2. Uluslararası 3. Ulusal Halk Sağlığı Hemşireliği Kongresi, 7 - 09 Ocak 2021, ss.317-318
Amaç: Dünya nüfusunun altıda biri, diğer dönemlerden fazla sorunun yaşanabildiği, fiziksel, bilişsel, duygusal
değişimlerin olduğu ergenlik evresindedir. Depresyonun ergenlikte sıklığı %5-20’dir. Bu dönemde başlayan
depresyon, erişkinlikteki depresyon riskini %30-63 arttırmaktadır. Araştırmada İstanbul Silivri İlçesi lise
öğrencilerinde depresyon sıklığı, ilişkili faktörlerin tespit edilmesi ve halk sağlığı açısından öneminin vurgulanması
amaçlanmıştır.
Gereç-Yöntem: Çalışma, kesitsel olup desen etkisi 1,2 alınıp, α=0,05, p=0,27, d=0,04 alınarak Epiİnfo programıyla
örneklem büyüklüğü n=537 hesaplandı ve liseler 4 kademeden oluştuğundan tabakalandırmayla arttırıldı, n×(1,1)4
formülüyle 786 bulundu. Veri Kasım 2017-Ocak 2018’de gözlem altında anket yöntemiyle toplandı. Sözlü onamları
alınan öğrencilere “Beck Depresyon Ölçeği” (BDÖ) ve “Sosyodemografik Veri Formu” uygulandı. Analizler SPSS
21 programıyla yapıldı. Tanımlayıcı özellikler; sıklık, yüzde, ortalama±standart sapma, ortanca olarak sunuldu.
Kategorik değişkenlerin analizi Pearson ki-kare testleriyle gerçekleştirildi. Sürekli değişkenlerin normal dağılımı
görsel (histogram/olasılık grafikleri), analitik yöntemlerle (Kolmogorov-Smirnov/Shapiro-Wilk testleri) incelendi.
İkili karşılaştırmalarla belirlenen değişkenlerin depresyonu öngörüleri lojistik regresyonla değerlendirildi. Model
uyumu Hoshmer-Lemeshow testiyle değerlendirildi. p<0,05 anlamlı kabul edildi. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Etik
Kurulu 05.09.2017’de, araştırmaya uygunluk vermişti (no:A-17).
Bulgular: Olası depresyon sıklığı (BDÖ>=17) %33,2, BDÖ puan ortalaması 13,3±10,9’du. Kızlar erkeklerden
3,03 kat riskliydi (p<0,001). Anadolu/fen liselerinde (p=0,001), onuncu sınıflarda (p=0,004), anne-babası birlikte
yaşayanlarda (p=0,036), çekirdek aileye sahip olanlarda (p=0,006) depresyon daha azdı. Haftada 0-1 gün fiziksel
aktivite yapanlarda, düzenli hobisi olmayanlarda, uyku düzensizliği olanlarda, önerilmeyen süre uyuyanlarda,
öğün atlayanlarda, evde kahvaltı yapmayanlarda, kronik hastalığı olanlarda, düzenli ilaç kullananlarda, depresyon
öyküsü olanlarda, ailede kronik ve ruhsal hastalık olanlarda depresyon fazlaydı (p<0,05).
Sonuç: Çalışma sonucunda, Silivri lise öğrencilerinde olası depresyon sıklığı %33,2’ydi. Depresyonu öngörmede,
cinsiyet, sınıf, aile tipi, fiziksel etkinlik, uyku süresi, öğün atlama, ailede kronik hastalık varlığı önemliydi.
Lise öğrencilerinde depresyon sıklığı ve ilişkili faktörlerin değerlendirilmesi, ergen sağlığının geliştirilmesi ve
koruyucu ruh sağlığı açısından önemlidir. Öğrencilerin yaşadığı ortamlarda ve okullarında, stres ve baskı unsurları
arındırılmalıdır. Okullarda psikiyatrik bozukluklar taranmalı, gerekli durumlarda uzman kişilere yönlendirme
yapılmalıdır.
Anahtar Kelimeler: Ergen, depresyon, Beck Depresyon Ölçeği