Mekânsal Algı Düzeyi Üzerine Bir Değerlendirme: Başkent Yapıları Bilişsel Haritalama Analizi Örneği


Creative Commons License

Güneş P., Özdemir Sönmez F. N.

Kent akademisi (Online), cilt.18, sa.5, ss.2621-2637, 2025 (TRDizin)

Özet

Başkent yapılarının sürdürülebilirliği, bireylerin bu alanları algılama ve anlamlandırma biçimini derinden etkiler. Çevresel psikolojik ve mimarlık literatürü, iyi tasarlanmış ve sürdürülebilir mekânların bireylerde olumlu algılar yaratarak mekânla olan bağlarını güçlendirdiğini vurgular. Yi-Fu Tuan’ın “topophilia” kavramı, insanların belirli yerlerle duygusal bağ kurarak o mekâna anlam yüklediğini ifade ederken, Lynch’in şehirlerin okunabilirliği kavramı, mekânların tanınabilir ve hatırlanabilir olmasının önemine işaret eder. Bu bağlamda, başkentlerdeki önemli yapıların sürdürülebilirliği, bireylerin mekân algısını olumlu yönde etkileyerek bu yapıların fiziksel ve sembolik değerlerini artırır. Bu çalışma; Ankara örneğinde, Kızılay ve Ulus merkezlerindeki başkent yapılarının bireylerin zihinsel haritalarındaki yerini incelemektedir. Derinlemesine görüşmeler ve bilişsel harita analizleri, bu yapıların bireyler için önemli birer referans noktası olduğunu ve mekânsal aidiyet duygusunu güçlendirdiğini ortaya koymuştur. Çalışmanın bulguları, başkent yapılarının fiziksel ve sembolik özellikleriyle bireylerin yön bulma ve mekânı anlamlandırma süreçlerinde kritik rol oynadığını göstermektedir. Özellikle Ulus-Kızılay aksında, Atatürk Bulvarı üzerinde, bireylerin bu yapılarla kurduğu güçlü bağ, mekân hafızasını ve toplumsal refahı destekleyen bir unsur olarak öne çıkmaktadır. Bu çalışma ile özgün yapıların korunması ve çevresiyle olan ilişkilerinin güçlendirilmesinin, kent sakinlerinin mekân algılarının güçlenmesinde önemli bir role sahip olduğunu ortaya koymuştur. 

The sustainability of capital city landmarks deeply influences how individuals perceive and make sense of these spaces. Environmental psychology and architectural literature emphasize that well-designed and sustainable environmentsfoster positive perceptions,strengthening individuals' connectionsto these spaces. Yi-Fu Tuan's concept of topophilia highlightsthe emotional bonds people develop with specific places, attributing meaning to them, while Lynch's notion of the legibility of cities underscores the importance of spaces being recognizable and memorable. In this context, the sustainability of significant landmarks in capital cities positively impacts spatial perception, enhancing their physical and symbolic values. This study examines the role of landmarks in Ankara, particularly in the Kızılay and Ulus districts, within individuals’ cognitive maps. In-depth interviews and cognitive map analyses reveal that these landmarks serve as critical reference points, strengthening spatial belonging. Findings indicate that the physical and symbolic characteristics of capital city landmarks play a pivotal role in individuals' wayfinding and place-making processes. Notably, the strong bond individuals form with landmarks along the Atatürk Boulevard axis, connecting Ulus and Kızılay, emerges as a key factor supporting spatial memory and social well-being. The study concludes that preserving distinctive structures and reinforcing their relationship with the surrounding environment are essential for enhancing urban residents’ spatial perceptions. This underscores the significance of such landmarks not only as navigational aids but also as elements that contribute to collective memory and community welfare