ULUSLARARASI HUKUK AÇISINDAN LOZAN BARIS ANTLASMASI’NIN SİYASAL HÜKÜMLERİ ISIGINDA TÜRKİYE’DE AZINLIKLAR SORUNU: TARİHTEN GÜNCELLİĞE


Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2005

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Remzi ALTUNPOLAT

Danışman: SERAP AKİPEK

Özet:

Azınlıklar, bir devletin nüfusunun geri kalanına göre sayıca az olan, egemen olmayan konumda bulunan, üyeleri o devletin vatandasları olarak etnik, dinsel ya da dilsel açıdan nüfusun geri kalanından ayrılan özellikler tasıyan ve kültürlerini, geleneklerini, dinlerini ya da dillerini korumak amacıyla üstü örtülü bir dayanısma duygusu gösteren gruplar olarak tanımlanabilir. Türkiye'de azınlıkların korunmasıyla ilgili temel belge, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu antlasması olan, Lozan Barıs Antlasması'nın 'Siyasal Hükümler' baslıgını tasıyan I. Bölümünün 'Azınlıkların Korunması' baslıklı III. Kesimidir (37-45. maddeler). Bu çerçevede Türkiye'de hukuksal olarak sadece gayrimüslimlerin azınlık olarak tanınmıs oldugu görülmektedir. Bununla birlikte uygulamada yalnızca Rumlar, Ermeniler ve Yahudiler ile 1925 yılında Türkiye ile Bulgaristan arasında yapılan Dostluk Antlasması çerçevesinde Bulgarlar azınlık koruma hükümlerinden yararlanmıs, diger Gayrimüslim gruplar azınlık korumasından çok uzun bir süre yararlanamamıslardır. Ancak, Avrupa Birligi Uyum Paketleri çerçevesinde Vakıflar mevzuatında yapılan degisiklikle, Süryaniler de dolaylı olarak Lozan Antlasması'na göre tanınan azınlıklar arasında sayılmıstır. Türkiye, Lozan Antlasması'na göre sadece Gayrimüslimlerin azınlık sayıldıgı görüsünü, Avrupa Konseyi ve Birlesmis Milletler bünyesinde daha sonra yapılan sözlesmelere katılırken de korumustur. Diger taraftan Lozan Antlasması'nda sadece Gayrimüslimlere degil, bunun yanında Türkçe'den baska bir dil konusan Türk vatandaslarına, tüm Türk vatandaslarına ve hatta Türkiye'de oturan herkese haklar getirildigi görülmektedir. Özellikle Lozan Antlasması'nın 39/4. ve 39/5. maddeleri, anadili Türkçe'den farklı olan Türk vatandaslarının, anadillerini kullanabilmeleri, anadilde yayın yapabilmeleri ve ögrenim görebilmeleri bakımından büyük bir önem tasımaktadır. Bu çerçevede Lozan Antlasması'nın Azınlıkların Korunması kesimi, hem bir azınlık hakları, hem de bir insan hakları metni niteligi tasımakta, Türkiye'deki azınlık sorunlarının çözümü ve kültürel kimlik taleplerinin yerine getirilmesi bakımından önemli bir baslangıç noktası olusturmaktadır.