Toplumsal tezahürleri bağlamında Türk sinemasında din dindarlık ve din adamı olgusu


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2011

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: İBRAHİM YENEN

Danışman: NİYAZİ AKYÜZ

Özet:

Türk Sinemasını din, dindarlık ve din adamı olgusunun incelenmesi bağlamında üç ayrı dönemle değerlendirmek mümkündür. Bunlar, ―İlk Dönem Türk Sineması‖ (1922–1960), ―Geleneksel Türk Sineması‖ (1960–1996) ve ―Yeni Türk Sineması‖dır. (2000-…) İlk dönem Türk sinemasında (1922–1960) din, dindarlık ve din adamı olgusu, ―dışlanmış (excluded)‖ bir yaklaşımla değerlendirilirken Geleneksel Türk Sinemasında (1960–1996) ―daraltılmış consricted)‖ bakış açısıyla ele alınmıştır. Dışlanmış ve daraltılmış olarak ifade edilen bu iki dönemde de din, dindarlık ve din adamı olguları ―indirgemeci (reductive)‖ bir zihniyetle ―kullanılmış obje‖ olarak değerlendirilme eğilimi göstermiştir. 1996 yılından günümüze Yeni Türk Sineması olarak adlandırılan dönemde ise din, dindarlık ve din adamı olguları, gündelik hayat içerisinde kendisini tezahür ettirdiği sosyal bir gerçeklik olarak ―kabullenilmiş (adopted)‖ bir yaklaşımla değerlendirilmiştir. Buna göre din ve dini unsurlar, ―kullanılmış obje‖ konumundan farklılaşarak ‗toplumsal‘ın bir parçasına dönüşmektedir. İlk dönem Türk sinemasında dinin ―dışlanmış‖ temsili, özellikle Muhsin Ertuğrul filmleri ve Vurun Kahpeye filminde (1949) ortaya çıkmaktadır. Bu haliyle din, bidat ve hurafeleri‖ içeren bir inanç olgusu ve siyasal amaçlar için istismar edilen bir kurum olarak değerlendirilmektedir. Bu değerlendirme, aynı zamanda dönemin siyasi ve kültürel modernleşme dinamiklerine uygunluk göstermektedir. Geleneksel Türk Sinemasında dinin ―daraltılmış‖ temsili, özellikle 1960–1975 yılları arasında görülen sinema akım ve anlayışları ile popüler filmlerde ortaya çıkmaktadır. Toplumsal gerçekçi, ulusal, devrimci, dinsel ve milli sinema akımları, dini farklı açılardan yorumlayarak ―daraltılmış‖ sinema anlatımına dönüştürmüşlerdir. Aynı Şekilde popüler Türk filmlerinde rastlanan dindarlık tipolojileri, ―köy ve gecekondu dindarlığı‖ olarak belirginleşmektedir. Yeni Türk sinemasında ise din sinema açısından ―kabullenilmiş‖ bir sosyal gerçeklikle temsil edilmektedir. Bu durum, Şiddet, terör, modernleşme, gündelik hayat gibi sosyal ve kültürel konuların dini bağlamda incelenmesiyle anlaşılmaktadır. Ayrıca ilk dönem ve geleneksel Türk sinemasındaki din adamı tiplemeleri yerlerini sosyal aktörler olarak karakterlere bırakmaktadır. Yeni Türk sinemasında din adamları farklı özellikleri itibariyle temsil edilmeleri açısından ―din adamı tipolojisi‖ oluşturmaya imkân vermektedir. Yine dindarlık tipolojisi de kentlilik olgusuna uygun ―kent dindarlığı‖ olarak ortaya çıkmaktadır.