.10±11.58 idi. Gruplar yaş ve cinsiyet açısından benzerdi (sırasıyla p=0.136, p=0.738). NLR median (minimum-maksimum) değerleri hasta grubunda 1.975 (0.640-5.030); kontrol grubunda 1.815 (0.5- 6.470) olarak hesaplandı. Ürtiker-anjioödem olgularında NLR median (minimum-maksimum) değerleri 2.09 (0.640-5.030), anafilaksi olgularında ise 1.905 (0.087-4.50) olarak hesaplandı. Tüm hastalar ele alındığında NLR değerleri kontrol grubuna kıyasla anlamlı biçimde yüksek saptandı (p=0.038). Hasta grubu içinde ise ürtiker-anjioödem olgularında NLR değerleri kontrol grubuna kıyasla anlamlı biçimde yüksek saptandı (p=0.008). Ürtiker-anjioödem olgularında anafilaksi olgularına kıyasla NLR değerlerinde anlamlı fark saptanmadı (p=0.09), ayrıca anafilaksi olgularında kontrol grubuna kıyasla NLR değerlerinde anlamlı fark saptanmadı (p=0.342). Ürtiker-anjioödem, anafilaksi ve kontrol grupları arasında BLR, ENR, ELR değerlerinde anlamlı fark saptanmadı (p>0.05). ROC analizine göre NLR` nin istatistiksel olarak anlamlı düzeyde reaksiyon gelişimini öngördürücü tanısal özelliğe sahip olduğu gösterildi (Eğri altı alan (EAA)=0.573, %95 CI:0.506-0.641, p=0.038). NLR için eşik değeri 1.885 alındığında testin duyarlılığı %55.5, özgüllüğü ise %55 saptandı.

SONUÇ: Çalışmamızda hasta grubunda NLR değeri kontrol grubuna kıyasla anlamlı ölçüde yüksek saptanmakla beraber bu farkın ürtiker-anjioödem grubunda mevcut olması ancak anafilaksi grubunda mevcut olmaması, NLR değerlerinin alerjik reaksiyon gelişimini öngörebilmek açısından yardımcı bir rolünün olabileceğini ancak alerjik reaksiyonun türü ve şiddetini öngörebilmek için katkı sağlayamayacağını düşündürmektedir.

Anahtar Kelimeler: anafilaksi, bazofil, eozinofil, lenfosit, nötrofil, ürtiker