Halkla ilişkilere toplumsal yaklaşım: Kadına yönelik şiddet karşıtı dijital kampanyalar üzerine bir inceleme


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2020

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: EBRU AKÇAY

Danışman: MELİKE AKTAŞ

Özet:

Son yıllarda, halkla ilişkilerin sadece kurumsal bir pratik değil, aynı zamanda toplumsal bir pratik de olduğunu ileri süren ve halkla ilişkilerin toplumla olan ilişkisini merkeze alan çalışmaların artmasıyla birlikte, araştırmacılar kamuların gerçekleştirdikleri halkla ilişkiler pratiklerine odaklanmaya başlamışlardır. Kamuların halkla ilişkiler kampanyalarının sadece hedef kitlesi değil, kampanyaların ortak yaratıcısı da olduğunu ileri süren bu araştırmalar, halkla ilişkiler literatüründeki yeni araştırma odaklarından birini oluşturmaktadır. Bu kuramsal çerçeveye dayanan tez çalışması ise kadınların erkek şiddetini kamusal tartışmalara taşımak ve mobilize olabilmek için başlattıkları halkla ilişkiler pratiğinin kamusal alanın demokratikleşmesine katkı sağlayarak toplumsal dönüşümü sağlama potansiyeli olduğunu iddia etmektedir. Araştırma için seçilen #sendeanlat, #KıyafetimeKarışma ve #ŞuleÇetİçinAdalet kampanyaları çoklu vaka incelemesi yöntemiyle incelenmiştir. Kampanyalara ilişkin verilerin analizi için Linda Hon'un "Halkla İlişkiler ve Dijital Toplumsal Savunuculuk Modeli" adlı modeli takip edilmiştir. Araştırma, dijital platformların sağladığı imkânlardan yararlanan ve halkla ilişkiler taktiklerini kullanan bu kampanyaların kadınların kitlesel katılımını sağlayarak ele aldıkları sorunu toplumun, siyasal kamuoyunun ve medyanın gündemine getirebildiğini ve ataerkiye meydan okuyarak bu konuda kamuoyu baskısı yaratabildiğini ortaya çıkarmıştır. Bu açıdan araştırma, halkla ilişkiler pratiğinin, erkek şiddeti gibi toplumsal meseleler hakkında kamuoyu gündeminin oluşturulduğu, konuya ilişkin kamuoyu baskısının yaratıldığı ve kamusal tartışmaya farklı kamuların katılımının sağlandığı "etkileşim mevkileri" oluşturabileceğini ve bu sayede toplumsal dönüşüme katkı sunma potansiyeli olabileceğini ortaya koymuştur. In recent years, with the growth of the studies bringing forward that public relations is not only an organizational practice but also a social practice and centering upon the relationship between public relations and society, the researchers have begun to focus on the public relations practices which are carried out by the publics. Those studies setting forth that the publics are not only the target audiences of the public relations campaigns but the co-creators of the campaigns, have created a new area of research in public relations literature. Within this framework, this study puts forward that public relations practices, especially the ones that women put into practice in order to mobilize and bring up the male violence to the public agenda, have a potential of causing social change by contributing on the democratization of the public sphere. For the study, #sendeanlat, #KıyafetimeKarışma and #ŞuleÇetİçinAdalet campaigns are chosen and multiple case design is used for the analysis. Linda Hon's model titled "Model of Public Relations and Digital Social Advocacy" is utilized in order to analyze the data related to the cases. The study has revealed that aforementioned campaigns benefiting from the digital platforms and using public relations tactics could bring the issue of male violence to the political/public agenda, could receive media attention and could create public pressure challenging the partiarchy by enabling women to participate in the campaigns collectively. In this respect, the study concludes that public relations practice has a potential to contribute to social change and to generate spaces of interactions, where public opinion on male violence is formed, public pressure on the issue is created and publics participate in public discussion.