Nadir Bir Olgu: Pulmoner Adenofibroma


Alphan Kavak K., Dursun Ş., Yenigün B. M.

XII. Ulusal Göğüs Cerrahisi Kongresi, Muğla, Turkey, 19 - 22 October 2023, pp.320, (Full Text)

  • Publication Type: Conference Paper / Full Text
  • City: Muğla
  • Country: Turkey
  • Page Numbers: pp.320
  • Ankara University Affiliated: Yes

Abstract

Pulmoner adenofibromlar oldukça nadir görülen benign tümörlerdir. Bifazik tümörler olup epitelyal ve stromal komponentler içerir ve histolojik olarak diğer organ adenofibromları ile benzerlik gösterir. Klinik non-spesifik olup radyolojik olarak soliter pulmoner nodül olarak izlenir ve diğer benign ve malign lezyonlardan ayırt edilmesi zordur. Tanısı rezeksiyon sonrası yapılan patolojik ve immümohistokimyasal incelemeler ile konulabilmektedir. 66 yaş kadın hastanın 2011 yılında uyluk kaynaklı iyi diferansiye liposarkom eksizyon öyküsü olup 2019 ocak ayında insidental olarak akciğer sol alt lobda 16*16 mm boyutunda solid tek nodül tespit edildi. Dış merkez tarafından radyolojik olarak takibe alınan hastanın 2019 eylül ayında çekilen tomografide lezyon benzer boyutta ölçüldü ve ön planda hamartom olarak değerlendirildi. Radyolojik takibi devam eden hastanın 2021 yılında çekilen tomografide lezyon 25*25 mm ölçülerek progresyon raporlanması üzerine hastaya çekilen PET-BT’de nodülde SUVmax 3,8 tutulum raporlandı. Hastada radyolojik takibe devam edildi. 2022 yılındaki tomografide lezyon 32*29 mm ölçüldü ve hasta cerrahi önerilerek tarafımıza yönlendirildi. Kliniğimizde yapılan radyolojik incelemede ‘Sol akciğer alt lobda yaklaşık 3 cm çapında, içerisinde kalsifikasyon ve yağ içerikli alanlar izlenen düzgün sınırlı kitle lezyonu izlenmektedir, bulgular ön planda pulmoner hamartomu düşündürmekle birlikte bilinen malignitesi olan hastada metastatik süreçler ekarte edilememiştir ‘ olarak sonuçlandı ve hastaya PET-BT’de SUVmax 4,7 tutulum izlenmesi üzerine kasım 2022’de sol mini torakotomi ile girilerek lezyon enükle edildi. Frozen sonucu adenom veya adenolipom ve malignite bulgusuna rastlanılmadı olarak değerlendirilen hastaya ek rezeksiyon yapılmadı. Uzun dönem patoloji sonucu pulmoner adenofibrom olarak raporlandı. Postop 9. Ayda olan hastanın takip radyolojik incelemelerinde patoloji izlenmedi. Pulmoner adenofibrom ilk defa 1944 yılında Scarff tarafından tanımlandı. Literatürde tanımlanan yaklaşık 50 vaka vardır. İnsidansının bu kadar az olması sebebi ile Dünya Sağlık Örgütü tarafından yayınlanan ‘Akciğer, Plevra, Timus ve Kalp Tümörleri Sınıflandırılması’ nda sınıflamaya halen dahil edilmemiştir. Tanısı sadece histopatolojik ve immünohistokimyasal yöntemlerle konulabilmesine rağmen bazı vakalarda hala tanı konusunda tartışmalar olmaktadır. Bifazik tümörler olması sebebiyle değişken oranlarda Bcl-2, CD 34, TTF-1, S-100, STAT-6, vimentin, EMA pozitiflikleri gösterirler. Bazı çalışmacılar bu immünohistokimyasal sonuçlara göre pulmoner adenofibromların; soliter fibröz tümörlerin bir alt grubu olduklarını ve bazı çalışmacılar ise hamartom ailesine ait olup tamamen benign natürde olduklarını savunmaktadır. Diğer organ adenofibromlarının özelliklede biliyer adenofibromların malign transformasyon gösterdikleri bilinmektedir. Çalışmalarda PET pozitiflikleri göstermeleri ve serum CEA düzeylerinin yüksek olması sebebi ile malign transformasyondan şüphelenilsede literatürdeki hiçbir pulmoner adenofibrom vakasında nüks, metastaz veya hastalık ilişkili ölüm raporlanmadı. Tanısının biyopsi ile konulamaması, diğer malign lezyonlardan radyolojik olarak ayırt edilememesi sebebiyle önerilen tedavi yöntemi parankim koruyucu cerrahi yapılmasıdır