Javier Marías’ın Los Enamormientos adlı romanında doğal olmayan anlatı biçimleri


Kayacık Z.

RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, sa.30, ss.1261-1271, 2022 (Hakemli Dergi) identifier

Özet

Güncel literatüre bakıldığında roman, öykü, şiir, deneme türündeki edebi eserlere genellikle mimetik eleştiri kuramları açısından yaklaşıldığı ve bahse konu edebi eserlerin içerebileceği antimimetik yönlerin pek göz önünde bulundurulmadığı gözlemlenmektedir. Bu bağlamda, mevcut mimetik eleştiri kuramlarının eksik yönlerinin tamamlanabilmesi ve özellikle postmodern dönemde yazınsal yapıtların insanoğlunun beşerî sınırlılığını aşan ve mimetik olmayan özelliklerinin incelenmesi için doğal olmayan anlatıbilim adlı bir disiplin ortaya çıkmıştır. Bu kuramsal yaklaşımın insan benzeri anlatıcı, hayvan, cansız bir nesne, makine, ceset, telepatik anlatıcı, her şeyi bilen birinci şahıs anlatıcı, sen ve/veya biz öyküsel anlatıcı gibi geleneksel mimetik kabulleri ihlal eden kurgusal temsillerin okuyucu tarafından daha iyi anlamlandırılabilmesine hizmet etmesi beklenmektedir. Bu çalışmada, dünyaca ünlü İspanyol yazar Javier Marías 3 tarafından kaleme alınan ve roman kişilerinin zihinlerini okuyan telepatik anlatıcı ve biz öyküsel anlatıcı dilinin kullanımı gibi bir dizi antimimetik anlatısal özellik içeren Los enamoramientos adlı roman doğal olmayan anlatıbilim açısından incelenmiştir. Bu doğrultuda yazarın, karakterlerin bilincine nüfuz eden telepatik bir anlatıcı tercih etmesinin nedeninin “mercek elde yaşamın mikro detaylarını” yansıtan bir anlatı üslubuna sahip olmasından kaynaklandığı görülmüştür. Cinayet, ölüm, şüphecilik vb. hususlarla ilgili roman karakterlerinin ne düşündüğünün ve ne hissettiğinin tam olarak bilinemeyeceğinden hareketle karakterlerin bilinçlerinin imgelem yoluyla sunulmasıyla derinlikli duygu tasviri yapılmıştır. Yazarın insanlığın en tipik hallerine ilişkin düşünce kesitlerini biz öyküsel anlatıcı diliyle aktarmasıyla tekil söylemden çoğul bir söyleme geçilerek kolektif bir bakış açısı sunulmuş ve anlatıcının anlatısal kimliği komünalleşmiştir.
It has been observed that in recent literature literary works including novels, short tales, poetry, and essays are frequently analyzed through the viewpoint of mimetic criticism theories, with any potential anti-mimetic elements left out. Accordingly, a field known as unnatural narratology has evolved to explore the non-mimetic elements of literary works that transcend the human constraints of human beings in order to fill in the gaps of the current theories of mimetic criticism, especially in the postmodern age. Theoretically, it is anticipated that such a theoretical approach will help the reader understand fictional representations that go against traditional mimetic presumptions, such as those that involve a telepathic narrator, an animal, an inanimate object, a machine, a corpse, and/or a “you or we” narrative. This study tends to examine acclaimed Spanish author Javier Marías’ The Infatuations, which has a variety of anti-mimetic narrative elements, including a telepathic narrator who reads the minds of the novel's characters and the use of "we-narrative" language, through unnatural narratology. Accordingly, it has also been noted that the author favors a telepathic narrator because he possesses a narrative style that "reflects the smallest elements of life" and can reach into the characters' consciousness. A profound emotional depiction has been achieved by depicting the consciousness of the characters through imaginary visualization, considering that it is not possible to know exactly what the characters think and feel about issues such as murder, death, skepticism, etc. A collective point of view is presented by shifting from a singular discourse to a plural discourse. The narrator's narrative identity is communalized by the author's narration of the most typical states of humanity through the "we narrative" language.