3. ULUSLARARASI AKADEMİK FİLOLOJİ ÇALIŞMALARI KONGRESİ (BICOASP) , Balıkesir, Türkiye, 19 - 20 Ekim 2023
Posthümanizm yirmi birinci yüzyılın elektronikleşmiş ve dijitalleşmiş teknolojik dünyasında insanın
Rönesans’ın önemli eseri Vitruvius Adamı’nda olduğu şekliyle süregelen insanmerkezci bir anlayışın
sonuna gelindiğini işaret etmektedir. Dolayısıyla genel bir ifadeyle, çağımızın sağladığı bir takım
teknolojik yenilikler insanmerkezci anlayışın sarsılmaz konumunu tartışmalı bir hale getirmiştir. Biraz
detaylandırmak gerekirse, posthümanizmi insan mefhumunun hayvan ve bitki gibi diğer biyolojik
türlerle olan ilişkisini irdeleyen ve insanı merkezden çıkartıp bir bütünün parçası olduğunu savlayan bir
düşünce sistemi veya perspektif olarak değerlendirmek mümkündür. Ancak posthümanizm çok geniş
bir alanı kapsadığı için detaya inildiğinde bu akımın farklı disiplinlerle olan ilişkisi ortaya çıkar. Temel
olarak gelecekte insan ve diğer biyolojik varlıkların hiyerarşi durumunu inceleyen ve bu konuda
geleceğe dair önerilerin sunulduğu bu akımın düşünürlerinden Rosi Braidotti’ye göre posthümanizm
insan temelinde tasarlanan bu çağda insan için temel ortak referansın ne olduğunun yeniden
düşünülmesine dair seçenekler silsilesi sunar. Bu noktada posthümanizmin edebiyatla olan ilişkisini
vurgulamak gerekir. Zira posthümanizm ve edebiyatın kesişim noktasında yukarıda sözü geçen
referansın değiştiğine dair güçlü emareler belirmektedir. Öte yandan günümüzde kaleme alınan pek çok
edebi yapıtta posthümanizm düşüncesinin izlerine rastlandığı göz önüne alındığında, bu akım temelinde
incelenebilecek ve yorumlanabilecek pek çok edebi yapıt mevcuttur. Bunlardan biri de çağdaş İtalyan
edebiyatının önde gelen isimlerinden olan Niccolò Ammaniti’nin Çamur başlığıyla Türkçeye çevrilen
öykü derlemesidir. Bu çalışmada Ammaniti’nin Çamur adlı yapıtında Rosi Braidotti ve Başak Ağın’ın
posthümanist akıma dair ele aldıkları ve geliştirdikleri kavram ve kuramlar çerçevesinde posthümanist
unsurlar aranacaktır. Ayrıca Ammaniti örneği üzerinden posthümanist düşüncenin yazın dünyası
aracılığıyla insanmerkezcilik üzerinde nasıl bir etki yarattığı irdelenecektir.