Yaygın gelişimsel bozukluğu olan bireylerde otizm spektrum anketi (OSA)geçerliğinin gösterilmesi


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2013

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: SİLA YÜCE ÇITIR

Danışman: MERAM CAN SAKA

Özet:

Yaygın Gelişimsel Bozukluğu Olan Bireylerde Otizm Spektrum Anketinin (OSA) Geçerliğinin GösterilmesiGiriş: Otistik spektrum bozukluğun temel özellikleri; toplumsal etkileşim ve iletişimin önemli ölçüde bozuk ve anormal gelişimi, ilgi ve etkinliklerin belirgin sınırlılığıdır. Otizm spektrum bozuklukluğu sıklığının, OSB tanı kriterlerindeki değişim ve OSB hakkındaki bilgimizin zamanla gelişmesi ve erken müdahelenin önemine artmış farkındalık nedeniyle yıllar içinde arttığını görmekteyiz. Etiyolojide ağırlıklı olarak genetik faktörlerin üzerinde durulduğu göz önünde bulundurulduğunda OSB'nin hasta bireyler kadar yakınlarını da etkilediği söylenebilir. Dar otizm fenotipi çok sayıda otistik özelliğin olduğu ve büyük bir kısmı OSB tanısı olan grubu tanımlar iken orta ve geniş fenotipe sahip bireylerin tanı ve tedavi alma olasılıkları oldukça düşük ancak genetik düzeyde aydınlatıcıdır.Amaç: OSA'nın Türkçe geçerliliği klinik gruplarda (YGB olan bireylerde) ve otizme yatkınlığı olan yakın akrabalarında gösterilmemiştir. Bu çalışmada amacımız OSA'nın geçerliliğini YGB olan bireylerde ve yakınlarında göstererek, genetik ve etiyoloji araştırması için non-klinik yatkınlık yakalamaktır. Üzerinde durulması gereken bir diğer konu DEHB ve otizmin, dikkat eksikliği, aşırı aktivite, davranım problemleri ve sosyal becerilerde sorunlar gibi örtüşen semptomlar nedeniyle sıklıkla karışmakta olduğudur. Bu çalışmada tüm katılımcılara DEHB ölçeği verilerek komorbidite varlığı taranmıştır.Yöntem: Öncelikle AÜTF Psikiyatri Anabilim Dalı polikliniğine ayaktan başvuran 200 hastanın sağlıklı yakınlarına Otizm Spektrum Anketi (OSA), Wender Utah Derecelendirme Ölçeği (WUDÖ) ve Erişkin Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Kendi Bildirim Ölçeği (ASRS) verilmiştir. Aynı anketler ikinci olarak Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Anabilim Dalı Polikliniği'ne başvuran, DSM-IV-TR'ye göre akut stres bozukluğu olan 20 hasta ve 20 yakını ile standardizasyon sağlanması açısından kıdemli araştırmacının şahsen izlediği 20 yaygın gelişimsel bozukluğu olan hasta ve 20 yakınına verilmiştir.Bulgular: OSA'nın faktör analizi ile yapı geçerliliği desteklenmiştir. Cronbach alfa değerleri tüm faktörler için anlamlı ve ölçeğin Cronbach alfa katsayısı 0,706 (orta-yüksek) olarak bulunmuştur. Yapılan faktör analizi sonucunda OSA, hayal gücü, sosyal beceri, iletişim ve ayrıntıya dikkatten oluşan 4 faktörlü bir yapı gösterilmiştir. Baron-Cohen'in önerdiği beş faktörlü yapının hepsinin geçerliliği diğer çalışmalarda olduğu gibi çalışmamızda da gösterilememiştir. Diğer çalışmalarda kontrol grubunda gösterilen kadın erkek farkı, çalışmamızda sadece OSB hastaları ve yakınlarında gösterilmiştir. Diğer çalışmalarla uyumlu olarak OSA puanları OSB hastalarında ASB hastalarına göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksektir ancak diğer çalışmaların aksine OSB ve ASB hastalarının birinci derece yakınlarında bu fark gösterilememiştir. OSB hastalarının OSA, ASRS ve Wender Utah toplam puanları ASB hastalarına göre istatistiksel olarak anlamlı derecede daha yüksek bulunmuştur. Hasta yakınlarının OSA toplam puanları ile ASRS ve Wender Utah toplam puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı ve aynı yönlü orta dereceli bir korelasyon gözlenmiştir. Yani OSA puanları arttıkça ASRS ve Wender Utah puanları da artmaktadır. OSB hastalarının bilgisayar başında geçen zamanlarının ASB hastalarına göre fazla olması yine iletişim ve sosyal etkileşimdeki kusuru gösterebildiği gibi özel ilgi ve tekrarlayıcı davranışların tezahürü de olabilir.Sonuç: OSA puanları, OSB hastalarında ASB hastalarına göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunurken, OSB ve ASB hastalarının birinci derece yakınlarında bu fark gösterilememiştir. OSA tarama amaçlı kullanımdan çok otizm spektrum bozukluğu için şüphelenilen vakalarda tanıya destek amaçlı kullanım için daha uygun bir araç gibi görünmektedir. Üzerinde durulması gereken diğer önemli konu DEHB düşünülen olgularda OSB, OSB düşünülen olgularda DEHB varlığını akılda tutmak ve gerekli müdaheleleri gözden kaçırmamak gerektiğidir.Abstract Validity of Autism Spectrum Quotient for Individuals with Pervasive Development DisorderIntroduction: The basic properties of Autism Spectrum Disorders (ASD) are significant disturbance and abnormality in the development of social interaction and communication and repetitive behavior and interests. The prevalance of ASD has been increasing over the years, due to the changes in the criteria of ASD diagnosis, our knowledge about ASD and the increasing awareness of early intervention. Since the genetic factors are mostly refered in the etiology, autism has a strong relation with the relatives of an individual with ASD. While narrow autism phenotype describes a group with several autistic properties and mostly diagnosed for ASD, medium and broad phenotypes are rarely diagnosed and treated however highly informative in the heritage of ASD.Objective: Autism Quotient (AQ) has not been validated in Turkish for clinical groups (individuals with ASD) and close relatives with tendency to autism. The primary objective of this work is to validate AQ for individuals with ASD and to find out non-clinical tendency for genetical and etiological researchs. Since attention deficit, hyperactivity, behavior disorders and problematic social skills are referred to both ADHD and autism, secondarily, comorbidity for all participants was screened ın this work by using an ADHD-scale.Method: The first group of 200 healty (with no medical reports in psychiatry) out-patient relatives, who have appealed to the policlinic of Ankara University, Faculty of Medicine, Department of Psychiatry, have been screened by AQ scale, Wender-Utah Rating Scale and ASRS. The same scales have also been used for the second group of 20 patients with acute stress disorder (according to DSM-IV-TR), their 20 relatives (one for each), 20 patients with ASD and their 20 relatives.Results: The validity of AQ is confirmed by factor analysis. Cronbach alpha values are significant and Cronbach alpha coefficient is 0.706 (medium-high). A structure with 4 factors (imagination, social skills, communication and attention to detail) is a results of the factor analysis of AQ. Similar to the other studies, not all 5 factors can be validated as suggested by Baron-Cohen. The difference of the ratings between males and females, which was reported in other studies, is only screened in the group of individuals with ASD and their relatives. Similar to the other studies, AQ ratings of the individuals with ASD are significantly higher than those with acute stress disorder, however a significant difference between the ratings of first-degree-relatives of the individuals with ASD and the ratings of the first-degree-relatives of the indivuals with acute stress disorder is not found. The total ratings of AQ, ASRS and Wender-Utah for the individuals with ASD are significantly higher than the total ratings for the individuals with acute stress disorder. For the relatives of these two groups, a similarly significant difference (medium-level correlation) is also found. As a result, the higher the AQ ratings are, the higher are the ASRS and Wender-Utah ratings. Individuals with ASD, who are spending more time with computers comparing to those with acute stress disorder, may be a result of a deficit in social interaction or a result of restricted interest and repetitive behavior.Conclusion: AQ ratings for the individuals with ASD are found significantly higher than those of the inviduals with acute stress disorder, however a significant difference of the ratings between the first-degree-relatives of these two groups is not found. AQ is not considered as a screening tool but a diagnosis verification tool for the individuals, who are likely to have ASD. The possibility of ADHD must not be neglected for the cases of ASD and vice versa.