International Journal of Human Mobility, cilt.2023, ss.74-89, 2023 (Hakemli Dergi)
Bu makale, spor ve göç arasındaki bağlantıyı, göçmen sporcuların etnisite ve ulusal kimliğin yeniden tahayyülünü
getirme açısından nasıl algılandığı bağlamında tartışmayı amaçlamaktadır. Spor göçü, Soğuk Savaş sonrası göç ve
daha genel anlamda insan hareketliliğine ilişkin anlayışın ekonomik sebeplerine ilişkin tartışmalar çerçevesinde
giderek daha fazla konuşulmaktadır. Bunlar, hem göçün “çekici faktörleri” etrafında dönen tartışmaları hem de
sportif başarıdan elde edilen kazanımlara ilişkin tartışmaları içerir. Bu yazıda, sportif göçün ekonomik olduğu
kadar siyasi ve kültürel sonuçları üzerine bir tartışmanın açılmasına katkıda bulunmayı hedeflenmektedir. Bunu
yapmak için, 2016 Rio Yaz Olimpiyatları ve 2016 Avrupa Atletizm Şampiyonası atletizm yarışmalarında Türkiye
için yarışan göçmen atletler etrafında, özellikle medyada dönen kamuoyu tartışmalarına odaklanmaktadır. Bu
vesileyle, Türkiye için yarışan ve dereceye giren göçmen sporcular bağlamında Türkiye'de ulusal kimliğin nasıl
sorgulandığını da tartışmaktadır.
This article aims to discuss the link between sports and migration in the context of how migrant athletes are perceived in terms of bringing about a reimagining of ethnicity and nationhood. Sporting migration is increasingly discussed within the framework of the debates concerning the economic premises of the understanding of postCold War migration and human mobilities in general. These include both the discussions revolving around the so-called “pull factors” of migration and the deriving of gains obtained through sporting success. In this article, the author aims to contribute to the opening of a discussion on the economic, as well as political and cultural consequences of sporting migration. In order to do that, a focus on the public debates, particularly in the related media output, revolving around the migrant athletes who competed for Turkey at the track and field events of the 2016 Summer Olympics in Rio and the 2016 European Athletics Championships. Through this, the author also discusses how the nationhood in Turkey is brought into question within the context of migrant athletes competing and obtaining honours for Turkey.