Tarım, Orman ve Su Bilimlerinde, Kuram, Bağlam ve Uygulama, Prof. Dr. Ulaş ŞENYİĞİT, Editör, Duvar Yayınları, İzmir, ss.78-88, 2025
Tarım alet ve makinalarının yakıt tüketimleri, özellikle sürdürülebilir tarımın
sağlanması ve ekonomik verimlilik açısından oldukça önemlidir. Tarım traktörlerinin
büyük bir kısmı dizel motorludur. Bu nedenle motorin fiyatları arttıkça yakıt masrafları
da artar. Toprak işleme, ekim, bitki koruma, gübre dağıtma ve sulama gibi üretim
aşamalarında yakıt tüketiminin artması, hem çevreyi hem de masrafları olumsuz yönde
etkiler. Traktör yakıt tüketimi arttıkça küresel ısınmaya katkı sağlayan CO2 emisyonları
çevre kirliliğine yol açar. Tarla trafiği arttığından toprak sıkışması sorunu ortaya çıkar.
Yakıt tüketimi üzerinde en fazla etkili olan üretim aşaması, toprak işlemedir.
Ülkemizde toprak işlemede yaygın olarak birincil ve ikincil toprak işlemeden
oluşan geleneksel toprak işleme tekniğinden yararlanılır. Geleneksel toprak işlemede,
birincil toprak işleme kulaklı pullukla yapılır. İkincil toprak işlemede ise tarla
kültivatörü ve hafif diskli tırmık gibi yüzeysel toprak işleme aletleri tercih edilir.
Geleneksel toprak işlemede tarla trafiği yüksektir. Bu nedenle hem enerji ihtiyacı hem
de yakıt tüketimi ve masraflar oldukça fazladır (Stajnko vd., 2009; Moitzi vd., 2014). İş
derinliği, ilerleme hızı, toprak yapısı, nem içeriği, penetrasyon direnci, tarla ayarları ve
ekipmanın teknik özellikleri gibi faktörler toprak işlemenin başarısı üzerinde etkilidir
(Dursun, 2018). Bu nedenle toprak işleme sırasında tüketilen yakıt miktarının
azaltılması, çok karmaşık bir işlemdir.
Geleneksel toprak işlemeye alternatif olarak toprak ve su korumasına yönelik
toprak işleme teknikleri geliştirilmiştir. Bu tekniklerin başlıcaları, azaltılmış ve
koruyucu toprak işlemedir (Dursun, 2018). Geleneksel toprak işlemede, toprak işleme
ve ekimden sonraki bitki yüzey artığı kaplama yüzdesi, ≤%15’ dir. Azaltılmış toprak
işlemede, bu değer %15-30 arasında değişir. Koruyucu toprak işlemede ise toprak
işleme ve ekimden sonraki bitki yüzey artığı kaplama yüzdesi ≥% 30’ dur. Bitki yüzey
artığı ve canlı ya da ölü örtü bitkileri, toprak erozyonunu ve nem kaybını önlerler. Aynı
zamanda toprağın doğal yapısını da korurlar.